1917 Ekiminde Rusya’nın işçi ve köylü sınıfları, iktidarı kendi ellerine aldıklarında önlerinde yeni bir toplum düzeni kurma görevi duruyordu. Kısa zamanda çok iş başarmak lazımdı. Bu güç ‘iş’lerden biri de hem Çarlık Rusya’sında hem tüm dünyada binlerce yıldır süren erkeğin kadın üzerindeki egemenliğine son verip kadını hukuksal, toplumsal ve ekonomik anlamda bir eşitliğe kavuşturmaktı. Ekim Devriminin hemen ardından yasalarla bu yeni düzenin maddi koşullarının zemini atıldı.
Devrimden 4 gün sonra, kadın emeğinin ve annenin korunmasına ilişkin kararname, Aralık’ta da evlilik ve aile ile ilgili kararname ilan edildi. Sovyet iktidarı, annelik ve ev kadınının ev içi faaliyetlerini, çocuk bakımını üretimdeki çalışmaya denkleştirerek toplumsallaştırdı.
Kadının toplumdaki eşitsiz konumunu sadece yasalar yapmak değiştirmiyordu. Değişim toplum yaşamında fiilen hayat bulmalıydı. Bunun için çalışmaların odağında, yüzyıllardır geride bırakılmış “Kadının haklarından gerçekten yararlanabilmesi için ne yapmalı, nasıl yapmalı” sorusu duruyordu.
YASALAR YETMEZ
Halkın yüzde 80’i okuma yazma bilmiyordu ve bunların çoğu kadındı. Her şeyden önce bu sorun çözülmeli, kadınların eğitim ve kültür düzeyi yükseltilmeliydi. Yine, kadınların çocuklarını güvenle emanet edebileceği, çocuklarının yetiştirilmesine yardımcı olacak yaygın bir çocuk bakım/eğitim kuruluşları ağı yaratılmalıydı. Kadınların yaşantısını kolaylaştırmak için, mahallelere, tek tek fabrikalara dek örgütlenen yemekhaneler, kantinler, çamaşırhaneler, terzihaneler yapılmalıydı.Bu önlemler, kadının toplumsal yaşamın örgütlenmesine, üretime ve politikaya katılmasının önünü açacak, onu, eski toplum ve aile içinde hapsolduğu şiddet sarmalından kurtaracak, yeni toplumun eşit ve aktif bireyi haline getirecek yolun ilk döşeme taşlarıydı.
Bir taraftan kadınların mesleki donanım edinmeleri için olanaklar yaratılıyor öte taraftan üretim gücü olması için çaba harcanıyordu. Bu amaçla meslek okullarına, fabrika ve işletmelerde açılan çırak okulları ve kurslarına mümkün olan en fazla sayıda kadının katılması gözetildi.
Israrla, vazgeçmeden yürütülen çalışmalar sonucunda hep daha çok kadın devlet, Sovyet ve parti örgütleri içindeki idari hizmetlerde, tüketim malları dağıtımının örgütlenmesi/idaresi alanında veya anne ve çocuk koruma kurumlarında, çocuk yuvaları, kamu mutfakları, kamu çamaşırhanelerinde vb. işlerde çalışma içine girdi.
DEĞİŞİM RÜZGARI
*1929’da genel 7 saatlik işgünü uygulamaya konuldu. Çalışma koşullarının ağır olduğu bir dizi sanayi dalında ise 6,5 ve hatta yer yer 4 saatlik işgünü hayata geçti.
*1937’de, İkinci Beş Yıllık Plan’ın sonuna doğru, kadınların %39’u sanayi ve inşaat sektöründe, yüzde 20’si eğitim ve sağlık alanında, yüzde 15’i ulaştırma, ticaret ve işletme kamu mutfaklarında, yüzde 7’si Sovhoz ve Makine Traktör İstasyonları’nda ve yüzde 7’si devlet ve toplumsal örgütlerde çalışıyordu.
1954’te çalışabilir yaştaki bütün kadınların yüzde 70-80’i çalışıyordu. Sanayide çalışan kadınların oranı, bütün işçi ve hizmetlilerin yüzde 45,5’ini oluşturuyordu.
ERKEK MESLEĞİ Mİ? YOK CANIM!
