Üniversite okuyanlar bilir. Büyüdüğün şehirden giderken seni yetiştiren (genelde anne baban) terminale bırakır seni. Annen valizini hazırlamana yardım etmiştir.
Akşam heyecandan uyuyamamışsındır. Baban endişeli, gururlu. Harçlığını eline sıkıştırırlar “dikkatli harca” öğüdüyle. Ne yapsınlar. Geçim derdiyle yoğrulmuş emekçi insanların ortak kaygısı.
450 lira iyi para dedim küçük yerden gelirken.
Halbuki çarşıdaki hesap öyle mi?
Binbir renk İstanbul. Sosyal gereklilikler, tiyatro /sinema biletleri, faturalar. Yemekhane bile pahalı bütçeme göre. Arkadaşlarınla müze gezip hoş bir gün geçirmek bile imkansız KYK harçlığımla. Öğrenci akbili bile fazla aylık harcamaya vurunca.
Bitecek dedim. Elimi taşın altına koydum. Kolay mı, okul okudum o kadar. Kadro açılır Devlet Tiyatrolarında. O da olmadı özel tiyatrolara destek veriyordur herhalde devlet baba.
Ah be güzel kızım. Ölmediğine şükret otur aşağıya.
Çalışsam ne olur? Kiram 5 bin lira
Çalışsam ne olur? Faturalarım 2 küsur
Çalışsam ne olur? Ekmek 5 lira
Şişe su…
İçim acıyor.
Kafamda sadece soru işaretleri
Daha ne kadar ödenmeli bu beton küpün tamamlanması için bilmiyorum.
Maddi ölçülerle yaşamak basit matematik hesabıyla imkansızken
Manen yaşamak? Ne kadar dayanırım bu öteki hissine bilmiyorum. Her yerden bağlı kollarım, çırpınıyorum bir şey yapamıyorum.
Yarınlarımızı çaldınız
Şimdi bizden sadece simit alabildiğimiz cep harçlığımızı istemeniz…
Beni sadece kinlendiriyor.
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
Okuyabilmek için her şey olduk: Sokak müzisyeni, f...
'Bize düşen akşamları barda, sabahları kurslarda çalışarak hem o günün yemek parasını çıkarmak ve KY...
İşsizliğin yarattığı gerçeklik: ‘Sanat tarihi mezu...
Yirmi iki yaşındaki çağrı merkezi çalışanı Esra’nın hikayesi, hayalleri, beklentileri bugün Türkiye...
Bir market işçisinin günlük rutini: Korku, baskı,...
Market işçisi bir kadın; hastalığını belgelediği için kurnazlıkla suçlanmış, izin günü hakkını isted...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.