Kıymetli hazirun,
Memlekette muhalif ne kadar insan varsa bunların iktidar nezdinde “işsiz güçsüz takımı, çapulcu, sürtük… vs.” şeklinde teşhis ve etiketlemeleri yapılmış, muhtemelen tedavisi mümkün olmadığı için -öyle ya işsiz güçsüz takımına iş lazım ki bir şeyle meşgul olsunlar- seslerini, sözlerini bir kat daha filtreden geçirmek icap etmiş. Yine muhtemelen hukuk okumuş ama paragraf sorularında çuvallayan bir arkadaş da çıkıp demiş ki “Şey yapalım mı başkanım, halkımızı yanıltıcı bilgi yaymayı suç sayalım mı...” Soru işareti koymuyoruz çünkü bu muhteşem bir öneri cümlesi. Ben sıradan bir vatandaş olarak bu arkadaşımızın ve yasanın fıkralarıyla filan kafa yormayıp öyle dümdüz ateşlenmesini sağlayan komisyon üyelerinin, “Ohh elinize sağlık mis gibi olmuş” diyerekten tek oturumda alkışlarla kabul eden mebus topluluğunun hepsinin birden alnından öpmek istiyorum.
Şöyle ki misal ben verdiği kek tariflerinde olsun, pasta tariflerinde olsun yumurta sayılarını eksik ya da fazla söyleyenler yüzünden çok mağdur oldum. Ziyan oldum. O tarifleri verenler var ya yatacak yerleri yoktu, bu yasayla o da oldu. Allah’ıma şükürler olsun. Bu bir.
İkincisi kaç tane diyet denediysem mevcut kilomdan veremediğim gibi üstüne kilo aldım. Yalan yanlış diyet bilgileriyle halkın iki gramlık ruh sağlığını sakatlayanlar nihayet bunun bedelini ödeyecekler. Diyet işimizi yüce devletimiz kökten çözdü zaten. Şahsen ben markete girip saçma sapan şeyler alarak kilo alıyor, beş kilometrecik yolu yürümeye üşendiğim için veremiyordum. Hamdolsun hem o saçma sapan yiyeceklerin hem de mazotun fiyatı arttı da yemeyip üstüne yürüyünce taş gibi oldum. Taş gibiliğimdeki katılıkta evin doğal gazını açmaya cesaret edemememin de payı var tabii.
Kamu düzenini ve dirliğini bozmaya yönelik bilgi deyince aklıma neler gelmiyor! Geçenlerde profilindeki fotoğrafta ben diyeyim Brad Pitt siz deyin Leonardo di Caprio’ya benzeyen bir ademoğlu bir arkadaşıma çıkma teklif etmiş. Kızcağız da kıyamam muhtemelen bu devirde bedava bir bardak çayı hem de six packli bir ademoğluyla içmenin şehvetiyle evet demiş bulunmuş. Sen bu ademoğlu ne Brad’i ne Leonardo’su, çıka çıka ırz düşmanı Coşkun benzeri bir dişsiz babu çıkmamış mı! Sen kamu düzeni bir bozul! Tüm kamu bundan bozulmuyorsa ben de insan değilim. Bu kendini baklava börek diye yutturan adamların topunu içeri tıksak ancak rahatlarız. Şimdi tek korkum bu güzide kamu düzenini koruma ve kollama yasasını “sansür yasası” diye karalayıp düşünceyi açıklama ve yayma yasasının arkasına saklanmaya çalışanlar. Her düşünceyi de yaymayıverin kardeşim. Mis gibi kurulu düzenimizi bozanları elbet yakalayacak elbet “Sen kimsin” diyeceğiz. Bakınız iktidarın şehvetinden benim ağzım dahi birinci çoğul sahiplenmesiyle bu yasayı sahipleniverdi. Neymiş efendim ifade kapalıymış, “Kamu düzenini bozmaya yönelik gerçeğe aykırı bilgi” ifadesinin neleri içersediği belli değilmiş. Bakınız ben mis gibi içersedim yukarıda. Neleri içersemez ki! Açıkçası reklam içerikleri dava manyağı yapılabilir. Kamu sağlığına yönelik manipülatif içerik deyince tillahını yapıyor reklam şirketleri. Sonra makyaj hileleri! Düzenin yarısı da öyle bozuluyor, ne kaldı hiç...
Gerçek er veya geç ortaya çıkar ama devletimizin erken öten horozlarla ilgili tavrı da gayet net. Ben şimdi bu yasaya sansür mansür diyorlar diye üşenmeden baktım alakası yok. Sansür dediğimiz kelime Latince censor denilen ve census denilen sayım döküm işi yapan bir görevlinin unvanından geliyor. Bu censor denilen görevliler, Roma’da kimin orduya ne kadar araç gereç ve para yardımı yapabileceğini belirlemek amacıyla yetkili kılınmış. Zaman içinde bunlar da gölgelerin gücünden aldıkları yetkiye etkilerini de ekleyerekten vatandaşların bırakın sayısını ve yaşını, varsıllığını, karakter ve alışkanlıklarını da fişlemeye başlamışlar. Efenim bu mezar ziyaretine gitmiyor, bu cuma namazını kaçırdı filan diye hep notlar alıp bu gibi kimselerin kamu görevlerine atanmalarına, oy kullanmalarına izin vermeyecek bir filtre görevi görmeye başlamışlar. Var mı böyle bir şey bu yasada bu ülkede, sorarım size! Bu ülkenin tek sorunu var kardeşlerim. Ağzı olan konuşuyor.
Şimdi ifade ve düşünce özgürlüğünüze kim ne yaptı? Düşünün siz kendi halinizde. Evinizde haber bülteninden sonra çayınızı filan içerken ifade etmek neyinize yetmiyor da kalkıp hepi topu kırk akraba ve doksan arkadaşınızın fotoğraflarınızı beklediği platformlarda o kırık lisanınızla “infılısyon çoğ yüğsek” filan yazmaya kalkıyorsunuz. Ekonomi okudunuz da atamanız mı yapılmadı. Böyle atarlar işte adamı. İçeri.
Görsel: Freepik
İlgili haberler
Sansür yasası kadınlara ne diyor?
Tepeden tırnağa dezenformasyonların bin bir türünü deneyimleyen kadınlar, yanılmayacak kadar güçlü v...
Kadın gazeteci ve yazarlar: Sansür yasası bizi sus...
Gazeteciler Evrim Kepenek ve Nişmiye Güler ile yazar Süreyya Köle ‘Sansür yasası’nı Ekmek ve Gül’e d...
Ne Var Ne Yok 20 Ekim | Antidepresan artışı, Diyan...
Ne Var Ne Yok Sevda Karaca'nın sunumuyla ekranda!
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.