Böyle hayat mı geçer?
Ülkenin en zenginlerinin tamamı bizim kadar vergi vermiyor. Üstelik onlara sık sık vergi afları geliyor, yeni yatırımlarla milyarlarca lira teşvik primi alıyorlar.

Her türlü elektrik aksanı üreten bir metal fabrikasında çalışıyorum. 10 yıldır üç vardiya sistemiyle, ağır bir tempoyla çalışıyoruz. Bu yetmezmiş gibi vergi dilimleriyle aldığımız ücretler eriyor, yok ediliyor. İşçi, emekçiler açlıkla sınanırken patronlar için memleket adeta vergi cenneti. Ben emzirme yaşındaki çocuğumu eltime bırakarak çalışmak zorundayım. Fabrikada kreş de yok. Dudullu OSB’de bir kreş var ama aylık ücretimin neredeyse tamamını vermem gerekiyor ki çocuğu kreşe verebileyim.

Fabrika adeta bir hapishane gibi. Sosyal hayatımız yok. Böyle bir hayatı kimse tercih etmez. Biz kadın işçiler bu cehennem hayatı içinde psikolojik sıkıntılar da yaşıyoruz. Çocuklarımızı, eşimizi, ay sonunda nasıl borç ödeyeceğimizi düşünmekten ruh sağlığımız bozuluyor. Antidepresan ilaç kullanmayan bir kadın işçi zor bulursunuz. Mobbing, sözlü ve fiziki tacizin her an hedefiyiz. Servis aracında, tuvalete giderken, yemekhanede, durakta sayısız taciz vakası yaşadık. Bunu kadın işçiler olarak ancak kendimizle paylaşıyoruz.

Sağlığımız ne olacak dediğimizde açık açık “Canınız cehenneme, sizin yüzünüzden ne üretimi azaltırız ne de değişiklik yaparız” diyerek kapıyı gösterdiler bize. Eşim işsiz, üç çocuğum var. Kayınvalidemin evinde oturuyoruz. Bir de kira verseydik neler yaşardık bilemiyorum.

‘ÇOK KAZANANDAN ÇOK, AZ KAZANANDAN AZ VERGİ ALINSIN’

Vergi kesintileri zamanı gece vardiyasında olduğumuzda gündüz ev temizliğine, tekstil atölyelerinde ütü-pakette çalışmaya gidiyoruz. 48 saat uyumayan, bayılıp yere yığılan, hastalanan arkadaşlarımız oluyor. Aldığımız kredileri ödeyemiyoruz. İcralık olan, haciz gelenlerin büyük çoğunluğu işçiler. Bankamatiğin önüne gidip fatura ve kira ödemeleri yaparken hep eksi bakiyeye düşüyoruz.

Çalıştığım fabrika organize sanayide en fazla kâr yapan işletmelerden biri. Ama sonbahar aylarıyla birlikte vergilerden dolayı ücretlerimiz kuşa çevriliyor. Bordrolarımıza baktığımızda bunu çok net görüyoruz. Ülkenin en zenginlerinin tamamı bizim kadar vergi vermiyor. Üstelik onlara sık sık vergi afları geliyor, yeni yatırımlarla milyarlarca lira teşvik primi alıyorlar. Sendikalar da sadece vergi meselesini dile getiriyor ama etkili bir adım atmıyor. Halbuki “Elinizi şaltere atın, üretimi durdurun” deseler iş biter. Tüm konfederasyonlar birleşip ortak büyük bir eylem yapmalı. 1-2 günlük bir grevle vergide adalet sağlanır, en azında kazanımla çıkarız.

Asgari ücret başta olmak üzere, ücretlerimizde vergiden muaf tutulsun. Çok kazanan, çok kâr elde eden zenginlerden ve patronlardan çok vergi alınsın. Biz emekçilerden az vergi alınsın. Çünkü bizim bir tek aldığımız ücret var. Zamların durdurulması, asgari ücretin açlık ve yoksulluk sınırları baz alınarak yeniden tespit edilmesi, vergide adaletin sağlanması için mücadele şart olmuş.

Fotoğraf: DHA

İlgili haberler
Asgari ücret, asgari yaşamlar

Bizi bu şartlarda çalıştıran patronlar ve hükümet asgari ücrete karar verecekler. Sendikalar yine se...

Asgari ücret: Nereden tutsan elinde kalıyor

Ayşe’nin ve arkadaşlarının şimdiki gündemi asgari ücret. Asgari ücret artsın mı artmasın mı tartışma...

Ücret asgarinin yarısı sömürü tam gaz!

Şırnak’ta tekstil atölyelerinde çalışan işçiler asgari ücretin yarısına çalıştırılıyor. İşçiler ‘Bur...