Hanife Çakıcı’yı öldüren sanığa verilen indirimli cezanın gerekçesinde, Hanife Çakıcı’nın eşini aldattığı öne sürülerek sanığın “hiddet ve şiddetli elem” içinde cinayeti işlediği savunuldu.

İzmir’de, Hanife Çakıcı’yı öldüren Haydar Çakıcı’nın 22 yıl hapis cezasına çarptırıldığı davada gerekçeli karar açıklandı. Kararda, Hanife Çakıcı’nın eşini aldattığı öne sürülerek sanık Çakıcı’nın, “Yaşadığı ruhsal durum, hiddet ve şiddetli elemin etkisiyle suçu işlediği için ‘Eşe karşı haksız tahrik etkisi altında kasten öldürme’ suçundan cezalandırılmasına karar verildi” denildi.

Olay, geçen yıl 12 Ağustos’ta, saat 17.00 sıralarında, Dikili ilçesi Atatürk Caddesi’ndeki Dikili Otobüs Terminalinde meydana geldi. 2 çocuk annesi Hanife Çakıcı, eşinden şiddet gördüğü için evi terk edip otogara gitti. Peşinden giden Haydar Çakıcı ile Hanife Çakıcı, tartıştı. Tartışmanın büyümesi ile Haydar Çakıcı, eşini 2’si göğsünden, 2’si de sırtından olmak üzere 4 yerinden bıçakladı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlileri, Hanife Çakıcı’nın öldüğünü belirledi. İzmir Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsinin ardından Çakıcı’nın cenazesi, Deliktaş Mezarlığı’nda toprağa verildi. Polis ekipleri Haydar Çakıcı’yı gözaltına aldı. Tutuklanan Çakıcı’nın, polisteki ifadesinde, "Olay günü Hanife’yi otogarda gördüm. Aramızda geçimsizlik vardı. Beni aldattığını düşündüm, öldürdüm" dedi.

CEZASI 22 YIL HAPSE ÇEVRİLDİ

Haydar Çakıcı, 2 Ağustos’taki karar duruşmasında hakim karşısına çıktı. Hanife Çakıcı’yı temsilen duruşmaya katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, sanığın üst hadden cezalandırılmasını istedi. Son sözü sorulan sanık, aldatıldığı için cinayeti işlediğini belirtti. Savunmaların ardından karar açıklandı. Heyet, sanığı ‘Eşi kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Heyet, mahkemeye sunulan dosya ve belgeler ışığında sanığın Hanife Çakıcı ile C.G. arasındaki mesajları görmesi üzerine ‘eylemini hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında’ gerçekleştirdiğine kanaat getirip, cezayı 22 yıl hapse çevirdi.

HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİNİN GEREKÇESİ

Sanık Haydar Çakıcı’nın 22 yıl hapis cezasına çarptırıldığı davada gerekçeli karar açıklandı. Sanığın, eşi Hanife Çakıcı’yı öldürmeye yönelik olduğuna dair mahkeme tarafından tam bir kanaate varıldığı kararda yer aldı. Sanığın öldürmeye elverişli bıçakla Hanife Çakıcı’yı çeşitli yerlerinden bıçaklayarak ölümüne sebep olduğu, eylemin ‘Eşi olan kadına karşı kasten öldürme’ suçunu oluşturduğuna mahkemenin kanaat getirdiğine yer verildi.

Haksız tahrik yönünden yapılan değerlendirme de gerekçeli kararda belirtildi. Suç tarihinden önce yaklaşık 16 yıldır evli olan Çakıcı çiftinin arasında sorunlar olduğu, öldürülen Hanife Çakıcı’nın C.G. isimli erkekle gönül ilişkisi olduğu, ölen kadının telefonunda buna ilişkin fotoğraf ve yazışmaların bulunduğu, evlilik birliği sürerken yasak ilişki yaşayıp, sanık Haydar Çakıcı’yı aldattığı öne sürüldü. Kararda “eşinin kendisini aldattığını öğrenen sanık Çakıcı’nın, sadakat yükümlülüğünü ihlal eden bu davranışlar nedeniyle atılı suçu işlediği” savunuldu. Hanife Çakıcı’nın evlilik birliği içerisinde sanığı başka biriyle aldatması yanında, aldattığı kişiyle yaptığı konuşmalarda sanık aleyhindeki gurur kırıcı ve rencide edici mesajlaşmaların da sanık tarafından görüldüğü de kararda belirtildi. Kararda “Hanife Çakıcı’dan kaynaklı haksız hareket teşkil eden eylemlerin yarattığı ruhsal durum, hiddet ve şiddetli elemin etkisi birlikte değerlendirilerek sanık Haydar Çakıcı lehine haksız tahrik indirimi uygulanarak, ‘Eşe karşı haksız tahrik etkisi altında kasten öldürme’ suçundan cezalandırılmasına karar verildi” denildi.

‘AZ CEZA ALMAK İÇİN ÖNE SÜRÜLEN BİR BAHANE OLUYOR’
Sadakat yükümlülüğünün yasada eşlerin hem birbirleriyle hem de üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde evlilik birliğini tehlikeye atacak davranışlarından kaçınması gerektiğini ifade ettiğini söyleyen İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Sözcüsü Birsen Baş Topaloğlu, “Sadakatsiz davranış ifadesinin sanıklar tarafından savunma sebebi olarak kullanıldığını görüyoruz. Soyut birtakım iddialarla haksız tahrik indiriminden yararlanmak için böyle iddiaların öne sürüldüğünü biliyoruz. Ancak olaya baktığımızda kadınlar ayrıldıkları ya da ayrılmak istedikleri için öldürülüyor. Bu sadece daha az ceza almak için öne sürülen bir bahane oluyor” dedi.
‘KADIN CİNAYETLERİNDE HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ UYGULANMAMALI’
Haksız tahrikin mağdur, maktul kişiden gelen hukuka aykırı eylem demek olduğunu ifade eden Topaloğlu, “Bu cinayetlerde haksız tahrik hükümlerinin uygulanması doğru değil. Kadın aslında bu olayda da ayrılmak istiyor” diye konuştu. Bu uygulamanın erkeklerin kadınları öç almak için öldürmesine meşruiyet kazandırdığının altını çizen Topaloğlu, bu sebeple kadın cinayetlerinde haksız tahrik indiriminin uygulanmaması gerektiğine dikkat çekti. Sanıkların neredeyse yüzde 95’i tarafından sıklıkla bu savunmaların yapıldığını aktaran Topaloğlu, “Hele de cinayet davalarında karşı taraf kendini savunamayacağı için bu iddiaları oldukça rahat ileri sürüyorlar” dedi. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezinin takip ettiği davalarda artık haksız tahrik indiriminin uygulanmadığı kararların olduğunu, haksız tahrik uygulamalarının yargıtay tarafından geri gönderildiği dosyalar olduğunu ifade eden Toplaoğlu, bunun umut verici olduğunu ifade etti.

 Fotoğraf: Hülya Çetinkaya / csgorselarsiv.org