Onur Yürüyüşünde gözaltına alınan yaralı mültecinin sağlık, GGM’dekilerin avukat hakkı tanınmadı
İstanbul Onur Yürüyüşü ardından keyfi bir şekilde gözaltına alınan ve GGM'ye götürülen mülteciler sınır dışı edilme riski ile yüz yüze, süreci EMEP Milletvekili Sevda Karaca değerlendirdi.

İstanbul’da gerçekleşen 21. LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde 5’i göçmen, 113 kişi gözaltına alındı. İran, Libya, Rusya, Portekiz ve Avustralya uyruklu göçmenlerin gözaltına alındıktan sonra farklı illerdeki geri gönderme merkezlerine (GGM) gönderildiği öğrenildi.

İran, Rusya ve Portekiz uyruklu mültecilerin Urfa GGM’ye gönderildiği; Avusturalya uyruklu mültecinin ise Erzurum GGM’de tutulduğu biliniyor. Aynı zamanda göçmenlerden birinin bacağından ağır yaralı olduğu ve sağlık hakkına erişemediği öğrenildi. Göçmenlerin avukata erişimi engellenirken, uluslararası koruma kimliğine sahip İranlı mültecinin İran’a geri gönderilmesi halinde hayati tehlikesi olduğu biliniyor.

Süreci takip eden Yayın Kurulu üyemiz, Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca yaşananları Ekmek ve Gül'e değerlendirdi.

Mülteci veya göçmenlerin dünyanın her yerinde gerçekleştirilen onur yürüyüşüne katılmasının gözaltı gerekçesi olmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Karaca, “Polisin yürüyüş sonrası varsayım üzerinden keyfi olarak gözaltına aldığı bu 5 arkadaşın yaşadığı süreç hem insan haklarına ve hem uluslararası sözleşmelere aykırı. Hem gözaltı sürecini hem sonrasında yaşananları yakından takip ettik. Yürüyüş komitesi ve gönüllü avukatların çabasıyla karşı karşıya bırakıldıkları hayati risk gündem oldu. Gözaltına alınan ve geri gönderme merkezine gönderilen 5 mülteci, avukatla görüşme ve iletişim hakkından mahrum bırakıldı” dedi.

‘GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI SORUMLU’

Yaralı mültecinin durumuna da değinen Karaca, “Bacağından yaralı olan ve karakolda tutulan bir mülteci var, sağlık hakkına erişimi engellendi. İranlı mültecinin İran’a geri gönderilmesi, baskılar nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığı ülkede idam cezasıyla karşı karşıya kalması riski yaratıyor. Uluslararası koruma kapsamında olmasına rağmen gördüğü bu muamele, geri gönderme tehdidi kabul edilemez. Geri gönderme yasağı statü sahibi olsun olmasın her göçmen için AİHS kapsamında geçerlidir. Türkiye’nin taraf olduğu BM anlaşmalarında da işkence yasağı kapsamına girer” ifadelerini kullandı.

Dil bariyerinin de bu süreçte mültecileri en çok zorlayacak meselelerden biri olacağını ifade eden Karaca, “Bayram dolayısıyla çıkarılan engeller nedeniyle tercümana ulaşma konusunda zorluklar yaşıyorlar. Bu, kabul etmedikleri belgelere imza atmak zorunda bırakılmaları riski yaratıyor. Ayrıca cinsel kimlikleri nedeniyle gönderildikleri geri gönderme merkezinde şiddet riskiyle de karşı karşıyalar” dedi.

Başta Göç İdaresi Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı, sonra da mültecilerin sevk edildiği illerdeki il göç idareleri ve GGM’lerdeki idari yöneticilerin mültecilerin güvenliğinden sorumlu olduğunu hatırlatan Karaca, tüm sorumlulara yasaların gerektirdiği biçimde hareket etme çağrısı yaptı.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
21. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü düzenlendi| Dönm...

21. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü, İstanbul Nişantaşı’nda bulunan Mistik Park’ta kutlandı.

Onur Yürüyüşünde İstanbul’da cadı avı, İzmir’de iş...

İstanbul’da polisin cadı avına çıkmasını ve İzmir’deki sert müdahaleyi SPoD Hukuk ve Adalete Erişim...

İzmir'de Onur Yürüyüşüne abluka ve gözaltı

İzmir'de 11. İzmir LGBTİ+ Onur Yürüyüşünde 40'ı aşkın kişi gözaltına alındı