MEKTUP
'İnsanların engelli ailelerine karşı tutumu, engelli ailelerinin kendi kabuklarına çekilmesine neden oluyor. Neredeyse birey olarak da yok sayılacaklar.'
'Ancak somut atılmış hiçbir adım yok. Sağlığımızla “Kimin elinde kalır acaba?” diyerek yakar top gibi oynanıyor sanki...'
‘Hepsini tek seferde veremeyeceğim için her dozu ayrı ayrı alıp kredi kartına taksitlendirdim...’
Bütün bu acil ve elzem ihtiyaçlarımız şunu gösteriyor ki daha örgütlü bir kadın dayanışmasına ihtiyacımız var ve yeniden “İstanbul Sözleşmesi Bizim, Vazgeçmiyoruz!” demeye...
‘Sovyetler Birliği'nde kentler ve kadın’ yazısını okudum ve öyle yaşamayı hayal etmeye başladım: Rahatlıkla çalışıyorum ve biliyorum ki hakkım olanı alıyorum...
Bakırköy Belediyesi işçisi kadın anlatıyor: Yeni hizmet binasının açılmasının üzerinden 4 ay geçmiş olmasına rağmen hâlâ bir yemekhane yok.
Kocaeli’de işçi bir kadın anlatıyor: ‘Günleri 72 saat yapamayız elbette. Mahallemde bir yemekhane, bir çamaşırhane, bir kreş olsa yeter.’
Ege Üniversitesi Hastanesi Tıp Fakültesinde sağlık emekçisi kadınlarla yan yana gelip Enola Holmes filmini izledik...
'Evet bu 8 Mart’ta da kadınlar farklı cümlelerle, farklı seslerle kadının kutsallık anlamı yüklenen tanımlarına karşı çıkıp kadınları, emekleri üzerinden savundular'
Türkiye Yazarlar Sendikasının 8 Mart bildirisini Özak Tekstil işçisi kadınlar kaleme aldı. Özak Tekstil işçisi kadınların mektubunu sizlerle paylaşıyoruz...
‘Emeklilerin gidip rahatça oturup çay içebileceği, sosyalleşip, sohbet edebileceği sıcak, uygun mekanlar olsun istiyoruz.’
'Bu ülkede her 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlandığında kadınlar sorumluların, onların sesi olmasını istedi. Peki sesimizi duyuyor musunuz?'
'Normal zamanda bile katlanılamayan bir ağrı yaşarken bu durumlarda çok daha zorlanıyoruz. Bu yüzden reglin ilk günü hafta sonuna denk gelsin diye dua eden arkadaşlarım bile oluyor'
'Birlikte çalıştığımız birçok sağlık emekçisi arkadaşımız mutsuz, tükenmiş durumda. Bu durum domino etkisi ile tüm çalışanları etkiliyor.'
'Bizim özlük haklarımız ve zam talebimiz umurlarında değil ama bizden beklentileri hep aynıdır: hassasiyet ve fedakârlık'
ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu'ndan İrem, 8 Mart'a giderken kampüslerinde yaşanan sorunları ve kadınların taleplerini Ekmek ve Gül'e yazdı.
‘Hukuka ve adalete güvenin zedelendiği, belirsizliğin, güvencesizliğin ve korku ikliminin palazlandırılmaya çalışıldığı bir hengâmede avukatlık sadece teknisyenliğe indirgeniyor.’
'Kürt kentlerinde devletin güvenlik güçlerinin kadına yönelik şiddet ve tacizinin önlenmesi ve faillerin devlet tarafından korunmasının önüne geçilmesi gerekiyor.'
Güzeltepe Mahallesi'nde oturan Saniye, yerel seçimlere giderken Nurtepe ve Güzeltepeli kadınların kendi talepleri için bir araya geldiğini anlattı.
'Son, balık öldüğünde, son deniz kuruduğunda, insan paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak'. O günleri görmeden gerçekleri anlamak ve doğaya sahip çıkmak umuduyla!
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.