Bakan Yanık’ın yanar döner ifadeleri
Bakan Derya Yanık, Saraçhane mitingine dair konuşurken "nefret söylemine karşı" olduğunu ifade etti, devamında nefret söylemini yeniden üretilen açıklamaları neyi gösteriyor?

Derya Yanık Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı biliyorsunuz ki. Hande Fırat’ın kendisiyle yaptığı röportajın ardından Twitter hesabından düzeltmeler yapmak zorunda kaldı, görmüşsünüzdür belki. Konu, geçtiğimiz hafta düzenlenen LGBTİ’lere nefret kusan miting. Hande Fırat kendisinin bu mitingi ne kadar doğru bulmadığını ifade ederek Derya Yanık’ın da kendisi gibi düşünmesinden büyük mutluluk duyarak yazmıştı yazısını.

Derya Yanık, Hande Fırat’a “Hükümetimizin de doğal olarak değerleri var. Eşcinselliği normalleştirmek ya da normal görmek gibi bir lüksümüz yok” temel cümlesi etrafında bir şeyler söylemeye çalışmış durumda. Aslında eşcinselliği normal görmediğini, ama onlara yönelik bir nefret kampanyasını da doğru bulmadığını son derece utangaç bir şekilde ifade etmeye çalışmışken, bu sözlerini bile sonradan açıklamak durumunda bırakılmış anlaşılan o ki.
Devletin Bakanı bir devletin en temel yükümlülüğüne dair bir şeyler söyleyip kendince hafiften durumu toparlamaya çalışırken yine de yapamıyor. Hükümetinin değerlerinden söz edip, bu değerlere sahip olmayanları normal görmediklerini ifade ederek, nefret suçuna karşı olduğunu ifade etmeye çalışırken yine bu suçun parçası ve sürdürücüsü oluyor.

Hele de daha sonra yapmış olduğu sosyal medya hesabı paylaşımları daha da kötü. Protesto etme hakkından söz etmiş, bu hakka olan saygısından bahsetmiş ve “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak aileyi ve değerlerimizi korumak en önemli vazifelerimizin başında gelmektedir. İnancımız ve değerlerimiz çerçevesinde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çalışmaya devam edeceğiz” diyerek bitirmiş.

Yani yine aile, değerlerimiz ve inancımız söylemi... Ama aslında bu değerler ve inançların hükümetinin değerleri olduğunu da ifade etmiş olan Derya Yanık; sadece hükümeti ile aynı görüşü paylaşanların haklarının korunduğunu ve korunacağını, onun dışındaki herkesin böyle bir korumaya sahip olmayacağını ifade etmiş oluyor.
Aslında satır aralarında nefret söyleminin yanlış olduğu, bu mitingi normal bulmadığı, LGBTİ’lerin yaşamsal tehlikeler yaşayacağına dair endişelerinden söz etmeye çalışan Bakan Derya Yanık’ın yukarıda ifade etmiş olduğumuz sözleri, aslında samimi olmadığını gösteriyor.

Dahası bu sözleri söyleyen Bakan, kadınlar, gençler, çocuklar, engelliler ve kendileri kabul etse de etmese de LGBTİ’lerin hakları için bir şeyler yapmakla yükümlü olan bir Bakan. Kendi hükümetinin değerleri değil, ülkedeki herkes için sosyal politikalar üretmekle yükümlü olan bir kamu görevlisi.

Bakan Yanık, Bakanlık görevinin gereğini yerine getirmeyeceğini, ayrımcılık ve nefret suçunun bir parçası olduğunu ne yazık ki hem röportajla hem de sonraki sosyal medya paylaşımları ile ifade etmiş durumdadır.

Hande Fırat, Bakan Yanık’ın açıklamaları ile çok mutlu olduğunu belirtmiş ise de bu mutluluğun beyhude olduğunu da kendisine söylemek gerekli. İstanbul Sözleşmesinden imza çekilmesine ilişkin kararı doğru bulmadığını, LGBTİ + lara ilişkin nefret söylemine de karşı çıktığını ifade eden Fırat, AKP’nin her iki uygulamasının genel politikalarından bağımsızmış gibi göstermeye çalışırken aslında hiç de öyle olmadığını da göstermiş oldu bir bakıma.
İstanbul Sözleşmesi’nden imza çeken bir hükümet ve onun Bakanının sözlerinden kadınların, çocukların, LGBTİ’lerin güvende olacağı anlamlar çıkarmak mümkün değil. Hande Fırat kendince ve kurnazca bunu yapmaya çalışıyor ve Derya Yanık’ı güzel şeyler söyleyen bir Bakan olarak ortaya çıkararak hükümet politikasını yokmuş gibi göstermeye çalışıyor.

Çabaları çok nafile bir kez daha gördüğümüz üzere. Bakan Derya Yanık’ın sözleri ve açıklamaları, bu ülkede yaşayanların kendilerini eşit ve güvende ve özgür hissedeceğine ilişkin bir işaret vermiyor. Hatta tam tersini yapıyor, “hükümet değerleri” diyor ve “biz değerler kapsamında bakarız her şeye” diyor.

KADINLAR ÜZERİNDEKİ BASKI HER YERDE
İran rejiminin değerleri kadınların zorunlu örtünmesini içeriyor ve bunu kabul etmeyen kadınlar polis tarafından öldürülüyor. Türkiye’de de AKP iktidarının değerleri kadınları aile içinde tanımlıyor boşanmaları engellemek istiyor, kadınların tek başına ayakta kalmalarına engel olmak istiyor, kadınları, çocukları koruyan yasalar ve sözleşmeler yok edilmek isteniyor ve LGBTİ’ler düşman ilan ediliyor.
Derya Yanık ve hükümetinin değerlerini paylaşmıyoruz. Aynı İran’daki kız kardeşlerimiz gibi. Özgürlük, eşitlik ve güvence altında bir yaşam istiyoruz. Bunun için mücadele etmeye devam etmek de önümüzdeki tek seçenek...

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
'Büyük Aile Buluşması'nda LGBTİ örgütlerinin kapat...

Pazar günü İstanbul Saraçhane'de 'Büyük Aile Buluşması' adıyla LGBTİ karşıtı miting gerçekleşti.

LGBTİ karşıtı yürüşe tepkiler sürüyor: İzin verenl...

18 Eylül’de İstanbul Saraçhane Parkı’nda “Büyük Aile Buluşması” adı altında yapılacak olan LGBTİ düş...

LGBTİ'leri hedefe koyan söylemler ne gösteriyor?

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin kayyum rektör protestoları sırasında iktidar kanadından LGBTİ'l...