Kadın emeğinin her türden küçümsenmesine karşı, kadın emeğinin hak ettiği toplumsal değere kavuşması için ekonomik ve ideolojik alanda tutarlı ve sürekli bir mücadele verildi. Kadın emeğinin kalifiyeleştirilmesine verilen büyük önem sonucunda yıllar sonra Sovyetler Birliği’nde kadın mesleği ile erkek mesleği arasındaki sınır yok olmaya yüz tutmuştu.Bir başka mücadele alanı ise işçi ve köylü kadınların tüm iktisadi alanlarda bizzat yönetici kademelerde yer almasının sağlanmasıydı. Kadınların Sovyet, sendika, kolektif üretim ve iktisat organlarında yönetici kademelere getirilmesi için yürütülen sistemli çalışma ve mücadeleyle kadınların her alanda üretim organlarının en üst yönetim kademelerinde de yer alması sağlandı.
ÇALIŞMA ALANLARINDA KADIN
1954’te yüksekokul mezunu kalifiye elemanların yüzde 53’ünü, orta dereceli kalifiye elemanların yüzde 66’sını, ekonomi, istatistik, planlama elemanlarının, ürünlerin kalitesini denetleyen elemanların yüzde 69’unu, doktorların yüzde 76’sını, tüm sağlık çalışanlarının yüzde 91’ini, hukukçuların yüzde 31’ini, öğretmenlerin yüzde 70’ini ve kültür ve kütüphane alanında çalışanların yüzde 72’sini kadınlar oluşturuyordu.Tarımda yükseköğrenimli mesleklerde çalışanların yüzde 41’i, orta düzey eğitimli mesleklerdeyse yüzde 46’sı kadındı.
ABC YETMEZ BİZ MÜHENDİS OLACAĞIZ
Sovyet kadınının eğitim hakkı için atılan ilk pratik adım, onları okuryazar hale getirmekti. Muazzam bir kampanyayla milyonlarca kadın hayatında ilk kez eline kalem defter alıyordu. Bakıma muhtaç küçük çocukları olan kadınlar için kampanya okullarında çocuklar için özel bölümler düzenleniyor ya da kadınlara evlerinde ders veriliyor, ayrıca öğrenmeye zaman ayırabilmeleri için kadınların mesaileri kısaltılıyordu. Bu okul ve kurslarda kadınlar yalnızca Abc’yi öğrenmekle kalmıyor aynı zamanda çeşitli meslek eğitimleri de alıyordu. Otuzlu yılların ikinci yarısında okuma-yazma bilmezlik esasta çözülmüştü.1955/56 yılında yüksekokul ve üniversitelerde öğrenim gören öğrencilerin yüzde 50’ye yakını kadındı. Aynı yıllarda SSCB Bilimler Akademisi çalışanlarının yüzde 42,3’ü kadındı. Üniversitelerde öğretim elemanlarının yüzde 30’undan fazlası kadındı. Bütün bunlar, 39 yıl öncesinde kadınların eğitim hakkından neredeyse tamamen yoksun olduğu bir ülkede gerçekleştirildi.
KADINLARIN İHTİYAÇLARINA GÖRE BELİRLENEN SAĞLIK SİSTEMİ
Devrimden yalnızca iki ay sonra özel bir kararnameyle, anne ve çocuğun korunması “doğrudan devletin yükümlülüğü” oldu. Yüksek bebek ve çocuk ölümlerinin ve doğum sırasında anne ölümlerinin önlenmesine yönelik mücadele başlatıldı.
Her türlü sağlık hizmetini parasız sağlayan Sovyet devleti, kadına bir gebelik yardımı ve önemli bir ek beslenme ödeneği ayırdı. Kadın ve çocuklara hekim danışmanlığı sağlayan binlerce sağlık kuruluşunun yanı sıra hamileler ve emzirenler için özel yurtlar, fabrikalarda kreşler, garlarda vb. kamusal alanlarda anne ve çocuk için özel odalar yaratıldı.
Çarlık döneminde tüm doğumların yüzde 95’i herhangi bir hekim yardımı görmeksizin evlerde gerçekleştirilmekteyken 1955’te bu oran tersine dönmüş, doğumların yüzde 90’ından fazlası doğum yurtlarında gerçekleşiyordu.
SSCB’de gebelik ve kadın hastalıkları, sağlık sisteminin her dalında olduğu gibi koruyucu hekimlik ve tedavi el ele yürütülmekte geniş sağlık taramaları gerçekleştirilmekteydi. Kadınların kadın sağlığına zarar veren belli işlerde (kömür ocakları, metal döküm işleri) ve belli kimyasal maddelerle (kurşun, benzen, krom, nikel, zifir) çalışması yasaktı. Emziren annelerin ve gebeliğin 4. ayından itibaren hamile kadınların mesaiye kalması ve gece çalıştırılması yasaktı.
HER YERDE ULAŞILABİLİR SANAT!
