Çalışan kadınların en az yarısı emekli olamayacak!
Kadınlar, çalışma yaşamında türlü eşitsizlikle karşılaşıyor. Bu eşitsizlikler, sosyal güvenlik sisteminde daha da çoğalıyor.

Çalışma yaşamında olan herkes belli bir yaşa gelince emekli olmak ister. Yıllarca verdiği emeğin karşılığında emekli aylığı almak ister. Yaşamının son döneminde çalışmadan yaşayabilmeyi arzu eder.
Çalışma yaşamında erkeklere göre çok daha dezavantajlı konumda olan kadınların emekli olmayı erkeklere göre daha çok istemesi ise hiç şaşırtıcı değildir.
Ancak ülkemizdeki sosyal güvenlik sistemi, emekli aylığı bağlamak için kişinin çalışıp çalışmadığına değil; sigortalı olup olmadığına, priminin ödenip ödenmediğine bakar. Belli bir süre primi ödenmeyeni emekli etmez. Belli bir yaşa gelmeyene emekli aylığı bağlamaz.
Kadınlar, çalışma yaşamında türlü çeşit eşitsizlikle karşılaşıyor. Bu eşitsizlikler, sosyal güvenlik sisteminde daha da çoğalıyor. Sosyal güvenlik sisteminin emeklilik için aradığı “sigortalılık süresi”, “prim ödeme gün sayısı” ve “emekli yaşı” koşulları en çok kadınları vuruyor.
Sosyal güvenlik sistemimiz bir zamanlar çalışma yaşamındaki bu eşitsizlikleri görüyordu. Bu eşitsizliklerin emekliliğe daha az etki etmesi için kadınlara daha kolay emeklilik koşulları sağlıyordu.
1999 ve 2006 yıllarında “sosyal güvenlik reformu” adı altında yapılan düzenlemeler, emeklilik koşullarını zorlaştırdı. Reform adı altında, çalışma yaşamında eşit olmayan kadın ve erkekler, emekli olma koşullarında eşitlendi!
Bugün Türkiye’de fiilen çalışan her 2 kadından en az 1’i için emeklilik hayal! Bu durumun üç temel nedeni var. Birincisi ve en önemlisi kadınlarda kayıt dışı çalışma oranının yüksek olması. İkincisi sigortalı çalışan kadınların önemli bir kısmının düzenli ve sürekli çalışmaması. Üçüncüsü ise emekli olmak için gereken koşulların zorlaştırılması.

Emeklilik Hayal; Çünkü…
KAYIT DIŞI ÇALIŞMA EN BÜYÜK SORUN!
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2016 yılı verilerine göre 8 milyon 313 bin kadın çalışma yaşamında. Ancak bu kadınların 3 milyon 679 bini, yani yüzde 44’ü sigortasız çalışıyor. Farklı çalışma türlerine göre sigortasız çalışma oranı şu şekilde değişiyor:

Tablodan görüldüğü üzere ücretli (işçi, kamu çalışanı) olarak çalışan kadınlar ile işveren statüsünde olan kadınlarda sigortasız çalışma oranı diğer çalışma türlerine göre daha düşük. Bununla birlikte 1 milyondan fazla kadın işçi sigortasız çalıştırılıyor. Bu, hiç küçük bir rakam değil. Kendi hesabına çalışan kadınlarda (esnaf, çiftçi vb.) sigortasız çalışma oranı yüzde 83. Aileye ait tarlada ya da işyerinde çalışan ancak bu çalışması karşılığında ücret almayan ücretsiz aile işçisi kadınlarda ise kayıt dışı oranı ise yüzde 93’ü buluyor. 2 milyondan fazla ücretsiz aile işçisi kadın sigortasız.
Sonuçta kadınların yüzde 44’ü sigortasız çalışıyor ve sigorta primleri ödenmiyor. Dolayısıyla bu grupta yer alan kadınlar için emeklilik son derece zor.
Bu tabloya baktığımızda kendi hesabına çalışan ya da ücretsiz aile işçisi olan kadınların çok büyük çoğunluğu için emekliliğin neredeyse imkânsız olduğunu görüyoruz. Sigortalı çalışan 4 milyon 634 bin kadının, 4 milyon 245 bini (yüzde 92’si) ücret, maaş ya da yevmiye karşılığı çalışıyor. Bir başka deyişle kadınlar için sigortalı ve dolayısıyla günün birinde emekli olabilmenin yolu büyük ölçüde ücretli çalışmadan geçiyor.
Ancak bu grupta yer alan kadınların emekli olabilmeleri için düzenli ve sürekli çalışmaları ve emeklilik koşullarını yerine getirmeleri gerekiyor. Bu da bizi düzenli ve sürekli çalışamama sorununa götürüyor.

