"Kızıl bakire", "siyah dişi kurt" veya "koyun kılığındaki dişi aslan": 190 yıl önce 29 Mayıs 1830'da Vroncourt'da Marianne Michel adındaki bir 'hizmetçi'nin evlilik dışı kızı olarak doğan Louise Michel bu isimlerle tanımlanır. Dünya çapında devrimci, kadın hakları aktivisti ve anarşist olarak bilinir. Clara Zetkin, isminin "sonsuza dek Paris komünararının cesur, fedakar kahramanlığının bir simgesi olduğunu" yazdı.
Yaşadığı dönemde Fransa'da Victor Hugo, Arthur Rimbaud ve Paul Verlaine gibi şairler tarafından anlatıldı ve takdir edildi. Ayrıca ressam ve grafik sanatçısı Théophile-Alexandre Steinlen, pasifist heykeltıraş Émile Derré ve sosyalist gerçekçi ressam Boris Taslitzky gibi sanatçılara ilham verdi.
Bugün, Jean-Luc Mélenchon gibi sol görüşlü politikacılar ona atıfta bulunuyor. Paris'te yapılan “Kentteki Feministler” şehir turunda en fazla hakkında bilgi edinilmek istenilenlerden. Sayısız kitap, müzik parçaları, chansonlar, oyunlar, filmler ve çizgi romanlar bu isyancı kadını onurlandırıyor. Académie de Paris, biyografisini müfredata alınmasını tavsiye ediyor. Ve doğduğu Vroncourt köyünde, “Louise Michel Derneği”, Komünard'ın mirasını koruyor.
SANATÇI VE SAVAŞÇI
İnsanların sömürülmesine ve ezilmesine, yoksulluğa, adaletsizliğe ve kadınlara yönelik ayrımcılığa, savaşa, sömürgeciliğe ve ırkçılığa karşı, çocuk dostu bir yetiştirme, doğa ve hayvanlarla saygılı bir ilişki ve sosyalist bir toplum için cesur mücadelesi güncelliğinden bir şey yitirmedi.
Flora Tristan gibi dirençli sosyalist geleneğinden gelen öğretmen, sadece devrimci emek hareketinin ve Paris Komünü'nün bir aktivisti değil, aynı zamanda bir pedagog, sosyolog, etnolog, dilbilimci, astrolog, botanikçi, jeolog, illüstratör, yazar, şair, kısacası edebiyat, müzik ve resim konularını iyi bilen ve uygulayan çok yönlü bir kadındı.1905 yılında ölümünden kısa bir süre önce "Temelde ben hep bir sanatçıydım" dedi.
Barikat savaşçısının hayatındaki bu önemli yön, son yıllarda "Art vaincra" - "Sanat fethedilecek" kitabında edebiyat bilimcisi ve Sorbonne profesörü Claude Rétat tarafından araştırıldı.
Ergenlik çağında Victor Hugo ile yazışan Louise Michel her zaman roman ve drama, hikaye ve şiir,polisiye roman ve efsaneler yazdı. Vroncourt Kalesi'nde bir çocuk olarak, Louis Michel veya "Enjolras" ("Sefiller" in devrimci lideri) olarak yerel gazetede bir öğretmen olarak, bir komünar, hapishanede veya sınır dışı etme gemisindeki bir tutsak olarak yazdı. Sürgünde Yeni Kaledonya, Canaks'ın dilini ve kültürünü keşfetti. Paris'e dönünce çeşitli dillerden oluşan "Volapük" dilini de kullandı. Ekim 1886'nın sonunda edebi fikirleri üzerine bir konferansta evrensel bir dili savundu. Victor Hugo ve Émile Zola'nın romancı ve takipçisi de sembolizme yakındı (Stéphane Mallarmé). “Hayal hayattır,” onun en çok kullandığı sözlerdendi.
Jules Girardet'in bu resmi Mayıs 1871'de Louise Michel'in tutuklandığını gösteriyor
Çok sayıda efsaneyi resimleyen Michel, gemi yolculuğu ve Yeni Kaledonya'dan bir düzine çizim bıraktı. Bazı şiirleri müziğe uyarlandı. 1890'larda bir müzik kitabı, "Chansons rouges et noires" - kızıl ve kara chansonları yazdı.
Sanatın, bilimin, özgürlüğün olmadığı sadece ekmekle yaşanan bir dünya olmaz! Sanat temel insani ihtiyaçlardan biridir.
EKMEK VE KÜLTÜR
Müziksiz devrim olmaz. Louise Michel, devrimi bir koro ile karşılaştırdı. Kara Marsilya şiirinde "Topların gök gürültüsünü duyuyor musun?" yazdı. Paris Komünü'nün bastırıldığı "Mayıs Kan Haftası" sırasında, barikatların yakınındaki bir kilisenin orgunu keşfetti ve kurşunların altında çaldı. Sürgünde Kanak çocuklarına ders verdi ve dünyanın her yerinden müziği keşfetti. Yeni gelişmelerden esinlenerek, 1867'de bir orgun dev klavyesi üzerindeki keman telleri için hayal ötesinde "Le Clavier d’outre-rêve" yazdı. Louise Michel, devrimin estetikle ilgisi olduğunu savundu. Geleceğe yönelik vizyonunda, sanatın herkes için olduğu bir dünya tasarladı: "Sanatın, bilimin, özgürlüğün olmadığı sadece ekmekle yaşanan bir dünya olmaz! Sanat temel insani ihtiyaçlardan biridir." diyordu. Bu bakış açısı hala güncel ama korona krizinde, birçok sanatçı yoksulluğa mahkum edilirken, tekellerin milyarlık devlet yardımı alması yapılacak çok şeyin olduğunu gösteriyor.
Semra Çelik ekmekvegul.net için çevirmiştir
İlgili haberler
İlk Türk Kadın Opera Sanatçısı Semiha Berksoy
Sanatın birçok alanında ilki gerçekleştiren ve ‘İlklerin kadını’ olarak tanınan opera sanatçısı ve r...
GÜNÜN KADINI: Sahneye çıkan ilk halk müziği sanatç...
26 Mart 1913 yılında doğan, Eliz Surhantakyan / Zehra Bilir, profesyonel nitelikte assolist olarak s...
GÜNÜN PORTRESİ: Yaşamı sanata dönüştüren Helen Kel...
Bakan körler, duyan sağırlar ve konuşan dilsizlerle dolu bir dünyada Helen Keller yaşamı sanat biçim...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.