Adana’da günün sıcağında gündüzleri eş dostla bir araya gelmek ne mümkün. Akşamları da pek serin sayılmaz ama yine de bir nebze nefes alabiliyoruz. Havanın biraz daha serin olduğu bir akşam kızlarla buluşup Münevver ablaya çaya gidiyoruz. Yaz akşamlarının ve arkadaş sohbetlerinin ruha iyi geldiğini iddia edebilirim.
Münevver abla bizi her zamanki sıcaklığı ile karşıladı. Çaylar, kahveler derken konu çocuk isimlerine geldi. “Ben bu konuda çok mustaribim” dedim. Biz beş kardeşiz. Dört kız, bir erkek. Kızların en küçüğü benim. Ablalarımın isimleri Gülay, Tülay, Şenay ve ben Fatma! Aklım erdiğinden beri sorarım neden benim ismim ayrı? Gerçi insan isminin karakterini taşırmış, ben de her yerde, her ortamda illa bir itiraz, bir muhalefet mutlaka yaparım. Neyse başladım kızlara ismimin hikayesini anlatmaya. Dayım evlenmiş, yengem doğurunca anneannem kendi ismini koymak istemiş ama yengem istememiş, kendi beğendiği ismi koymuş kızına. Anneannem de çok üzülmüş, ağlamış üç ay sonra da ben doğmuşum. Annem, annesini sevindirmek için bana annesinin ismini koymuş.
Bu hikayenin ardından Münevver abla, “Benim annemin ismi Perizade, anneannemin ismi Gülperi” dedi. “Perizade ne kadar değişik bir isim. Kim koymuş ismini? Nerden gelmiş?” derken kadını sorulara boğduk. “Ben de fazla bilmiyorum, evde çok anlatılmazdı. Ben ne zaman sorsam lafı geçiştirirlerdi ama annem de anneannemde üzülerek dalıp giderlerdi. Onların bu suskunluğu ve hüzünleri beni daha da meraklandırır, daha sık sorup öğrenmek isterdim” dedi Münevver abla.
Devam etti anlatmaya: “Bir gün annemi çok sıkıştırınca anlattı. Anneannemler kaç kaç zamanı Muş, Mazgirt’ten kaçmak zorunda kalmışlar. Anneannem Gülperi’nin ikiz kız kardeşi, Perizade o kaç kaç zamanı kaybolmuş. İnsanlar can havliyle, korku içinde büyük kalabalıklar halinde kaçarken birbirlerini kaybetmişler. Perizade hiçbir zaman bulunamamış. Anneannem kendince arasa da izine rastlamamış. Anneannem yıllar sonra annemi doğurduğunda kız kardeşinin ismini vermiş: Perizade. İlk öğrendiğimde çok üzülmüştüm yıllarca insan kardeşinden nasıl ayrılır, nasıl bulamaz diye. Ama sorsam da anlatmıyorlardı. Anneannemin bu kadar acıya nasıl dayandığını düşünürken kendi yaşam hikayesi beni daha da üzmüştü. Sürekli sorunca annem anlatmak zorunda kalmıştı.
Anneannem Gülperi kaç kaç zamanı bulunduğu kalabalıkla bir köye geliyor. Daha 12 yaşında. Kimsesiz, tek başına olunca ‘Seni evlendirelim’ deyip, 38 yaşında bir adamla evlendiriyorlar. Daha bir, iki yıl geçmeden o köyden de kaçmak zorunda kalıyorlar. Yine yollar, açlık, susuzluk koşullarında kocası ‘Ben artık devam edemeyeceğim, sen kaç kendini kurtar’ diyor ve Gülperi’yi kalabalığın içine bırakıp gidiyor. Gülperi kalabalıkla Adana’nın bir köyüne geliyor, yine kimsesi yok. Ağır bir salgın hastalığa yakalanıyor. Kimsesiz ölümü beklerken birisi çok uzak bir akrabasına haber veriyor 'Bu kız ölecek, gel al' diye. Anneannemin akrabası gelip anneannemi alıyor. Kısa bir bakımla anneannem iyileşiyor. Bir süre sonra o uzak akraba ‘Sen kadınsın, ben erkeğim. İkimizin bir arada olması doğru değil’ deyip anneannemle evleniyor. Evleniyor ama anneannem 17-18 yaşında adam 68 yaşında. Mecbur evleniyorlar. İlk çocukları annem doğunca, anneannem hemen ismini Perizade koyuyor.”
Münevver abla, “Anneannem fazla konuşmazdı. Ara ara konuşsa da Kürtçe konuştuğu için biz anlamazdık. Keşke ben de Kürtçe bilseydim, anneannemle sohbet edebilseydim. Perizade teyzem hakkında daha çok şey öğrenebilirdim” diyor.
Hepimiz sus pus olduk. Böyle bir isim hikayesi beklemiyorduk. Düşündükçe ürperiyorum. 12 yaşında bir çocuk o kargaşa ortamı yeterince korkutucu iken üstüne bir de ailesini kaybetmesi nasıl da zor bir durum. Öldü mü? Öldürüldü mü? Kimlerin yanına sığındı ya da kimlerin yanına sığınamadı? Herhalde insan psikolojisini bozan en baskın duygu belirsizlik. Olanı kabule geçiyoruz da belirsizlikle başa çıkamıyoruz. Kafamızın içinde cevabını bulamadığımız sorular dönüp durdukça rahata ermek ne mümkün.
Bu ülkede en çok kadınlar kayıplarını arıyorlar, en çok kadınlar kayboluyorlar, yitip giden kadınların hikâyelerinin çoğunu duymuyoruz bile. Perizade’nin iyi insanlarla karşılaşıp, iyi bir hayat yaşadığını düşünmek istiyorum. Hayata tutunmak, mücadele gücü bulabilmek için iyilere ve iyiliklere ihtiyacımız var. Buradan birbirinin hayatına dokunan, destek olan, iyileştiren, güzelleştiren tüm kız kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Size uzanan kız kardeşlerinizin elini tutun. Küçük bir dokunuş, küçük bir destek hayata tutunmak için çok önemli olabilir.
Fotoğraf: Münevver'in anneannesi Gülperi ve torunları
İlgili haberler
Ane’den Perihan’a bir Dersim ağıdı
Dersim Katliamı’nın 80. yıl dönümü bugün. Katliamından kurtulanlardan biri olan Ane Hatun tüm ailesi...
Dersim’de neler oluyor?: Yaşananlar münferit mi, s...
Dersim’de üst üste duyulan çocuk istismarı olayları, Gülistan Doku’nun şüpheli bir biçimde ortadan k...
Dersimli kadınlar yoksulluğa ve şiddete karşı alan...
Dersim Kadın Platformu kadınları, 'Yoksulluğa, eşitsizliğe, şiddete ve savaşa karşı" örgütlü mücadel...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.