Ekonomik krizle birlikte asgari ücretin yetmediği; yoksulluk sınırının üstünde bir ücret talebinin işçiler tarafından dillendirdiği bir dönemde Şırnak’taki tekstil atölyelerindeki koşullar, işçilerin nasıl ve ne şartlarda sömürüldüğünün bir fotoğrafı. Lc Waikiki gibi büyük firmalara parça iş yapan bir atölyede işçiler asgari ücretin yarısına çalıştırılıyor.
Şırnak ve ilçelerinde son dönemlerde en büyük istihdam alanı neredeyse her mahalleye açılan tekstil atölyeleri. Bu atölyelerde işçiler asgari ücretin altında maaşlara uzun çalışma saatleriyle çalışmak zorunda bırakılıyor. İşsizliğin devasa boyutlarda olduğu Şırnak, aynı zamanda genç nüfusun da en fazla olduğu üç ilden birisi. Şırnak ve ilçelerinde de son yıllarda birçok tekstil atölyesi açılırken bu atölyelerde daha çok 18-25 yaş arasında genç kadınlar çalışıyor. Çalışma koşullarını öğrenmek için mahalle aralarındaki atölyelerde çalışan işçilerle çay ve yemek molalarında kısa da olsa sohbet etmek şansı bulduk. İlk gittiğim atölyenin önünde gruplar halinde 20-30 kadar genç oturmuş dinleniyorlardı. Yemek molasından çıkmışlar ve mesailerinin başlamasını bekliyorlardı. Bu atölye LC Waikiki’ye parça başı iş yapıyor; işçiler t-shirt, sweatshirt ve eşofman tarzı ürünler üretiyor. Firmanın bu yıl ki ciro hedefi ise 35 milyar lira; dört kıtada, 53 ülkede mağazası bulunuyor. Pandemide bile, yurtdışı açılımlarıyla yüzde 30 büyümüş bir firma.
‘BU ŞARTLARDA ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ’
İlk olarak Evin söze başlıyor. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteye gidemediğini ifade ediyor Evin: “Buralarda pek iş yok. O nedenle bulduğumuz işlerde ne verirlerse versinler çalışmak zorundayız. Geçtiğimiz yıl bir kafede 14 saat çalışıp günlük 50 lira kazanıyordum ve o kadar çalışmanın üzerine ulaşım olmadığı için gecenin bir yarısı yaklaşık bir saat yol yürüyerek evime gidiyordum. O nedenle burası ne kadar yorsa bile kafeden iyidir deyip çalışmaya devam ediyorum.” Tekstildeki çalışma koşullarını da anlatıyor Evin: “Sabah 08.00, akşam 18.00 çalışıyoruz. Burada tüm gün ayaktayım. Fazla mesai ücreti yok. Aldığımız maaş da 2 bin 350 lira ve sigortamız yok. Tüm buna rağmen çalışmak zorundayız.”
PATRON MAAŞIN YARISINI ALIYOR
İŞKUR üzerinden çalışan Merve ise tekstil atölyelerindeki sömürünün başka bir yüzünü gösteriyor bize. 2 aydır İŞKUR üzerinden çalıştığını söylüyor Merve: “Dört ay daha bu şekilde çalışacağım. Sigortam var ama sadece hastaneye gidip geliyorum. Hesabıma asgari ücret yatıyor ama ben yine de 2 bin 300 lira maaş alıyorum. Çünkü geri kalanını karttan çekip yine patrona veriyorum. Bu duruma bir keresinde itiraz ettim. “O para benim adıma yatıyor ve benim maaşım” dedim. Patron ise “Her yerde aynı sistem var beğenmiyorsan çıkabilirsin” dedi. İşsiz kalmamak için mecbur katlanıyorum.” “Atölyede hiç mi sigortalı yok?” diye sorduğumuz genç işçiler devletin teşvik vermek için zorunlu kıldığı bir sayı olduğunu söyleyerek “Onda da kendi akrabalarını, eş dostlarını gösteriyorlar, bizi değil” cevabını veriyor.
Genç isçilerden Rojin ise “Sadece İŞKUR üzerinden maaşımızı ikiye bölmüyorlar. Aynı zamanda birçoğumuz burada mesleki eğitim kursuna kayıtlıyız ve stajyer gözüküyoruz, devlet 1600 lira ödüyor patron ise elden 600 lira veriyor bize. Bunu mecbur kabul ediyoruz, itiraz edince kapı orada diyor bize” sözleri ile sömürünün başka bir boyotunu anlattı
SADECE BİR İŞÇİ 3 BİN 500 LİRA MAAŞ ALIYOR!
SERVET diğer gençlere göre kendisini biraz ‘şanslı’ gördüğünü anlatıyor. Bunun nedenini de makineyi kullanmasını bilmesine bağlıyor. Servet 3 bin 500 lira maaş alıyor. Geçen yıl İstanbul’da bir tekstil atölyesinde asgari ücrete çalıştığını ancak hayat pahalılığı nedeniyle İstanbul’da geçinemediği için memleketine geri döndüğünü anlatıyor Servet: “Burada işçi daha da değersiz. Bizleri yok denilecek paralara çalıştırıyorlar. Ya bu parayı kabul edeceğim ya da batıya gidip inşaatlarda, otellerde çalışacağım. Bir ihtimal de mevsimlik tarım işçisi olarak çalışacağım. Ben ailemin yanında kalmak için mecbur bu maaşa çalışmak zorundayım.”. Hiçbir şekilde sigorta ve asgari ücretin olmadığını ifade ediyor Servet ve en yüksek maaş alan kişinin kendisi olduğunu ve sigortasız çalıştığını söylüyor.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Sendikalaştıkları için işten atılan Nersoy Tekstil...
Baskı, taciz, aşağılama… Nersoy Tekstil’de ne ararsan var. ‘Ben sizin bokun içinden geldiğinizi bili...
İşten atılan Acarsoy Tekstil işçisi: Şimdi sesimiz...
‘İçeride konuşmayalım diye bizi susturmak istediler ama dışarıda daha gür ve daha güçlü çıkıyor sesi...
Barutçu Tekstil'de işten çıkarılan kadın işçiler:...
Öz-İplik İş'e üye olan 4 kadın işçinin işten çıkarılması üzerine, Barutçu tekstilde işçiler fabrika...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.