25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne doğru giderken İzmir Buca’da Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi ve lise öğrencisi genç kadınlarla giderek artan kadına yönelik şiddeti, şiddet biçimlerini, nedenlerini ve 25 Kasım’a hangi taleplerle gittiklerini konuştuk. Genç kadınlar, kadınların ve çocukların yaşamın her yerinde baskılandıklarını, bedenleri ve hayatları üzerinde söz sahibi olmasının gün geçtikçe engellendiğini ifade ettiler ve bu durumun şiddeti besleyen unsurlar arasında olduğunu söylediler.  

Kadınların üzerinde duygusal ve fiziksel şiddetin giderek yoğunlaştığını vurgulayan genç kadınlar, sırf kadın olduğu için kadınların sokak ortasında öldürüldüğü örneğini vererek kendilerini güvende hissetmediklerini dile getirdiler.

Genç kadınların tamamı kadın cinayetlerinin bu kadar arttığı bir dönemde, kadınları ve tüm dezavantajlı grupları korumaya yönelik bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi yanlış bir karar olarak değerlendirdi. Genç kadınlardan bazıları sözleşmeden çıkıldığını duyunca hissettiklerini “Bizi koruyacak hiçbir şey kalmadı” şeklinde dile getirirken bir başkası ise sözleşmenin önemli olduğunu ancak sadece yazılı metinlerin varlığının kadınları şiddetten korumaya yetmediğini, esas olanın uygulama olduğunu ifade etti.

25 Kasım’a giderken ise temel taleplerini şiddet faillerine verilen cezaların arttırılması, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi, kadını baskılayan toplumda ikincil konuma iten tüm etmenlerin gün yüzüne çıkması şeklinde sıraladılar.