Emeklilik Hayal; Çünkü…
KADINLAR İÇİN DÜZENLİ VE SÜREKLİ İŞLER YOK!
Sayısı 1 milyon 250 bine ulaşan kamu çalışanı kadınların büyük kısmı düzenli ve sürekli olarak çalışma ve emekli olma olanağına sahip. Ancak sayısı 3 milyona varan kadın işçiler için aynı şeyi söylemek pek olanaklı değil. Türkiye’de kadın işçilerin önemli bir kısmı için çalışma yaşamı kesintilerle dolu. Birçok kadın işçi, evlendikten, çocuk sahibi olduktan sonra çalışma yaşamından tümüyle veya bir süreliğine çekilmek zorunda kalıyor. Öte yandan kadınlarda işsizlik oranı daha yüksek ve kadın işçiler daha sık işsiz kalıyor. Dolayısıyla kadın işçiler için emekli olmak için gereken prim gün sayısını doldurması daha zor hale geliyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu verileri de bu durumu doğruluyor. 4-A’lı çalışan işçi ya da memur erkeklerin ortalama prim gün sayısı 2.749 iken kadınların ortalama pim gün sayısı 1.895. Erkeklerde ortalama sigortalılık süresi 14 yıl, kadınlarda ise 10 yıl. Dolayısıyla kadın emekçiler, emeklilik bakımından erkek işçilere göre daha geriden geliyor.
Örneğin 1999-2008 yılları arasında ilk kez sigortalı olan kadın ve erkek işçilerin emekli olabilmek için 7 bin gün prime ihtiyacı var. Yaklaşık bir hesapla söyleyecek olursak, bu kapsamdaki bir erkek işçinin emeklilik çizgisine 7 adımı kaldıysa, kadın işçinin atması gereken daha 10 adım var.
Bir an için çalışma yaşamını bir maraton, emekliliği ise bitiş çizgisi olarak düşünelim. Bitiş çizgisi hem kadın hem erkekler için aynı yerde ancak kadınlar bu yarışa daha geriden başladığı gibi yarış boyunca da çeşitli engellerle karşılaşıyor.
Bu da bizi, 1999 ve 2006 yıllarında reform adı altında gerçekleştirilen ve bitiş çizgisini daha da ileri çeken sosyal güvenlik hakkına yönelik ağır saldırılara geri götürüyor. Adına reform denilen bu saldırılar bizim emeklilik koşullarımızı ağırlaştırırken, geleceğe ilişkin kaygılarımızı da büyüten pek çok madde içeriyor.

Emeklilik Hayal; Çünkü…
BU HÜKÜMET EMEKLİLİK KOŞULLARINI AĞIRLAŞTIRDI

9 Eylül 1999’dan önce kadın ve erkek işçiler için emeklilikte bir yaş koşulu aranmıyor, kadın işçiler 20 yıl sigortalılık süresi ve 5 bin günle; erkek işçiler ise 25 yıl sigortalılık süresi ve 5 bin günle emekli olabiliyordu. Dolayısıyla, ilk sigortalı olduğu tarihten itibaren 20 yıl geçen ve yaklaşık 14 yıl boyunca sigortası düzenli yatan bir kadın işçi emekli olmaya hak kazanabiliyordu.
Ancak 1999 yılında yapılan değişiklik ile hem kadın hem erkek işçiler için prim gün sayısı 7 bine yükseltilirken, kadınlar için emeklilik yaşı 58, erkekler için 60 olarak belirlendi. Yarışın bitiş çizgisinin ileriye götürülmesi, en çok bu yarışa geriden başlayan kadın işçileri olumsuz etkiledi.
Bu da yetmezmiş gibi 2006’da yapılan ve 1 Mayıs 2008’de yürürlüğe giren değişiklik ile emeklilik koşulları daha da ağırlaştırıldı. Emeklilik yaşı kademeli olarak hem kadın hem erkekler için 65’e çıkarılırken, prim gün sayısı ise 7 bin 200 güne yükseltildi.
Bugün sigortalı kadın işçilerin önemli bir kısmı, düzenli ve sürekli çalışma olanağından yoksun ve primleri düzenli yatmıyor. Prim gün sayısının 5 binden 7 binlere çıkarılması, bu kapsamdaki kadınlar için emekliliği ya imkânsız hale getiriyor ya da önemli ölçüde zorlaştırıyor.


