“Okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek her çocuğun hakkı” kampanyasında yaptığımız bildiri dağıtımlarında, açtığımız imza stantlarında kadınlarla sohbet ediyor, bizlere ulaşmaları için telefon numaralarımızı veriyor, kadınlarla sorunlarımızı konuşuyorduk. Bize broşürlerdeki telefonumuzdan ulaşıp Aydın Çeştepe’de kurduğumuz standa gelen kadınlardan biriydi Filiz. İki çocuğu var, üçüncü çocuğuna 8 aylık hamile. Bizi ararken gelmeyiz diye düşünmüş, bizi görünce çok mutlu olduğunu ve kendini daha iyi hissettiğini söylüyor.

Oturup kahvelerimizi yudumlarken anlatmaya başlıyor. Eşi belediyede güvenlik görevlisi ancak taşerona bağlı. 6 ay önce rahatsızlanıyor, ilik nakli teşhisi konuluyor. Tam da burada Filiz için büyük bir mücadele başlıyor. Zaten zar zor geçinirken hastalıkla birlikte geçim daha da zorlaşıyor. İki çocuğunu okula gönderirken ne bir forma ne çanta alabilmiş, kuzenlerinin eski formalarını alıp giydirmiş kızlarına. Ancak okul çantası, beslenme çantası, kırtasiye masrafları çıkınca ne yapacağını bilememiş. Eşinin raporu olmasına rağmen şirketin ilk üç ay maaş yatırmadığını, son iki aydır yatan paranın da 6 bin lirayı geçmediğini bu parayla da ancak ilaç alabildiğini, eşinin ailesinin desteğiyle geçindiklerini anlatıyor.

“Önümüz kış bir ay sonra bebeğimi kucağıma alacağım odun yok, kömür yok. Muhtara defalarca gittim hiç dönüş olmadı, bir dönem üç ayda bir gelen gıda yardımı da kesildi. Eşimin bu hastalıkla mücadele edebilmesi için sağlıklı beslenmesi gerekiyor, çocuklarımın beslenmesine hiçbir şey koyamıyorum. Geçen gün veli grubunda yardımcı kitap alınacağını söylediler. Sadece bir kızımın kitabı 300 lira. Öğretmeni “Ben öderim sen sonra eline geçtikçe ödersin” dedi. Mecbur utanarak kabul ettim. Diğer kızım için de istiyorlar yardımcı kaynak, nasıl yapacağımı bilemiyorum” diyor Filiz.

TUTLMAYAN VAATLERİ TEK TEK ALACAĞIZ

Kayınpederinin evi eşinin üzerine görünüyormuş, bu nedenle tüm kapıların yüzlerine kapandığını söylüyor: “Çaresizliğimizi görmüyorlar, bizi görmüyorlar, ev eşimin üzerine görünüyor diye evin duvarlarıyla mı besleneceğiz, çocuklarımı aç mı bırakacağım? Evim var diye kışın yakacağım odun, kömür de mi var? Tek isteğim eşimin bir an önce iyileşmesi ve işe dönmesi.”

Filiz de her gün çocuğunu okula gönderirken beslenme çantasına ne koyacağını düşünen, yeri gelince “Kuru ekmek aç kalmamaktan iyidir” diyen kadınlardan. Bu nedenle kampanyamızı çok destekliyor, “Çocuğum bir öğün de olsa sağlıklı beslenecek, ben kuru ekmek koyarken, yanındakine bakıp ‘Anne neden beslenmem böyle’ demeyecek” diyor. Ve Filiz’in anlattıkları bir kez daha kampanyamızın haklılığını ortaya koyuyor. Her çocuk eşit şartlarda beslensin istiyoruz ve bu da bizim gibi, Filiz’ler gibi kadınların kampanyaya desteğiyle olabilir. Hiçbir anne çocuğuna beslenme koyamadı diye üzülmesin diyedir bu çağrımız. Sermayenin, patronların borçları vergi aflarıyla silinirken, yoksul bıraktığınız halk içindir mücadelemiz. Seçim öncesi verilen vaatleri tutmayanlardan tek tek almak içindir kavgamız.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül