Yeryüzünde işlenen en büyük suç nedir? Evet; soykırım, savaş, katliam, işkence, ırkçılık, hepsi. Fakat kanımca tecavüz, adil yargılanma ile en büyük cezayı hak eden suç sıralamasının başlarında yer almalı. Her toplumda işlenen ortak suç. İktidar aracı olan tecavüz, bir başkasının iradesini yok sayma, direncini kırma... Ardından insanın kendi biyolojisine karşı yabancılaşması, bedenin inkarı, utancı... Toprak bile aykırı tohum ekildiğinde karşı durup kururken kadın bedeninde canlanan embriyo ve istenmeyen canlıyı kabullenme süreci...
Bir sözcük ne kadar fazla, ulu orta, gerekli gereksiz kullanılırsa o oranda anlamını yitirir. O sözcükle şiddeti tanımlayan bir yapı ifade ediliyorsa gereksiz yere kullanıldığında sıradanlaşır, kanıksanır, normalleşir; tıpkı terörist sözcüğü gibi. Önüne çıkan herkese ya da toplumun bir yarısı için söylenirse bu durum gerçek suç örgütlerinin işine yarar; saklanmalarını, kamufle olmalarını kolaylaştırır. Bugünkü kitap okuma yolculuğu bir terör örgütünü tanımaya, onların kötülüklerinin sınırsızlığına tanıklık etmeye…“Başkalarının acılarına gözümüzü kapatırsak yakında kendi acılarımıza ağlamamız işten bile değil.” İnsan olmanın en büyük kriteri olmalı başkalarının acılarını hissetmek.
BİLMEK NEYİ DEĞİŞTİRECEK?
Alman gazeteci yazar Wolfgang Bauer 2015’te Nijerya’ya gider. Boko Haram’ın elinden kaçmayı başarmış kadın ve kız çocuklarıyla konuşur, Çalınan Hayatlar’da izlenimlerini ve anlatılanları yazar. Nijerya farklı dini inançların ve toplulukların yaşadığı, kozmopolitik aynı zamanda silahlı cihatçı grupların terör estirdiği bir coğrafya.
2000 yılında Yusuf yoksul bir insandır. Vaizliğe kayın babasının samanlığında başlar. "Kafirliğe Son ve Sünniliğin İnşası Topluluğu"nu kurar. Kısa sürede zenginleşir, tarikatının adı Boko Haram diye anılır. IŞİD’e bağlılık yemini eden örgüt 2014’te 14 Nisan gecesi Chibok’taki bir yatılı okuldan 267 kız öğrenciyi kaçırır. Dünya ilk kez o zaman bu örgütten haberdar olur. Dönemin ABD başkanının eşi Michelle Obama “Bring back our girls” (Kızlarımızı geri verin) talebiyle bir kampanya başlatır. Fakat bu terör örgütü tüm Nijerya’da köyleri, yerleşim yerlerini basarak kadınları ve kız çocuklarını toplar, onları kendi üyeleriyle zorla evlendirir. Tecavüz ettikleri çocukların babalarını, erkek kardeşlerini; kadınların kocalarını öldürür. Kapak resmindeki Talatu 14 yaşında kaçırılıp evlendirilen, tecavüz sonucu hamile kalan çocuklardan sadece biri.
151 Kadın ve kız çocuğu bu kamptan kaçmayı başarır. Hâlâ cihatçı tarikat örgütünün elinde binlerce kadın ve kız çocuğu esaret altında tutulur.
Wolfgang Bauer Çalınan Hayatlar’da dünyanın bir yerindeki gerçek vahşeti, tanıklarının anlatımıyla gün yüzüne çıkarır. Yazarın son sözünde belirttiği gibi “İyi de, tüm bunlardan bize ne? Tüm bunları bilmemiz neyi değiştirecek?” demeye kimsenin hakkı yok. Hiçbir vahşet, çılgınlık bir ülkeyle sınırlı kalmaz. Unutmayalım, kötülük sınırları kolayca aşar. Kötülüğün panzehri ise bilinçlenmiş halklardır. Bilinçlenmiş halk da her şeyi değiştirir.
Fotoğraf: Kitap kapağı/ Nebat Bukrek
İlgili haberler
Bir Kitap: Filistin Şiiri
'Bir antoloji olan Filistin Şiirleri, şairlerin yüreğinde demlenerek bir halkın var olma mücadelesin...
Nijerya’da kadınlar artan tecavüz ve kadın cinayet...
Nijerya'da korona döneminde tecavüz ve kadın cinayetlerinin artması üzerine ülke çapında olağanüstü...
Bir kitap: Wedding Barikatları
'Wedding Barikatları 1 Mayıs’ın kitabıdır. Kardeşliğin, dayanışmanın, yoldaşlığın, mücadelenin, dire...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.