İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Caz Bölümü öğrencisiyim. Bunun yanında profesyonel bir “singer-song writer” (şarkıcı-yazar) kariyeri oluşturma çabamın dışında bir vapur ve sokak müzisyeniyim. Ayrıca canlı müzik sektöründe birkaç farklı grupta klavye çalıyorum. Bu kadar işin içinde nasıl okula vakit ayırıyorsun sorusunu duyar gibiyim. Tabii ki ayıramıyorum. Çünkü okuduğum okulu devam ettirebilmem için, devletten aldığım krediyi ödeyebilmek için birden fazla işte çalışmak durumunda kalıyorum. Ekonominin gidişatı ve ülke şartları buna da her geçen gün izin vermiyor.
“Bu sefer aldığım parayı KYK’mı ödemek için ayıracağım” diye kendime her söz verdiğimde aldığım parayı zam gelen elektriğe ya da yemeğe veya arkadaşımla çıktığım bir eğlenceye vermek zorunda kalıyorum. Vatandaşı olduğumuz ülkenin şartları gereği konservatuvar mezunu olmak bana akademik kariyerden başka bir gelecek planı sunmuyor. Ki bunun için de kadro beklemek yıllar alıyor. Sonucunda da aldığın para ile borç mu ödeyeceksin, hayat mı kuracaksın?!
Pekala gidip özel kurslarda emeğinizin sömürüldüğünü hissettiren ücretlerle ders verebilir veya gece hayatında aktif bir müzisyen olabilirsiniz. O zaman da parasız bir eğitimin yasal olarak hak olduğu bir ülkede, devletin bize “borç” olarak verdiği “yardımı” ödemek için, üç hatta dört ayrı işte çalışırken üstüne bir de sanat sektörünün kalburüstü insanları tarafından kadın müzisyenler olarak tacize uğruyoruz.
Anlayacağınız, okula gidebilmek ve geçinebilmek adına, devletten aldığımız parayı geri ödemek için bütün yaşamımızdan feragat etmek zorunda kalıyoruz. Verdiği para her gün yoksullaşan biz öğrencilere yetmezken sonrasında ödemeye dair olan kaygılarımız sanatımıza zaman ayırmamıza bile engel oluyor. KYK’ya başvururken (ben 2017 yılında başvurmuştum) “Kızım sen al, biz sana ödemende yardımcı oluruz” diyen ailem, konusu şu an açılınca haklı olarak elini kolunu nereye koyacağını bilemiyor…
Konservatuvar öğrenciliğinin kendi zorlukları; enstrüman bakım parası, nota fotokopisi… Sorumluluğu öğrencilerin bu ihtiyaçlarını gidermek olan devlet bana verdiği parayı alırken ben ve benim gibi birçok öğrenciyi neye sürüklediğini tabii ki önemsemiyor. Bize düşen de akşamları barda, sabahları kurslarda çalışarak hem o günün yemek parasını çıkarmak ve KYK borcumuzu ödemenin çabası oluyor.
Fotoğraf: Unsplash
İlgili haberler
Kitap bile alamazken KYK borcunu nasıl ödeyeyim?
'Bir plan yaparken dahi KYK borcunu düşünüyorum, odak noktam olmuş.'
Borcu borçla kapattık, tükenen psikolojimizi ne ya...
Dört kadın, birçok ortak noktayla dört farklı hikaye: İşsiz kalma korkusu, çocukların bakım sorunu,...
Herkes borçlu, krediye bağımlı, yarından endişeli
Pandemi sürecindeki ücretsiz izin uygulaması fiili işsiz sayısını da arttırdı. İşsiz nüfusun büyük b...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.