Dün 5 buçuk yaşındaki kızımı okuldan almaya gittiğimde, kapıya elinde bir peçeteyle geldi. Bana gülümseyerek uzattığı peçetenin içinde süt dişi vardı. Bir süredir sallanan, heyecanla düşmesi beklenen diş okulda düşmüştü. Heyecanın sebebinin “Nerdeyse 6 yaşında olacak olmak!” olduğunu söylüyordu Zeynep. “Anne olmak ne garip, çıkan/düşen dişe seviniyoruz” diye düşünmüştüm kapıda kızıma sarılırken. Eve dönüş yolunda Zeynep normalden daha durgun, keyifsizdi sanki. Çok geçmeden oyun oynarken durum anlaşıldı.
“Yarın Atatürk ölecek.”
“Dişim düşünce büyüdüm. Büyürsem büyürsem çok büyürsem ölür müyüm?”
“Ölünce ne olur?”
Poyraz dedi ki (sınıf arkadaşı) “Allah yanına alıyor.”
“Allah nerede yaşıyor?”
Bunlar sorulardan yalnızca birkaç tanesi...
Okul öncesi dönemde çocuğun “soyut kavrama” becerisi, gelişim özelliği sebebiyle henüz oluşmamıştır, çocuk her şeyi somutlaştırma eğilimindedir çünkü zihni böyle çalışır. Ölen birinin derin bir uykuya daldığını söylemek, çocuğun uykuya dair kaygı duymasına sebep olabilir. Ebeveynleri uyurken öleceklerini düşünebilir, uyursa öleceğini düşünerek uyumayı reddedip, uyku problemleri yaşayabilir. Aynı zamandan ölen kişinin toprağın altına gömüldüğünü söylemek de yine somut düşünen çocuk için korkutucu olabilmektedir.
PEKİ NELER YAPMALIYIZ?
Çocuğumuza ölümün, bir kediden çiçeğe yalnızca insanlar değil tüm canlılar için bir gerçek olduğunu, ölen kişilerin geri gelmeyeceği, onları göremeyeceğimizi net bir şekilde ifade etmeli. Ancak tüm bunların bizim ölen sevdiğimizi konuşmamıza, anmamıza engel olmadığını anlatmalı, onlara özlem duymamızın, üzülmemizin, ağlamamızın da normal olduğunu vurgulanmalıyız. Ölüm ya da başka bir soyut kavrama ilişkin sorularından kaçınmak, kaçamak cevaplar vermek, gerçek dışı şeyler söyleyerek anı kurtarmaya çalışmak yerine bilmediğimiz soruları “Bunun cevabını gerçekten ben de bilmiyorum. İstersen beraber üzerine konuşabiliriz” diyerek kendi cevabını bulmasını sağlayabiliriz. Bu dönem çocuğu cenazeye götürüp her şeyi görsün mantığıyla tüm aşamaları görmesini sağlamak kaygı ve korkudan başka bir işe yaramayacak, uzun vadeli, belki de hayatı boyunca izlerini taşıyacağı problemlere sebebiyet verecektir.
Uzun lafın kısası sorulardan ne kaçarak ne çocuğu gerçeklerin ortasına birden atarak cevap olamayız.
Bizim için düşen ilk süt dişin “büyümek” büyümenin çok çok! büyüyüp yaşlanmak, yaşlanmanın ölmek, bu dişin düşme tarihinin “yas” olması, Zeynep’e anlattıklarımdan ziyade benim hissettiğim bir uğurlamaydı. Arkasından su dökülmeyen bir uğurlama...
Görsel: Pixabay
İlgili haberler
‘Ortaya karışık’ bir platform dizisi olarak ‘Zeyti...
‘Dizide yok yok. Arkadaşlık, metropolden sahile uzanan/değişen hayatlar, eski aşıkların karşılaşması...
Zorunlu eğitimin 5 yaşa çekilmesi neden önemli?
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer geçtiğimiz günlerde 5 yaşındaki çocukların zorunlu eğitim kapsamına...
5 MADDEDE SAYIYORUZ: Çocuk istismarında gerçek önl...
Çocuklara cinsel istismar gündem olduğunda hissettiğimiz duyguların başında öfke ve çaresizlik geliy...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.