Sovyetlerin dört bir yanında halkın hizmetine açılan sayısız kültür kurumu yaratıldı: Kültür evleri, radyolar, tiyatrolar, yayınevleri, kütüphaneler, kulüpler, müzeler, araştırma merkezleri, enstitüler vb. Bunlar, Sovyet kadınının yaratıcı yeteneğinin hızla serpildiği zemini oluşturdu. Sovyet Rusya’nın kültürel gelişiminde on binlerce kadının kültür kurumlarındaki çalışmaya katılmasının büyük bir etkisi oldu.1956’da kulüplerde, kültür evlerinde, fabrikalarda, işletmelerde ve kamu kurumlarda, kısacası her yerde amatör korolar, tiyatro ve dans grupları mevcuttu. 350 bini bulan bu amatör sanat gruplarındaki 5 milyonu aşkın katılımcının yarısından fazlası kadındı.
1956’da kadınların kültür kurumlarındaki temsil oranları: Yayınevlerinde ve gazetelerde yüzde 53,7; kitap evlerinde yüzde 79,8; kültür bakanlığına bağlı eğitim kurumlarında yüzde 64,4; müzelerde yüzde 72, kulüplerde yüzde 50,6; kütüphanelerde yüzde 96; kültür bakanlığının tüm yönetim organlarında yüzde 47,6.
AİLE VE EVLİLİK
Devrimden altı hafta sonra çıkarılan ilk kararnamelerle evlilik ve boşanma işleri dini kurumların elinden alındı. Evlilik içi/dışı doğan her çocuk eşit sayıldı ve hakları koruma altına alındı. Boşanma hakkı her iki taraf için eşitlenip basitleştirildi. Devlet sadece taraflarla çocukların kişisel ve mülkiyet haklarını korumakla sınırlıyordu görevini.
17 Ekim 1918’de çıkarılan ‘Nüfus, Evlilik, Aile ve Vesayet Yasası’ ile de daha önce çıkarılmış kararnameler temel alınıp, evlilik yaşı her iki taraf için de 18’e çıkarılıyor, çocuklara şiddet uygulanması yasaklanıyor, ev kadınının emeği erkeğin çalışmasıyla eşit kabul ediliyordu. Çocuk evlilikleri yasaklandı ve çocuklara yönelik her türlü cinsel yaklaşımın cezaya tabii tutulması kararlaştırıldı.
Doğu Cumhuriyetlerinde yaygın rastlanan çokeşlilik özel yasalarca yasaklandı. Bu cumhuriyetlerde olağanüstü geri bırakılmış durumdaki kadınların güçlendirilmesi için Partinin kadın kolları Jenotyeller’in yoğun ve özel çalışmalar yürütmesiyle büyük başarılar sağlandı.
KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE
Kapitalist ülkelerde ‘özel mesele’, ‘aile içi mesele’ adı altında kadını erkeğin egemenliğine teslim eden; kadınlara yönelik şiddet ve cinsel saldırı suçları, evlilik içi tecavüz, çocuk istismarı vb. başından itibaren doğrudan Sovyet ceza yasası kapsamına alınmıştı. Yasa önünde doğrudan suç teşkil etmeyen, ama açıkça kadınlara karşı yaklaşımda eski toplumun bir mirası olarak değerlendirilen anlayış ve pratiklere karşı ise ideolojik mücadele, teşhir ve tecrit araçları kullanılıyordu. Kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi yasalarla korunduğu gibi basının ve kamuoyunun etkin katılımıyla denetleniyordu.TATİL VE DİNLENME OLANAKLARI
Sovyetlerde tüm vatandaşların faydalanabildiği, ülkenin en güzel, en sağlıklı yerlerinde büyük oranda ücretsiz sanatoryumlar, dinlenme yurtları ve tatil köyleri yaratıldı. Çalışan annelere tatillerinde gerçek anlamda bir dinlenme sağlayabilmek için buralarda, çocuklarını eğitimcilere emanet edebilecekleri özel uygulamalar hayata geçirildi. Böylece anne çocuklarından ayrılmaksızın sağlıklı ve iyi bir dinlenme olanağına kavuşuyordu.İlgili haberler
Ekim devrimi ve kadınlar (1)
Kadınlar kendi konumlarını kökten değiştiren sosyalizme giden yolda nasıl mücadele etti? Neler yaptı...
Ekim devriminde Doğu’nun kadınları
Ekim Devrimi sadece Rus kadınlarına değil Doğu kadınlarına da eşitlik getirdi. Çürümüş düzenin en çu...
Ekim Devrimi’nin kadın portreleri
Emeği, özverisi, çalışkanlığı ve militanlığı hayranlık uyandıracak devrimin kadın karakterlerinden K...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.