Hafize Uşak Esenyurt’ta yaşıyor. 8 senedir başında olduğu pres makinesine iki ay önce iki parmağını kaptırdı. Artık hayata iki parmağı eksik devam ediyor. 13 yaşından beri işçi olan ve birçok işkolunda çalışan Uşak’ın uzun süre boyunca sigortası olmamış çalıştığı yerlerde. Güvencesiz ve kayıt dışı çalışmak zorunda kalmış. Aylardır ayrı yaşadığı kocasıyla da şu ara boşanma aşamasında. Yani yaşadığı kazayı ve sonrasındaki sıkıntıları, hâlâ eğitimleri devam eden 3 çocuğuyla birlikte atlatmaya çalışıyor; hukuki mücadelesini de sendikasının desteğiyle sürdürüyor. Onu daha önce Ekmek ve Gül dergisine gönderdiği ve yaşadığı iş kazasını anlattığı mektubuyla tanımıştık: 'Başıma gelince anladım iş güvenliği çok önemliymiş'
‘YILMAYACAĞIM, HAKKIMI ARAYACAĞIM’
Hafize Uşak’ın yaşadıklarını kaleminden okuduğumuz gibi bir de kendisinden dinleyelim dedik ve Hafize ile Gıda-İş Sendikasında bir araya geldik. Kendisini, yaşadıklarını ve bundan ne yapacağını sordum. Kararlılığını ve heyecanını görüntüleri izlerken siz de hissedeceksiniz muhakkak. “Hakkımı arayacağım” sözlerini tekrar tekrar duyacaksınız.Hafize Uşak yaşadığı kazaya kadar pres makinesinde çalışıyordu. Çalıştığı günü şöyle anlatıyor: “Kızımın mezuniyeti olacaktı, çalıştığı yerde patronu ona mezuniyet kıyafeti almıştı. Ben de onun fotoğrafını çekmiştim çünkü bölüm arkadaşlarıma göstermek istiyordum. Daha işe başlamamıştık. Arkadaşlarıma bu fotoğrafı gösterirken usta geldi, ‘Telefonla oynama’ dedi. Bende oynamadığımı kızımın elbisesinin fotoğrafını gösterdiğimi söyledim. Sonra yanımdaki kadınlara söyleyerek lavaboya gittim, açık olan makineyi de kapattım. Lavabodan geldim, makineyi tekrar çalıştırdım, ayak butonuyla çalışıyordum o esnada. O sırada elim makinede kaldı.”
FABRİKA SORUMLULUKTAN KAÇTI, BAHANELER SIRALADI
Hafize, kaza yaşanmadan önce ‘telefon’ olayını ayrıntısıyla anlatıyor çünkü fabrika yönetimi kazadaki sorumluluktan “Hafize telefonla çok oynuyordu” diyerek sıyrılmaya çalışıyor. Ayrıca yine başka bir yöntemle de sorumluluktan kaçmaya çalışyor yönetim; Hafize’nin aile sorunları varmış, kocasıyla boşanma aşamasındaymış ondan ötürü de dalgınmış... Yani sorumluluğun işçinin üzerine atıldığı bir iş kazası örneği karşımızdaki. Ama buna Hafize’nin cevabı var; “Çok zor zamanlarım oldu, beni etkileyen çok kötü zamanlar geçirdim daha önce, ama parmaklarım kopmadı? Ancak başka işçilerde burada iş kazası yaşadı. Mesele iş güvenliği. Kocanla evliliğin iyi gitmiyorsa ayrılırsın, birbirinizi yıpratmaya ne gerek var?” diyerek de kazanın ne boşanmayla ne dalgınlıkla ilgisi olmadığını anlatıyor.ŞİKAYETİNİ GERİ ÇEKMESİ İÇİN EKONOMİK BASKI
Sabah saat 9.30 sıralarında yaşanan kazadan sonra ancak akşam saat 10.00 sıralarında ameliyat oluyor Hafize, “Acıdan duramadım” diyor.Bu süreç zarfında fabrika yönetiminin davadan vazgeçmesi ve şikayetini geri çekmesi için baskı yaptığını da anlatıyor. “Şikayetçi olunca maaşımı kestiler. Şikayetimi geri çekmemi istediler. Ben iki parmağımı kaybettim. Onlar bana ne güvence verebilecek ki? Şikayetimi geri çeksem işe döndükten iki gün sonra kapıya koyacaklar beni. Hakkımı her türlü savunacağım. İlk başta uzlaşmadan yanaydım çünkü işimi kaybetmek istemiyordum ama sonra duydum ki benim için ‘50 bin lira versek suçu üzerine alır’ demişler. Ben suçlu değilim ki suçu üstleneyim.” İş yerinde iş güvenliği eğitimleri verildiğini ancak eğitimlerin kendi işleriyle alakalı olmadığını, pres makinesi ile ilgili güvenlik eğitiminin verilmediğini, eğitimlerde formalite eğitimlerin uygulandığını dile getiren Uşak iş yeri yönetiminin hesap vermesini ve ceza almasını talep ediyor.