BİR DE BÖYLE BAK!
Kadınlar kayıt dışı çalışmaya itiliyor dedik. Sigortalı çalışan kadınların ise büyük kısmı düzenli ve sürekli bir işe sahip olamıyor dedik. Bu hükümet “reform” adı altında zaten zor olan emeklilik koşullarını daha da ağırlaştırdı, kadınların dertlerini daha da arttırdı dedik. Gelin bu tabloya bir de rakamlardan bakalım….
* Kendi hesabına çalışan her 10 kadından 8’i sigortasız. Ücretsiz aile işçisi olan her 10 kadından ise 9’u sigortasız. Bu kapsamdaki 2,5 milyondan fazla kadın fiilen çalışıyor olsa da sigortasız olduğu için emekli olamayacak!
* Sigortasız çalıştırılan yaklaşık 1 milyon kadın işçi, ilerleyen dönemde sigortalı çalışma ve düzenli prim olanağına sahip olmazsa emeklilikten mahrum kalacak!
* Sigortalı kadın işçi sayısı yaklaşık 3 milyon civarında. Ancak kadın işçilerin kayda değer bir kısmı düzenli ve sürekli çalışmıyor, dolayısıyla sigorta primleri düzenli yatmıyor. Bu durum, kadın işçilerin emekliliğe ulaşmasını zorlaştırıyor!
* Emeklilik koşullarının ağırlaştırılması, zaten bu koşulları sağlamakta zorlanan kadınlar için emekliliği ya olanaksız ya da çok güç hale getiriyor!
Çalışma yaşamındaki kadınların yüzde 44’ü sigortasız. Sigortalı olan yüzde 56’nın bir kısmının ise emeklilik koşullarını sağlaması olanaklı değil ya da çok zor. Bir başka deyişle, mevcut koşullarda bugün fiilen çalışma yaşamında olan kadınların en az yarısı için emeklilik uzak bir hayal.
İşte tam da bu yüzden bu mevcut koşulların değişmesi gerekiyor. Nasıl bir değişikliğe ihtiyaç olduğunu ise gelecek ay ele alacağız.

NE İSTİYORUZ?
· Kadın-erkek herkese işsizlik, kaza, hastalık, malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde ve tüm kadınlara analık ve doğurganlık hallerinde sosyal güvence sağlanması,
· Ücretli çalışmayan kadınlar için kocalarına ve babalarına bağlı olmadan ücretsiz sağlık güvencesi ve emeklilik hakkı.
· Kadınların ev içinde harcadıkları emek de gözetilerek erken emeklilik hakkı…
İlgili haberler
DOSYA: Kadınların emeklilik hakkı ve doğum borçlan...

Doğum borçlanması yine gündemde... Emekli olmak için gereken yaşı doldurdunuz. Ama prim gün sayısını...

DOSYA: Kadınların emeklilik hakkı ve doğum borçlan...

Doğum borçlanmasının koşulları ne? Doğum borçlanması başvurusu nereye yapılır? Doğum borçlanması içi...

DOSYA: Kadınların emeklilik hakkı ve doğum borçlan...

Erkekler, sigorta girişinden önce yaptıkları askerlik için borçlanma hakkına sahip. Kadınlar ise sig...

Doğum Borçlanması ile nasıl emekli oluruz?

Emeklilik hakkının ne kadar hayati olduğunu 61 yaşındaki Hava, üç kuruş para için inşaatta tuğla taş...

Çalışmayan kadına emeklilik: Bunlar kimi kandırıyo...

Önümüze ısıtıp ısıtıp koyuyorlar ‘ev kadınlarına emeklilik fırsatı’ diye haberleri. Ne müjde, ne fır...

Gıdım gıdım gasp: Dul ve yetim maaşları

Birçok kadının tek güvencesi olan dul ve yetim aylığı ile ilgili neler biliyoruz? Örneğin bu maaş de...