24 Haziran seçimi yaklaştıkça siyasi partiler ve adayların kampanyaları da hız kazandı. Manifestolar, vaatler havada uçuşuyor. Mahalle ve ev gezmelerinde daha da çeşitlendiğine tanık olduğumuz bu vaatlere yeniden inanan da, “Bıktık yalanınızdan” diyen de var.
Kadınların günlük hayatındaki en temel sorunlar çözümsüz. Haliyle seçim deyince akla önce bu sorunlar ve çözümsüz kalmasına neden olan siyasi yaklaşımlar geliyor. Pazar tezgahı, belediyenin yardım kuyruğu, bir türlü kontenjan açılmak bilmeyen kreşte ne hikmetse seçim öncesi kontenjan açılması, kışın defalarca kömür yardımı için başvuran kadının evine daha yeni gönderilen kömür... İşte bunlar hep seçimle geçimin nasıl iç içe geçtiğini gösteriyor.
Görünen o ki belediyenin olanakları seçim rantı olarak kullanıyor. Peki, kadınlar bu “rantçılığı” oya tahvil ediyorlar mı?
Gördüğümüz; hayır.
KIŞ BOYU GELMEYEN KÖMÜR YARDIMI ŞİMDİ GELDİ
Pazar yerinde bir sebze tezgahında alışveriş yaparken malzemeleri ya yarım ya da çeyrek kilo alan kadına pazarcının “Abla yarımı anladık da çeyrek ne?” dediğini duyunca durup anlamaya çalışıyorum. Kadın “Ne yapalım, para ancak buna yetiyor” diyor. Kadınla sohbet etmeye başlıyoruz. Eşinden ayrıldığını, kirada oturduğunu, sadece merdiven temizliği yaparak üç çocuğuna bakmaya çalıştığını, boşandığı eşinin nafaka ödemediğini anlatıyor. Geçtiğimiz yıl eylül ayında fakirlik belgesi ile birlikte belediyeye kömür yardımı için başvurmuş ama kış boyu bir kere dahi yakacak yardımı alamamış. Erken seçim kararından bir hafta sonra belediye bir sabah evinin önüne kömür yığmış. Öfkesinden ne diyeceğini bilemiyordu. “Ben bütün kış yakacak bir ıslak odun bulamadım, şimdi yaz günü kömür getirmişler! Yardımları hep kendi adamlarına dağıtıyorlar. Sıra bize gelince seçimi bekliyorlar” diyerek, AKP’ye artık asla oy vermeyeceğini ekliyor.4 KİŞİLİK AİLEYE 150 LİRA YARDIM
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’nde çocuklar için başlattığımız ücretsiz kurslara çocuğunu getiren, eşi tersane işçisi bir kadın, eğitimin kötü ve yetersiz olduğunu, buna bir de parasızlık eklenince daha da zor olduğunu söylüyor. Eşinin hastalığından ötürü iki aya yakın süredir çalışamadığını, yardım alabilmek için başvurduğu belediyeden sadece 150 liralık alışveriş kartı verdiklerini anlatıyor kızgınlıkla: “Dört kişilik bir aileyiz, 150 lira ile nasıl yaşarız ki? Biz ne olursa olsun hep sandığa gittik ve huzur içinde yaşamak için oyumuzu Ak Partiye verdik. Etrafımızda birçok kişiyle kavga ettik. Ak Parti’ye oy vermeyen komşularımızla aramız bile açıldı. Ama bırakın huzuru, artık tek derdimiz sadece karnımızı doyurmak. Seçim vakti yaklaşınca ellerine kumanya alıp kapıma geldiklerinde onlara cevabı vereceğim.”
BELEDİYEDEN NASİHAT: MADEM GEÇİNEMEYECEKTİN NEDEN BOŞANDIN!