NASİP OLMADI MUTLULUK
Maaşı kesildikten sonra sigortadan aldığı rapor parasıyla geçinmeye başlayan ve evini kızın aldığı maaşla geçindirdiklerini anlatan Uşak ekonomik olarak da sıkıntılar yaşıyor ve kesilen maaşı için “Aslında yatırmaları gerekiyor ama maaşımı keserek beni bezdirmeye çalışıyorlar” diyor. Psikolojik olarak da durumdan çok etkilendiğini söyleyen Uşak “Minibüse binerken bile parmaklarıma acıyarak bakıyorlar, bu beni üzüyor. Tam kızım çalışmaya başladı, mezun da olacak sevinci varken bu oldu. Nasip olmadı mutluluk. Doğum günümü bile hastanede geçirdim” diye ekliyor.Hafize Uşak (43) kopan 2 parmağı ile zafer işareti yapıyor.
‘ÖNEMLİ OLAN AZİMLİ OLABİLMEK’
Kaza geçiren işçilerin üzerlerindeki baskıdan dolayı sustuğunu ve yönetimle uzlaşmak zorunda kaldığını belirten Uşak, “Özellikle kadın işçiler bastırılıyor. Ya kocaları tarafından bastırılıyor, ya patronları tarafından. İşten atılma korkusu, ekonomik sıkıntılar, tehdit... Tüm bunlar kadın işçilerin şikayetini geri çekmesi için bir baskı. Ben buna hayır diyorum, kabul etmiyorum bunu” diyerek hüzünlü bir gülümseme konduruyor yüzüne.İş kazası geçiren kadınlara da bir sözü var Hafize’nin: İş kazası geçirdiğinizde yönetimin ilgisine, güler yüzüne kanmayın. Sendikanıza gidip fikir almadan hiçbir kağıt imzalamayın. O güler yüz imza alana kadar. Çok işçi tanıdım attıkları imza yüzünden hakkını alamayan.”
Bize kopan parmaklarıyla zafer işareti yaparak veda ediyor Hafize ve şunları söylüyor: “Yaşadıklarımla olsun, iş hayatımla olsun. Azimliyim. Hiçbir şekilde yılmam. Bu azmim giderse ölmüşüm kalmışım önemli değil. Önemli olan azimli olabilmek.”
İlgili haberler
12 saat gece vardiyası, iş kazasına ‘yara bandı’
Akşam 7:30'da işe başlıyor, sabah 7:30'da mesai bitiyor. Çalışırken yaşadığı kazalar ustabaşı tarafı...
GÜNÜN RAKAMI: İş cinayetleri de iş kazaları da bit...
Bugün 28 Nisan. Yani Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği günü ancak iş yerlerindeki denetimsizlik ve alınm...
Başıma gelince anladım iş güvenliği çok önemliymiş
“İş kazaları ilk defa yaşanmıyor, son da değil ama işçilerin örgütlü olması yan yana gelmesi gerekiy...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.