Türk-İş ve Hak-İş Konfederasyonları ortaklığında hazırlanan Kamu Çerçeve Protokolü’nün Çalışma Bakanlığı ile imzalanmasının ardından taban ücret ve kimi yan hakları belli olan kamu işçileri için şimdi sırada toplu iş sözleşmesi var. TİS süreci devam eden sağlık iş kolunda yetkili sendika Öz Sağlık-İş Sendikası. TİS süreci hakkında sağlık işçisi kadınlarla konuştuk.

BANA İSTEĞİMİ SORSALAR İLK ‘KREŞ’ DERİM

Sağlık Bakanlığına bağlı bir kurumda çalışan, üç çocuğu olan bir kadın işçi aylardır bu TİS sürecinin bitmesini beklediklerini söylüyor. Sürecin işçiler olmadan yürütüldüğünü ve TİS’e dair hiçbir bilgi verilmediğini söyleyen kadının sözleri şöyle: “Önce Kamu Çerçeve Protokolü dediler, iyi kötü bin TL’ye yakın zam geleceği söyleniyor ama bu TİS imzalanmadan zam alamayacakmışız. Asgari ücretle zor geçiniliyor, sendika süreci uzattıkça uzatıyor. Zaten bu süreçte ne sendika gördük ne başka bir şey. Bizim hakkımızı bize sormadan arıyorlar.”

Üç çocuğunun en küçüğü beş yaşında olan kadın işçi, “Ben eşimden ayrı olduğum için çocuğuma tek başıma bakmak zorundayım. Küçük çocuğumu bırakabileceğim kimse olmadığı için yanımda getirmek zorunda kalıyorum. Çalıştığım kurumda bir kreş olmasını çok isterdim. Sendika gelse bana sorsa ne istiyorsun diye ‘kreş’ derim. Amirim kaç kere uyardı ‘Çocuğunu bırakacak bir yer bul’ diye. Ben ister miyim amirimin her seferinde bana kötü bakmasını ya da çocuğumun buralarda perişan olmasını?” diyerek yaşadığı çaresizliği anlatıyor.

ÇOCUKLARA EKONOMİK ZORLUK YAŞATMAMAK İÇİN BOŞANAMIYORUM

Aynı kurumda çalışan başka bir kadın ise hem yaşadığı sıkışmışlığı hem de sendikanın taleplerini görmezden gelişini şöyle anlatıyor: “Hayat çok pahalı, tek maaşla ev geçindirmek imkansız. İki küçük cocuğum var ilkokul çağında. Aile büyüklerim burada değil, bu şehirde yalnızım. Evliyim, birtakım sıkıntılar yaşıyorum. Çocuklarıma ekonomik zorluk çektirmemek için boşanmaya korkuyorum. Bizim kadromuzda tayin hakkı da yok. Ne tayin isteyip ailemin yanına gidebiliyorum ne de kendimi ve çocuklarımı insanca yaşatabileceğim bir ücret alıyorum. Bu sözleşmeden çok umutluydum tayin hakkı için, ama KHK ile kadroya geçtiğimden yasal düzenleme gerek diyorlar. Sendika bu konuya kırmızı çizgimiz diyor ama yaptıkları hiçbir şey yok.”

KADINLARI DÜŞÜNEN BİR SENDİKAMIZ YOK

Konuştuğumuz işçi kadınlardan bir diğeri ise bazı sendikaların kadınlara yönelik kazandığı hakları örnek veriyor: “Sosyal medyadan görüyoruz. Kimi sendikalar kadınların özel günü (regl) için tatil hakkı, 8 Mart günü için resmi tatil gibi haklar kazanıyor toplu iş sözleşmelerinde. Biz binlerce kadın çalışıyoruz bu işyerinde. Bunlar bizim de hakkımız ama bizi düşünen bir sendika yok maalesef. Bu TİS kimin için yapılıyor? Bizim haberimiz olmadan kapalı kapılar arkasında neyin pazarlığı dönüyor bilmiyoruz.”

SENDİKA SADECE BİR KEZ TOPLANTI YAPTI
Bir başka işçi kadın ise, “Bu süreçte sendika işyerimizde sadece bir kez toplantı yaptı. Onu da son dakika öğrendiğimiz için katılamadık. Sendikaya veya temsilcilere telefonla ulaşmaya çalışıyoruz ama sözleşme hakkında tek bir bilgi alamıyoruz” diyor.
Kadınların sendikadan en büyük beklentileri sözleşme sürecine kendilerinin de dahil edilmesi, masada taleplerinin konuşulması. İşçilerin tamamı sonucu merakla bekleyen değil, her adımında söz sahibi oldukları, taslağın hazırlık aşamasından imzalanma noktasına kadar içinde yer aldıkları bir TİS süreci geçirmek istediklerini paylaşıyor. Bu TİS sürecinden çok şey öğrendiklerini belirten işçiler, haklarını savunacak ve arkalarında duracak bir sendika istiyor.

Fotoğraf: Evrensel