Mersin’de sağlık emekçisi kadınlar “Şiddete, eşitsizliğe ve yoksulluğa karşı çaresiz değiliz” diyerek panelde buluştu.
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi’nin düzenlediği 25 Kasım temalı panel, Yenişehir Belediyesi Nikah Salonu’nda gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü SES Mersin Şubesi Kadın Sekreteri Filiz Çelebi’nin yaptığı panele SES Genel Merkez Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli, Avukat İlke Işık ve Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan panelist olarak katıldı.
Kadınlara yönelik her türlü şiddetin ve baskının gün geçtikçe arttığını belirterek söze başlayan Gönül Adıbelli bununla doğru orantılı olarak kadınların öfkesinin ve mücadelesinin de yükseldiğini ifade etti. Özellikle pandemi sürecinde kadınların şiddet ve yoksulluk sarmalına itildiğini söyleyen Adıbelli, sağlık emekçisi kadınların da var olan sorunlarının çığ gibi büyüdüğünü; yoğun çalışma saatleri, kreş yetersizliği, sağlık emekçilerinden çocuklarının velayetinin alınması, ayrımcılığa maruz kalma gibi birçok sorunla karşılaştıklarını belirtti.
Adıbelli, işyeri ve sendikalarda örgütlenmenin önemini vurgulayarak “Yanı başımızdaki kadınlarla bir araya gelerek sorunlarımızı tartışmak ve bir güç oluşturabilmenin yollarını aramalı ve mücadele etmeliyiz. İktidarın bugün yapmak istediği kadınların yaşadığı sorunları ortadan kaldırmak veya kadın cinayetlerini önlemek değil bunları meşrulaştırmaktır” dedi.
‘BURNU KANAYAN HER KADININ SORUMLUSU SİYASAL İKTİDARDIR’
Avukat İlke Işık ise iktidarın kadın politikaları ve kadınların yaşadığı hak gaspları üzerine konuştu. Kadınların bir yandan şiddete maruz kalmamak ve canından olmamak için çabaladığını bir yandan da yoksullukla boğuştuğunu söyleyen Işık, iktidarın boşanma komisyonu raporlarında bile boşanmayı her türlü engelleyici kadın ve çocuk düşmanı politikalar güderek de kadınların hayatını cehenneme çevirdiğini ifade etti.
AKP’nin 19 yıllık iktidarında kadınlara yönelik şiddetin ve baskının arttığı ve vahşileştiğini söyleyen Işık, bunun sebebinin siyasal iktidarın kadınlara ilişkin bütün politik argümanlarında “Siz eşit değilsiniz” anlayışının yer almasıyla ilgili olduğunu ifade etti. “Bu ülkede burnu kanayan her kadının sorumlusu siyasal iktidardır” diyen Işık, iktidarın her politikasının hayata sirayet ettiğini ve bu sebeple kadınların sokakta hiç tanımadığı bir erkek tarafından bile samuray kılıcıyla öldürülebildiğini söyledi. İktidar sözcülerinin yasaların yeterli olduğunu dile getirmesine karşılık “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılıyorsa, kadınların kendini güvende hissetmiyorsa yasalar yeterli değildir” dedi.
Yaşanan kadın cinayetlerinde iktidar sözcülerinin “Üzgünüz, bunlar insanlık dışı davranışlar sergileyen kötü adamlar” söylemlerinin samimi olmadığını belirterek “Kadına yönelik şiddet, bir grup erkeği sapkın ilan ederek, ağlayarak çözülecek bir şey değildir. Ülkenin başında siz varsınız ve İstanbul Sözleşmesi’ni kadınların tüm ısrarına rağmen uygulamayarak, feshederek, şiddeti meşrulaştırarak siz bu hale getirdiniz. Sizin yarattığınız bir şiddet sarmalının içindeyiz ve siz koruma mekanizmaları geliştirip bu sorunu çözmek zorundasınız” şeklinde konuştu.
‘KUŞA EKMEK KIRINTISI VERDİĞİ İÇİN ŞİDDET GÖREN KADINLAR VAR’
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’ndeki deneyimlerini aktararak söze başlayan Adile Doğan, 8 yıl önce dernek faaliyet gösterdiğinden bu yana 5 bin başvuru olduğunu ve şiddetin her türlü biçimine şahit olduklarından bahsetti. “Bugün kuşa ekmek kırıntısı verdiği için, kahvaltı hazırlarken ses çıkardığı ya da müzik dinlediği için şiddet gören kadınlar var” diyerek kadına yönelik şiddetin ulaştığı noktayı ifade etti.
Doğan, iktidarın arkasındaki sermayeyle birlikte kadınların hayatını özellikle pandemi sürecinde ne denli zorlaştırdığına işaret ederek sözüne devam etti. Pandemi sürecinde ev içi yükün artması, çocuk bakımı vb. nedenlerle ilk olarak kadınların iş hayatından koptuğunu ve yoksullaştığını; yoksulluğun ise kadınların hayatında şiddeti derinleştirdiğini vurgulayan Doğan, İnfaz yasası, İstanbul Sözleşmesi feshi ve kısa çalışma ödeneği ile kadınların aylarca işsiz kalması gibi politikaların bu süreçte kadınların yaşamını etkileyen ana faktörler olduğunu söyledi. Kadınların boşanma süreci ve sonrası ikinci kez yoksullaştığını ifade eden Doğan, “Kadınların bu süreçte hakları elinden alınıyor. Elindeki eşyalar alınıyor, tehditlerle nafaka hakkından vazgeçiriliyor, anlaşmalı boşanma adı altında kadınlara hiçbir şey verilmiyor” diye konuştu. Pandeminin kadınlar açısından kötü geçtiğini ancak derneklerinin faaliyet gösterdiği alanda kadın dayanışmasını ördüklerini söyleyen Doğan, çalışan kadınların kimi yerler tarafından kendilerine verilen yardım ve destekleri şiddet mağduru kadınlarla paylaştığını ve bu şekilde dayanıma ağını büyüttüklerini de ifade etti.
‘EŞİTLİK MÜCADELESİNE İHTİYAÇ VAR’
“Sırtında sopayla dolaşan kadınların şiddet karşısında bir çözümü var evet ama yetmez. Asıl kurtuluşumuz eşitlik mücadelesinden geçiyor” diyen Doğan, emekçi kadınların mahalle ve işyerlerinde örgütlenip birbirlerinden güç alarak mücadele ederek haklarına ve eşitliğe kavuşabileceklerini, tek çaresinin mücadeleden geçtiğini söyledi.
Fotoğraflar :Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Koronaya karşı önlem istedikleri için işten atılan...
Koronaya karşı önlem istedikleri için Manisa OSB’de basın açıklaması yapan ve ardından işten atılan...
Partner cinsel şiddeti: şiddetin en görünmeyeni…
Partner cinsel şiddeti tek seferlik bir olay değildir; kadın, süreğen bir şekilde devam eden cinsel...
Kadın sağlık çalışanı: Dünyada tek istediğim eşitl...
Eşinden ayrıldıktan sonra çocuğuyla birlikte yaşayan sağlık işçisi kadın güçlü ve bağımsız olunması...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.