Ankara'da kadınlar okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek davası için buluştu
MEB'e karşı, okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek hakkı için açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Kadınlar, Duruşmanın görüldüğü Ankara 3. İdare Mahkemesinde basın açıklaması yaptı.

Ekmek ve Gül olarak başlattığımız ve farklı kesimler tarafından iki yıldır yürütülen okullarda çocuklar için Bir Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek Kampanyası sürüyor. Kampanyanın yürütücülerinden Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği’nin geçtiğimiz yıl Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) açtığı davanın ilk duruşması Ankara 3.İdare Mahkemesinde görüldü. Mahkeme, dava kararını 15 gün sonra tebliğ edeceğini bildirdi. MEB'in hukuk müşaviri ise, "Bir öğün ücretsiz yemeğin verilmesi için gıdaları nerede depolayacağız? Gıda zehirlenmesi yaşanabiliyor. Biz bunu pilot olarak denedik kimi zorluklarla karşılaştık. Hepsi planlanması gereken şeyler. Ayrıca üst ve orta düzey gelirli aileler okullarda yemek verilmesine de itiraz ediyor." diyerek Milli Eğitim Bakanlığını savundu.

Türkiye’nin farklı illerinde sendikalar, barolar, dernekler ve kadınların çağrısıyla eylemler ve basın acıkmaları gerçekleştirdi.

Ankara’da dava önce Türkiye’nin farklı illerinden mahkeme önünde basın açıklaması yapan kadınlar “Ekmek ve Gül’ün çağrısı okullarda her çocuğa bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek verilmesi için 2022 yılından beri mücadele eden kadınlar, veli dernekleri, meslek odaları olarak buradayız ve bu davanın takipçisiyiz.” dedi.

MEB, BESLENME HAKKINI GARANTİ ALTINA ALMALI

Açıklamayı okuyan Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği Başkanı Elif Sancı, pek çok şehirde devletin çocuklara yemek sağlama sorumluluğunu hatırlatan ve 100 binlerce imza toplayan kadınların gözünün bu davada olduğunu söyledi. Ülkenin dört bir yanında toplanan imzaların Milli Eğitim Bakanlığına ve EMEP Milletvekili Sevda Karaca aracılığıyla bizzat Milli Eğitim Bakanına teslim edildiğini belirten Sancı, MEB’in çocukların iyi halini ve eğitime erişimini garanti altına alma sorumluluğuna rağmen planlarında bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemeğe yer vermediğini belirtti.


2022-2023 Eğitim-Öğretim yılının 2’nci döneminde okul öncesi eğitimde ücretsiz yemek uygulamasının başlatıldığını ancak yeni dönemde bu uygulamanın sessiz sedasız bir şekilde kaldırıldığını ve deprem bölgesiyle sınırlı tutulduğunu söyleyen Sancı, kadınların buna rağmen okullarda bir öğün ücretsiz yemeğe yönelik taleplerini örgütlemekten vazgeçmediğini vurguladı.

Artan enflasyon ile birlikte ekonomik yükün gittikçe artmasının çocukların sağlıklı gıdaya erişimi önünde engel oluşturduğunu belirten Sancı, “Forma ücreti, ulaşım ücreti, kitap ücreti gibi pek çok giderle boğuşan, her gün çocuğunun beslenme çantasına ne yemek koyacağını düşünen ailelerin, gıda enflasyonu ortadayken o çantaları doyurucu besinler ile doldurma imkanları yok. Gelecek nesillerin bodurluk, kansızlık, öğrenme sorunları gibi çeşitli gelişim sorunları yaşadıklarına şahit oluyoruz. 30 Avrupa ülkesi içerisinde en yüksek çocuk yoksulluğu oranına sahip iki ülkeden biri olan Türkiye'de yaklaşık 3 milyon çocuk kronik yetersiz beslenme yaşıyor, düşük kilo, kansızlık gibi sorunlar ile boğuşuyor.” dedi.

