Ben çocuğu 2 yaşından itibaren kreşe giden bir anneyim. İlkokula başlayana kadar kızım kreşlerde büyüdü. Yıllarca kreşlerin çalışan kadınlara ne kadar önemli bir destek olduğunu gördüm. Her ne kadar ekonomimi zorlasa da çocuğum için en iyi sonuç aldığım, tam gün verdiğim, hesap sorabileceğim bir yerin olması benim için avantajlıydı. Aslında sorun, devletin çalışan anneler için işyerinin bulunduğu bölgede, fabrikada ya da mahallesinde ücretsiz kreşler, gündüz bakımevleri açmaması. Bu kreşler açılsaydı kadınlar iş hayatından kopmayacak, üretimde daha çok yer alabilecekti. Yıllarca konuştuğumuz, talep ettiğimiz kreş hakkımız kadınlara yarı zamanlı çalışma yasasıyla değişik bir boyut kazanacak.
Bu yarı zamanlı iş gerçekten biz kadınların kurtarıcısı mı? Devletin kadınları iş hayatından koparmayarak, kendince biz çalışan kadınlara lütuf gibi gösterdiği yarı zamanlı çalışmayı işverenler ne kadar kabul edecek? Benim yarı zamanlı çalışmam geleceğimi nasıl etkileyecek? İşte bu sorular kafamı kurcalıyor.
Yarı zamanla, yarım hizmetle sigortam da yarım güne inecek. Ve ben primimi doldurmak için yıllarımı vereceğim. Bu yarım günün sonunda çocuğuma bakacak kimsem olmadığından yine yarım gün kreşe yada bakıcıya ihtiyaç duyacağım. Yıllardır doğum izinlerini, süt izinlerini kullanmak bir dert olurken, çalışan kadınların öncelikli talebi olan ücretsiz kreş için adım atılmazken, hatta varolan kreşlerin sayısı azaltılırken yarı zamanlı çalışma da kadınlara yarar sağlayacakmış gibi görünmüyor. Çalışan kadınlar yüksek kreş ücretlerini karşılayamayacağı için ya işini bırakıp evde çocuğuna bakacak ya da yarı zamanlı çalışmayla düşük ücretlere, esnek çalışmaya mahkum edilecek. “Yarı zamanlı çalışmanın müjdesi nerede?” diye düşünüyorum düşünüyorum ama bulamıyorum.
Bu tür tasarılar hazırlanırken kadın örgütleri ve sendikalarla paylaşılması, onların itirazının dikkate alınması gerekir. Kadınların yıllarca mücadele ettiği ve bir türlü bize sunulamayan, çok görülen ücretsiz, nitelikli kreş hakkımızın gereğinin yerine getirilmesi gerekir. Ancak böyle daha çok kadın arkadaşımız iş hayatında yerini alacak, kendini yeniden doğuracak. Bu düzenlemeler kadınları iş hayatından koparılmış; ekonomik olarak eşine bağımlı hale gelmiş, ev içi işlerine, çocuk bakım yüküne mahkum edilmiş, yaşamdan koparılmış bir kadın portresi çizmek içindir.
BİLİYOR MUSUNUZ?
Yarı zamanlı çalışma ne demek?
İki yıl önce torba yasayla yapılan yarı zamanlı çalışma düzenlemesi ile doğum izni sonrası ilk çocuk için 2 ay, ikincide 4, üç ve üzeri çocuklarda 6 ay yarı zamanlı çalışma imkanı tanınması; ikinci olarak da kamu emekçileri için çocuğun okula başlama yaşına kadar (5.5 yaş) anne veya baba isterse kısmi süreli çalışabilmesi mümkün olacak dendi. “Müjde” diye duyurulan düzenleme ise kadınlar için pek de müjde değil. Neden mi?
Yarı zamanlı çalışma demek, mali ve sosyal hakların da yarıya düşmesi demek. Yani zaten yeterli olmayan ücretler ve diğer haklar yarıya inecek. Zaman olarak yarı zamanlı çalışınca yapılacak iş azalmayacak, kadınlar az zamanda daha çok iş yapmak zorunda bırakılacak. Yani kadınların daha çok çalışması, daha düşük ücrete çalışması, daha esnek çalışması bekleniyor. Çok çalışmak, hatta eve de iş götürerek çalışma zorunda kalacak olmalarına rağmen yarı zamanlı çalışma, kadınların meslekte ilerleme, kıdem alma ve yöneticilik, görevde yükselme gibi konularda olanaklarını ortadan kaldıracak. Zaten eşitsiz koşullarda gerçekleşen meslekte ilerleme vs. gibi durumlar kadınlara tamamen kapanacak.
Yarı zamanlı çalışan kadınların yerinin nasıl doldurulacağı da ayrı bir problem. Ortaya çıkacak boşluk güvencesiz ve kısmi zamanlı çalışma ile istihdam edilecek kişilerle doldurulacak, yeni bir sömürü alanı açılmış olacak.
İlgili haberler
Kreş hakkı ve Anayasa değişikliği
Patronların kreş açma zorunluluğu kağıt üstünde. Gözümüzün arkada kalmayacağı kreşler ateş pahası.
Sağlık emekçisi kadınların talebi: 24 saat açık kr...
Sağlık emekçileri Türkiye’de ağır koşullarda çalışıyor dersek yanılmış olmayız. Sağlık emekçilerin ç...
Nerede ücretsiz, nitelikli kamu kreşleri?
Aslında kreş bir haktır. Devlet açmalıdır, denetlemelidir, niteliğini artırmalıdır. Hem bunu yapmıyo...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.