Uyanınca bir bakarız sosyal medyaya acaba memlekette ne olup bitmiş diye. Karşımıza çıkan haberlerde kadın cinayetleri “Dün sabah saatlerinde işe giderken...”, “Evine gitmek için iş yerinden çıkan bir kadın...” manşetleriyle yer alır. Nikahta imza atmak 5 dakikayken çoğu kadın için boşanma kolay olmuyor. Benzer süreçleri yaşayan birçok kadın “Nasıl yapacağım?” sorusuyla başvuruyor kadın derneğimize. 2024 Ocak ayında uğradığı şiddet sonucu derneğe başvuran 28 kadından 17’si, Şubat ayında ise 14 kadından 10’ u boşanmak istiyor. Bu kadınlardan birçoğunun mağduriyeti hem ekonomik hem de hukuki düzeyde ortaklaşıyor. Her şeyi göze alıp kurtulmak için çıktıkları yolda evlilik sürecince edindikleri ortak evden, hayatta kalabilmek için çalıştıklarında yatırılan sigortadan ya da memleketin ücra bir köşesinde miras diye kalan mülkten kaynaklı barodan avukat desteği dahi alamıyorlar. Adalet Bakanlığının barolara adli yardım için ayırdığı bütçenin düşüklüğü kadınların avukat desteği almasını engelliyor.
BİNLERCE KADINDAN BİRKAÇI
35 yıllık evli olan Birgül bu kadınlardan biri. Hayatı boyunca yaşadığı köyde tarla işçiliği yapmış. Çocukları büyüdükçe İstanbul’a çalışmaya gelmişler. Buna rağmen yoksul bir kadın. 7 yıl önce kocası ondan habersiz, bir kadınla yaşamaya başlamış ve bu birliktelikten çocuğu da var. Bunu öğrenen Birgül boşanmaya karar verip İstanbul’a çocuklarının yanına gelmiş. Önce baroya başvuran Birgül eli boş dönünce derneğimize başvurdu. Babadan kalan ve paydaşı olduğu bir toprak parçası için “Mülk sahibisin” diyerek baro avukat vermemiş. Bir avukat tutmanın bedeli ise 60 bin liradan başlıyor.
Derya ise eşinden şiddet gördüğü için boşanıyor. Evlilik hayatı boyunca iki çocuğunu bırakabileceği kimsesi olmadığından hiç çalışamamış. Şimdi şiddete itiraz ettiği için kocası onu ve çocukları evden kovmuş. Önce iş bulup çalışmaya başlamış ve boşanabilmek için baroya başvuruda bulunmuş. Ama 2 aylık sigortası olduğu için adli yardım talebi reddedilmiş.
Bir başka örnek de “Üzerine ev var” denilerek talebi reddedilen Zeynep. Evlilikleri sırasında bir evleri olmuş. Yaklaşık 5 yıl boyunca fiziksel şiddete uğramış. Çoğu kez darp raporu almış ve şimdi tehdit ediliyor. Kadınların yıllarca süren boşanma davalarında mahkeme kapılarında neler yaşadığına, nasıl geri dönmek zorunda bırakıldıklarına, “güçlü aile, güçlü toplum” denilerek boşanmalarda arabuluculuk istenmesi gibi türlü engellemelere daha birçok örnek verebiliriz.
Kadına yönelik şiddet en çok ev içinde gerçekleşirken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının aile odaklı dediği “çözümler” bizim hayatlarımızın daha da zorlaştırılması anlamına geliyor. Yapılması gereken, odağa kadına yönelik şiddetle mücadeleyi alarak kadınların çoğunlukla şiddet gördüğü ilişkilerden çıkabilmeleri için etkin bir koruma mekanizması oluşturmak. Ayrıca barınma, iş, eğitim, çocuk bakımı gibi kadınlara destek olacak düzenlemeler için harekete geçilmesi gerekiyor.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Ez ji jiyanê têm û diçim min tiştek fêm nekir*
Hiç kitap okumadığını, tatile gitmediğini, tiyatro ve sinema salonu görmediğini söylüyor: 'Kendim iç...
Görmemeye alıştığımız yerlerden bir genç kadın
Yeşim'le tanıştıktan sonra oturmak için sözleştik. Bebek bakımı, ev işleri ve kaynanasının izin verm...
Tatilin hayali bile uzak
Emekçi kadınlar için tatil hayal. Yıllarca çalışıp emeklilikte tatilin hayalini kuran Şule, 'Tatil f...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.