Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde bir parfüm deposunda çıkan yangında 15 ve 16 yaşlarında iki kız çocuğu olmak üzere en az altı kişi öldü. Parfüm deposu hakkında yıkım kararı olmasına rağmen yıkılmadığı, yangın çıkışı olmadığı, iş yerinde çocukların ve kadınların sigortasız ve kaçak biçimde çalıştırıldığı iddia ediliyor. Çevrede ikamet eden vatandaşlar ise iş yerini daha önce CİMER’e şikayet ettiklerini söylüyor.

Patlamaya tanık olan yurttaşlardan biri hâlâ içeride kalan çocukların olduğunu söyleyerek çalışma ruhsatlarının olmadığını ifade ediyor. Diğer yurttaşlarla beraber CİMER’e şikayette bulunduklarını ve yıkım kararına rağmen Dilovası’nın eski belediye başkanının “Dilovası’ndaki bütün yapıları yıkıp ondan sonra bunu yıkmam gerekir, yıkamam” diyerek yıkımı gerçekleştirmediği söylüyor.

Yaşamını yitiren işçilerin isimleri ve yaşları şöyle: Esma Dikan, Hanım Gülek (65) Şengül Yılmaz, Nisa Taşdemir (15), Tuğba Taşdemir (18), Cansu Efetoğlu (16).

2026 yılı Cumhurbaşkanlığı yıllık programında 65 yaş üstü yurttaşların da çocukların da işgücüne dahil olmasının, çalıştırılmasının önünün açılması hedefleniyor!

Çocuklar ve kadınlar kayıt dışı çalıştırılıyor

16 Aralık 2024 tarihinde, CİMER'e yapılan bir şikayette "Kocaeli Dilovası ilçesi Mimar Sinan Mah. İş Bankası şubesinin yanı Vahdet Camii bitişiğinde ismi levhası olmayan parfüm imalatı ve dolumu yapılan iş yerinde mahallemizin kadınları ve çocukları yaklaşık 15 çalışan olup bunların çoğu sigortasız çalışıp iş güvenliği hiç olmayıp ihtiyacı olan kadınların kovulma tehdidiyle çalıştırılıp yemek parası 70 lira karşılığında 'yemeği kendiniz yiyin' diyerek işçiyi, kadını sömüren bu doymaz işyeri sahibini yüce devletimize şikayet ediyorum. Gereğinin yapılmasını arz ederim" ifadelerinin kullanıldığı görülüyor.

Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği: 'Bu bir kaza değil, göz göre göre gelen bir katliam'

Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği, yaşanan katliama ilişkin açıklama yaptı:

"Bugün, Dilovası'nda bir parfüm fabrikasında sabah saatlerinde yaşanan patlamada hayatını kaybeden altı işçinin tamamı kadın ve kız çocuğu. Patlamanın yaşandığı iş yerinde dışarıdan bile görülüyor ki hiçbir işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemi bulunmamakta. Yangın tertibatları yok. Üstelik bu iş yerinde çalışanlar sigortasız çalıştırılıyor. Bu iş yerinde çalışan kadınlar, sadece hayatta kalabilmek ve evlerine ekmek götürebilmek için en ağır koşulları kabul etmek zorunda bırakılmış. Çocuklar ise geleceklerini kurmaları gereken sıralardan koparılıp, tehlikeli çalışma ortamlarına itilmiştir. Bu patlama bir kaza değil, göz göre göre gelen bir katliamdır.

Bizler bu iş cinayetinin nedenlerini biliyoruz. Bu facianın sebebi, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere bizi içine sürükledikleri yoksulluk, güvencesiz yaşam koşulları. Kadınları en temel haklardan yoksun bırakan, esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına mecbur bırakan bu sistem bir mahalle arasında, hiçbir denetim mekanizmasının işletilmediği bu iş yerinde yaşanan bu katliamın sorumlusudur. Yaşanan bu iş cinayetinin sorumluları bu denetimsizliğe izin verenler, güvencesiz çalışmayı bir kural haline getirenler ve insan hayatını değersiz görenlerdir. Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği olarak başta patron olmak üzere bu cinayette sorumluluğu bulunan, ihmallere göz yuman tüm kamu görevlileri yargılanıp gerekli cezayı alana kadar bu davanın takipçisi olacağız. Başta Kocaelili kadınlar olmak üzere tüm kadınları da bu davanın takipçisi olmaya, bizi bu yaşam koşullarına mahkum eden bu düzenle mücadele etmeye çağırıyoruz."

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Arzu Erkan patlama alanından açıklama yaptı

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Arzu Erkan yaptığı açıklamada, "Bu iş yeri bir yıl önce çalışma ruhsatı almış, itfaiye raporu aldı mı? Çıplak gözle bile bir yangın önlem sisteminin olmadığı, yangın merdiveninin olmadığı, giriş ve çıkışın tek bir kapıdan gerçekleştirildiğini hiçbir mesleki bilgiye sahip olmasanız bile görebilirsiniz. Burada göz göre göre gelen bir faciadan, iş cinayetinden söz ediyoruz. Şu ana kadar edindiğimiz bilgilere göre 6 yurttaşımızın hayatını kaybettiği, bunun 3'ünün çocuk olduğunu biliyoruz. Çocuklar içerisinde öğrenim hayatına devam edip hafta sonları buraya yevmiyeci olarak gelen çocuk işçiler varmış. Soru şu: Bu fiziki koşullara sahip bu iş yeri üstelik de patlayıcı, yanıcı bir mamülün hem depolanmasını hem de imalatını yapan bir iş yeri nasıl çalışma ruhsatı aldı? Bu iş yerinde denetim yapılmadı mı? Bu iş yeri aynı zamanda yaşam alanlarının içerisine kurulmuş durumda. 300 metre ilerisinde bir benzin istasyonu var. Böyle bir iş yerine kim çalışma ruhsatı verdi? İtfaiye raporu nerede? Şikayetlere rağmen denetlendi mi? Göz göre göre yapılmış ihmaller ve denetimsizlik var. Cezasızlığın sonucu da bu, 6 kişinin yaşamına mal oldu. Bu iş cinayetinin takipçisi olacağız.

Fotoğraf: Evrensel