Geçtiğimiz hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının ardından CHP’nin verdiği kanun teklifi ile başörtüsü tartışması yeniden başladı. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasa’da değişikliğin yolunu açtı ve “aile kurumunun güçlendirilmesi için ek düzenlemeler de ekleyelim” dedi. Sonraki açıklamalarında, bu düzenlemelerle LGBTİ karşıtlığını da anayasaya eklemek istediğini ilan eden Erdoğan “LGBT'yle birlikte de bizim aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız. Biz kimlerin LGBT'ci olduğunu biliyoruz zaten. Ama bunu da aile olarak gelip oraya koyalım” diye konuştu. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise hızlı bir şekilde anayasa değişikliği taslağı üzerinde çalışmaya başladıklarını açıkladı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklaması, Erdoğan’ın bunu “gollük pas” olarak değerlendirip Anayasa değişikliği tartışmasına yükseltmesi, başörtüsü tartışmalarına ek olarak aile ve LGBTİ üzerinden de tartışmaların açılması kadın örgütleri arasında da çeşitli tartışmalar yarattı.
Kadın örgütleri Kılıçdaroğlu’nun verdiği kanun teklifini ve Erdoğan’ın Anayasa değişikliği talimatını nasıl değerlendiriyor? Kadın Savunma Ağı’ndan Buse Üçer, Mor Dayanışma’dan Cemile Baklacı ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Fidan Ataselim Ekmek ve Gül’e konuştu.
‘GÜNDEMİN ÖZÜ: KADINI AİLENİN İÇİNDE TUTMAK’
Fotoğraf: Kadın Savunma Ağı
Kadın Savunma Ağı’ndan Buse Üçer: Başörtüsü düzenlemesi tartışması ile erkek aklın düzen siyaseti içerisindeki yansımasını en açık haliyle görmüş olduk. Bugün İran'da kadınlar başörtülerini meydanlarda yakarken Kılıçdaroğlu'nun laikliğe yönelik tek bir açıklaması yok. Olması da bir şeyi değiştirmiyor. Kadınlar adına konuşan ve suni gündemler yaratanların aksine kadınların "yaşamak" gibi çok daha yakıcı bir derdi var. Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na aileyi güçlendirme ile karşılık verdiği bu gündemin özü çok belli: kadınları ailenin içinde tutmak, kadının özerk varlığını reddetmek ve LGBTİ+lara yönelik nefreti körüklemek.
"Aileyi güçlendirmek" AKP için tarikatları beslemek demek. Kadınların 3 kuruş nafakasına göz dikmek demek. Ev içerisinde kadının rolünü "makbul" sınırlarda tutarak bakım emeğini sömürmek demek. LGBTİ+ları yok saymak, varoluşlarını aile olamadıkları sürece reddetmek demek...
Kadın Savunma Ağı olarak feminist laiklik mücadelesi ile dinci gerici erkek egemen akla karşı sokaklarda olmayı sürdüreceğiz. Kadınlar ve LGBTİ+lar olarak bedenimize, emeğimize, özerk varlığımıza yönelik bu saldırılara karşı sokakta birleşerek AKP-MHP faşizmine karşı direnişi sürdüreceğiz. Aile değil kadınız. Her yürüyüşümüz onur yürüyüşü.
‘HAKLARIMIZIN GARANTİSİ MÜCADELEMİZ’
Fotoğraf: Mor Dayanışma
Mor Dayanışma Sözcüsü Cemile Baklacı: Kadınları ilgilendiren, bedenlerine dönük kararları iki erkek birbirlerine eril söylemlerle seslenerek dillendiriyor. Bu hakkı kendinizde nasıl görüyorsunuz? “Kim daha erkek” seslenişleriyle devlet erkleri yarış halinde kadınların başörtüsü üzerinden seçim pazarlığı yapıyor. Muhafazakar politikalarla, tarikatların seslenmelerini, Diyanet’in vaazlarını erkeklere salanlar ve kadınları ailelere, şiddete mahkum edenleri iyi biliyoruz. Ne AKP iktidarı ne CHP kadınlara özgürlük vadedecek bir düzlemde değiller. LGBTİ düşmanlığı RTÜK ile devlet tarafından örgütlenirken bir kelime etmeyen CHP de kadınları ölüme, aileye terk eden, muhafazakar politikalarla itaate zorlayan iktidar da “özgürleştirme” lafını ağzına alamaz. Anayasal güvence altına alınması gerekenler; kadınların her alanda ücretli emek ve ev içi emekte eşitliği sağlayacak, bakım hizmetlerini kamulaştıracak, kadın cinayetlerini önleyecek düzenlemelerle gerçekleşebilir.