Çocukların beslenme hakkının gözetilmemesinin eğitim hakkının da gasbı anlamına geldiğini vurgulayan Sancı, “Ekonomik zorluklar sebebiyle öğrenciler örgün eğitimden uzaklaşıyor. Eğitimden uzaklaşan ve takibi yapılmayıp eğitime erişimi sağlanmayan çocuklar çocuk işçi oluyorlar, zorla evlendiriliyorlar, ev içindeki bakım sorumlulukları sırtlamak üzere evde tutuluyorlar.” dedi.

‘KAYNAK YOK DİYENLERE İNANMIYORUZ’

Okullarda ücretsiz yemek sağlanmasının yıllardır bir gereklilik olduğunu ve çeşitli biçimleriyle ücretsiz yemek uygulamalarının hayata geçirildiğini ifade eden Sancı, okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek talebinin kaynak kısıtlılığı bahane edilerek reddedilmesinin doğru olmadığını ifade etti. Sancı, “Çok büyük kaynaklara gerek olmadan ücretsiz yemek sağlanabilir ancak burada mesele kaynak yokluğu değil, kaynakların nereye ayrılacağına karar verilirken yapılan tercihler. Böyle bir kaynak yok diyenlere inanmıyoruz! Bugün çocukların beslenmesine ayırılması gereken bütçe, ÇEDES gibi uygulamalarla, Diyanet Başkanlığı bütçesine, teşvik adı altında özel okullara harcanıyor, geçmediğimiz otoyolları köprüleri yapan inşaat şirketlerine geçiş harcı şeklinde ödeniyor. Patronların milyarlarca dolarlık vergi borçları siliniyor. Sivil toplum adı altında MEB bütçesinden vakıflara kaynaklar aktarılıyor. Sadece Diyanet İşleri Başkanlığının tanıtım giderleri için ayrılan bütçenin pek çok okulda çocuklara yemek sağlayabilecek bütçeye karşılık geldiğini biliyoruz.” dedi.

Kadınların, çocukların yoksulluğa terk edilmesine göz yummayacaklarını söyleyen Sancı, “Kadınların geceleri fırın fırın çocukları için bayat ekmek toplamak zorunda kalmasına, çocukların okullarda açlıktan bayılmasına, sağlıklı beslenemediği için çocukların bodurluk yaşamasına, kız çocuklarının eğitimden koparılmasına karşı “Okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek her çocuğun hakkı” demeye devam edeceğiz.” dedi.

‘AÇLIĞA TERK ETMEK YERİNE SORUMLULUK ALSINLAR’

Sancı, davayı açma sebeplerinin hukuku bir mücadele aracı olarak görmeleri olduğunu ifade etti. Milli Eğitim Bakanlığının ve devletin diğer kurumlarının çocukların gelişimi konusunda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğinin altını çizen Sancı, “Yazılı savunmasında da “Biz zaten veriyoruz” diyor. Oysa sessiz sedasız okulöncesine bir dönemlik tanıdığı bu hakkı da ortadan kaldırıyor. Bu dava tüm işçi ve emekçilerin, eğitim işkolunda çalışanların, sendikaların, meslek odalarının, kadınların, kadın örgütlerinin, veli derneklerinin, halkın bütçesinin halkın ihtiyaçlarına ayrılmasını talep eden, “çocuklar aç kalmasın” diyen herkesin davası! Çocuklarımızın sağlığı ve geleceği için hakkımız olanı kazanacağız! Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm bakanlıklar, devlet kurumları sorumluluğu tek tek ailelerin üzerine yıkıp çocukları açlığa terk etmek yerine sorumluluk alsınlar!” dedi. Sancı, “Devlet kurumları eğitimin her kademesinde ücretsiz ve sağlıklı yemek verene kadar mücadelemiz devam edecek.” diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.