Leyla, eşinden şiddet gördüğü için boşanmış. Bir çocuğuyla baba evine sığınan Leyla’nın boşanma davası tam iki buçuk yıl sürmüş. Çocuğunun velayetini almış. Aylık 350 lira nafaka verilmesine karar vermiş hakim. Eski eşi bir kere bile nafaka ödememiş. O da ailesinin bütün baskılarına rağmen bir fabrikada işe başlamış ve ayrı eve çıkmış. Aldığı asgari ücret yetmeyince belediyeye yardım talebinde bulunmuş. Başvuru sırasında hem bir sürü hakaret hem de nasihat işitmiş. “Gencecik kadınsın, sigortan var çalışıyorsun, azla yetinmeyi bileceksin. Madem geçinemeyecektin, kocanı boşamayacaktın” demişler. Leyla, “Nasıl incindiğimi anlatamam, bir daha açlıktan sürünsem de gitmem belediyeye” diyor. Fabrikadaki iş arkadaşları biriken faturalarını ödemek için kendi aralarında para toplayarak destek olmuşlar. Leyla, hiçbir partiye oy vermeyi düşünmüyor. Nedenini ise şöyle açıklıyor: “Bizim ülkede adalet yok! Yoksul insanlara değer veren yok. Ben bu seçimde hiç bir partiye oy vermeyi düşünmüyorum. Hepsi menfaatçi, çıkarcı. Hangisi ağzını açsa kadınlara dair bir şeyler söylüyorlar. Ama gerçek olmadığını boşanma sürecimde gördüm.”- PARK İSTİYORUZ!
- ÜLKE FETÖ’YLE UĞRAŞIYOR, DERT ETTİĞİN ŞEYE BAK!
Güler; iki çocuk annesi. Dört yıl önce Esenyalı’da krediyle bir ev almışlar. “Mahallede doğru dürüst bir park olmadığı için çocukları gün boyu evde tutmak zorundayım. Sokağa çıksak her taraf inşaat, sokaklar güvenli değil. Belediyeye yüzlerce kez şikayet etmeme rağmen ‘talebiniz alınmıştır’ diyerek telefonu kapattılar. İstanbul’da dört semt dolaştım, Pendik Belediyesi kötünün de kötüsü. Seçimden dolayı kapıları gezen Ak Partililer benim de kapımı çaldı. ‘Belediyenin hizmetlerinden memnun musunuz?’ diye sordular. Ben de memnun değilim dedim. ‘Ülkemiz koca FETÖ darbesini atlatmış, dert ettiğin şeye bak...’ diyerek küçümsediler” diye anlatıyor.
KREŞİN İKİ YILDIR DOLU OLAN KONTENJANI BİRDEN BOŞALDI
Nergiz de belediyeden şikayetçi: “Belediye ait kreş ve anaokulları var. Ben çalışmaya başlayacaktım, çocuğumu kreşe yazdırmak için başvurdum, almadılar. Çevremde durumu iyi olan birçok kişinin çocuğu o kreşe gidiyor. Ama benim çok ihtiyacım olmasına rağmen kontenjan dolu dediler. Ben iki yıl boyunca şansımı denedim, bir türlü kontenjan boşalmadı. Benim çocuk bu yıl birinci sınıfa başladı. Sanırım seçimlerden dolayı olsa gerek 15 gün önce beni aradılar. Kontenjan boşaldığını, çocuğumu kreşe yazdırabileceğimi söylediler. Ben de gülerek ‘Çocuğum neredeyse mezun olacak, geçti Bor’un pazarı’ dedim. Eskiden beri Ak Parti seçmeniydim, referandumda da ‘hayır’ dedim. Ama AKP’ye bir daha oy vermeyeceğim.”İlgili haberler
Av. Hülya Gülbahar'la #KadınlarınSeçimi'ni konuşuy...
Kadın adaylar listelere nasıl yansıdı? Cumhurbaşkanı adayları kadın sorunu için neler söylüyor, nası...
Esenyalı’da kadınlar AKP’den neden kopuyor?
Esenyalı’da faaliyet yürüten Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Yöneticisi Adile Doğan, seçimlere iliş...
#KadınlarınSeçimi onurlu bir gelecek
Milyonlarca kadına dayatılan seçenek bu ikisi arasında; Ölüm mü, sıtma mı? Seçim manifestolarında ve...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.