Biz ne şiddetle örülen ailelerinize sığarız ne başörtümüze dair kararları sizin izniniz ya da müsaadenize bırakırız. Haklarımızın ve özgürlüklerimizin garantisi kadın mücadelesi ve dayanışmasıdır.
‘MEDENİ KANUN’UN ELLENMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ’
Fotoğraf: KCDP
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim: Kıyafetimize karışılmaması gereken bir çizgiyi savunuyor olmak gerekir. Bu ülkede yıllar önce başörtüsü takan kadınlar üniversitelere giremediler, kamu kamu kurumlarında çalışamadılar. Ya da son zamanlarda sanatçıların kıyafeti bahane edilerek yasaklanan konserler oldu. 2017 yılında şort giydiği için saldırıya uğrayan kadınlar oldu ve kıyafetime karışma yürüyüşü yaptık. Esas olan herkesin dilediği kıyafetle kendini nasıl ifade etmek istiyorsa o şekilde giyinmesi. Kıyafetle ilgili herhangi bir yasaklama ya da sınırlama anlamına gelebilecek bir düzenlemeyi asla kabul edemeyiz. Ama bunun dışındakilerle mücadelemiz çelişmez diye düşünüyorum. Haksızığa, eşitsizliğe uğradığını söyleyen bir toplumsal kesim varsa “Böyle bir sorun yoktur” denilemez. Baskı aracı olmaktan öte, özgürlükleri kapsayacak bir laikliğin teminatı örgütlü kadın mücadelesidir.
Erdoğan, her durumda Anayasa’yı gündem ediyor, her durumda LGBTİQ+ları hedef gösteriyor. Mevcut siyasi iktidarın tüm politikaları sürekli bir tür sınırlamaya ilişkin. O yüzden el arttırmak istendiği durumda Anayasa’yı da dile getirmiş oluyor, “aileye ilişkin düzenlemeler yapalım” da demiş oluyor. Ailenin nasıl olacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yapıyor olmak demek, tam olarak geçmişte AKP’nin kendi itiraz ettiği toplum mühendisliğini yapmanın adı olur. Biz buna asla müsaade etmeyiz. Aile kendi tarihsel gelişmişliğiyle evrimleşerek değişen yapılardır. İlla böyle olacak dayatması baskı anlamına gelir. Bu tür bir düzenleme önerisine toplum olarak karşı çıkacağız.
Biz Medeni Kanun’un ellenmesine asla izin vermeyeceğiz. Modern haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. AKP hükümetinin yürüttüğü politikalar sadece bugünün güncel sorunu değil. Son dönemin aktüel bir sorunu. İstanbul Sözleşmesi'nden imzayı geri çektiler. Birçok konseri, festivali yasakladılar. LGBTİQ+ karşıtı yürüyüşe alan açtılar, RTÜK'ün bunu kamu spotu olarak yayınlanmasını sağladılar.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Ne Var Ne Yok başlıyooor! | Başörtüsü tartışması,...
Ülkenin gündeminde, eğitimde, siyasette, kültür sanatta kadınlara dair her şeyi yeni sezonumuzda Ne...
Başörtülerini çıkaran kadınların hikayesi: Yalnız...
Hayatlarının bir döneminde başörtüsü takmış ve başörtüsü baskısını türlü şekillerde yaşamış, baskıla...
Başörtüsü istismarında at başı gidenler
Yine bir seçim sathında, başörtüsü üzerinden sürdürülen bu tartışmanın başörtülü, başı açık, inançlı...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.