‘BU DAVAYI ŞİMDİDEN KAZANDIK SAYIYORUZ’

Basın açıklamasında, Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca da söz alarak şöyle konuştu. “Bugün davamız var. Bugün bu dava iki yıldır kapı kapı dolaşarak evlerde, mahallelerde, işyerlerinde sesini duyurmak isteyen kadınların davası. Bugün açlıktan bayılan arkadaşıyla sandviçini paylaşan çocukların davası. Günde 16 saat çalışan işçi babasının, emekçilerin davası. Çocukların hakkı için mücadele edenler için sembolik bir dava bu.  Ağzımıza bir bal çalınca bu talebi unutacağız sananlar var. Biz çocuklara hakkını vermek yerine, devletin bütçesinin nerelere peşkeş çekildiğini bilenleriz. İki yılık bu mücadeleden ne karar çıkarsa çıksın, ülkenin dört bir yanında mücadele yürütenler ne bu davadan ne de bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Bunun için ant içtik, yan yana geldik. Bu kampanyaya destek veren kapı kapı dolaşıp insanları yan yana getiren yüzbinlerce imzanın bakanlığın önüne getiren herkes bu davanın sahibidir, herkese teşekkür ediyoruz. Bu mücadele kazanılana kadar bildiğimizi her mücadele yönetimi ile devam edeceğiz. Şimdiden bu mücadele kazanılmış sayılmıştır, hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”

‘ÇOCUKLAR SU İÇİN ÖĞRETMENLERİNDEN PARA İSTİYOR’

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak: Bu topraklarda çok ciddi sayıda çocuklar her gün okula aç gidiyor, istedikleri temiz suya ulaşamıyor. Çocuklar öğretmenlerinin yanına gidip temiz su almak için para istiyorlar. Bu ülkede yoksul çocuk, yoksul olmayan çocuk ayrımı var. Daha birkaç gün önce İliç’te meydana gelen göçükte yaşananlar bunun bir örneğiydi. Zenginler ile yoksullara farklı farklı davranan oligarşik, sınıf ayrımcı bir düzenle karşı karşıyayız. Bu ülkenin tüm yoksul ve emekçileri  parasız, eşit eğitim hakkı gibi birçok konuda mücadele etmesi gerekiyor. Kar topu gibi büyütecek bu mücadele bu mahkemenin kazanılacağının bir işaretidir. Bu oligarşik zenginleri koruyan bu düzeni koruyanlara karşı bu mücadeleyi desteğe çağırıyorum.

Açıklamada konuşan, davanın avukatlarından ve aynı zamanda Demokrasi İçin Hukukçular'dan Elif Yetigin bu talebin aslında bir hak olduğunu ve kadınların bu hakkın gerçekleşmesini istediğini belirtti. "Biz kadınlar yardım istemiyoruz. MEB’in kılavuzlarında ifade ettiği şeyin uygulamaya koymasını istiyoruz. Haklarımız sadece yazılı kalmasın, uygulamaya konsun istiyoruz. Bir çocuğun beslenmesi ucuz değiliz halk sağlık müdürlüğünün hazırladığı listedekileri daha ucuza aldık, 98 lira harcadık. Bir beslenme hazırladık buraya gelirken. Suyu okuldaki musluklarından içen çocuklar ile karşı karşıyayız. Nasıl sağlıklı çocuklar yetiştirmemiz gerek, bunu bize açıklamalarını bekliyoruz" dedi.

Duruşmanın görüldüğü 21 Şubat günü, Adana, Aydın, Balıkesir, Denizli, İstanbul, İzmir ve Kocaeli’de de kadınlar yan yana gelerek okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek talebini yinelemek ve davaya olan desteklerini belirtmek için bir araya geldi.


Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
21 Şubat'ta çocukların ücretsiz ve sağlıklı beslen...

Ekmek ve Gül olarak çağrısını yaptığımız bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek kampanyası için Tuzluça...

Bir öğün ücretsiz yemek davası 21 Şubat'ta | Bu da...

Çocukların bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek hakkı için mücadele sürüyor. Çocukların beslenme hakk...

Sadece beslenme hakkı değil, çocukların esenliği i...

'Bence karar vericilerin yapması gerekenler çok net, raporlar da ortada. Bizim yapmamız gereken ise...