“Çocuğum 4. sınıfta, ona 1. sınıftan beri tam teferruatlı bir beslenme çantası hazırlayamadım. Bir şeyi hep eksikti. Hep çok zordu. Şimdi de çok zor. Ama ücretsiz yemek de vermezler herhalde, sanmıyorum.”
“İmkanlar el verdikçe hazırlayabiliyoruz, dışardan almamaya çalışıyoruz.”
“Çoğunlukla dışarıdan poğaça alıp koyuyorum.”
“Beslenmeyi doldurmak artık daha da zorlaştı. Peynir-ekmek koyuyoruz.”
“Peynirin fiyatı bile ne kadar arttı, zor oluyor tabii. Beslenme listesi oluyor ona uymaya çalışıyorum.”
Bağcılar’da bir ilkokul çıkışında çocuğunu almaya gelen kadınlar çocukların beslenme çantalarını doldurmakta zorlandıklarını bu sözlerle ifade ediyorlar. 2022-2023 eğitim öğretim yılının ilk dönemi bitmek üzere. Kaşar peynirin kırmızı et fiyatını geçtiği, enflasyonun rekor seviyede arttığı bu dönem çocukların zaten zor dolan beslenme çantalarını boş, çocukları aç, velileri çaresiz bıraktı. Pek çok veli Türkiye’nin farklı farklı şehirlerinde farklı farklı ilkokullarının önlerinde çocuklarının okul masraflarını, beslenme masraflarını karşılamakta zorlandıklarını konuştuğumuz veliler gibi anlatıyorlar.
Öğretmenler de artan yoksullaşma ile çocukların beslenmelerinde ve çocuklarda önceki zamanlara göre değişimleri gözlemliyorlar. Bağcılar’da bir ilkokulda çalışan ve iş güvenceleri sebebiyle isimlerini kullanmayacağımız bir rehberlik öğretmeni ve bir sınıf öğretmeni gözlemlerini ve deneyimlerini anlatıyorlar.
MEYVE KOYMAK ZOR, TEK TİP BESLENME YAYGINLAŞIYOR
Çocukların sağlıklı beslenmesinde geçim şartlarının büyük bir engel olduğunu söyleyen rehberlik öğretmeni şöyle bir örnek veriyor: “Çocukların beslenmesine meyve ekleyin diye öneriyoruz. Bir veli ‘3 çocuğum var, nasıl her birine meyve koyayım?’ diyor. Meyveler bu kadar pahalıyken her gün her çocuğunun beslenmesine meyveyi nasıl koysun bir anne? Her hafta 100 liraya yakın elma için masraf etmesi gerekecek demek oluyor bu.”
Her gün aynı beslenmeyi getiren öğrenciler olduğunu da söyleyen öğretmen bunun veliler tarafından daha tasarruflu olduğu için tercih edildiğini dile getiriyor: “Mesela her gün ekmeğe sürülmüş çikolata ile geliyor çocuk. Aslında her gün o çikolatayı yemesi onun için iyi değil. Veli büyük bir sürülebilir çikolata satın alıp her gün ekmeğe onu sürüp gönderiyor. Çocuk da çikolata olunca sıkılmıyor.”
Beslenmelerde poğaça ve simidin de çokça yer aldığını belirtiyor konuştuğumuz rehber öğretmen. Bağcılar’da bulunan ilkokullardan birinin çevresindeki fırın ile yaptığımız görüşmede fırıncı kadın, simit ve poğaça fiyatlarına gelen son zamdan sonra önceden çocuklara vermek için daha çok tercih edilen simit, poğaça ve meyve suyu alımlarının da azalmaya başladığını ifade ediyor.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
HAZIR PAKETLİ GIDALARIN ÇOCUKLARA ETKİSİ!
Gıda maddelerinin fiyatlarının artmasıyla çocukların beslenme çantalarında kek gibi paketli gıdaların daha çok yer almaya başladığını gözlemlediğini söyleyen rehberlik öğretmeni paketli gıda tüketen çocukların çok daha hareketli olduklarını ifade ediyor: “Zaten çocuklar hareketli olsunlar ancak, bu çocukların belli bir süre derse de odaklanabiliyor olmaları lazım. Bu gıdalardaki orantısız şekerler, katkı maddeleri çocuklara fazla enerji yüklüyorlar, çocuklar odaklanma sorunu da yaşıyorlar.” Konuştuğumuz sınıf öğretmeni de velilerin paketli gıdaları beslenmelere koyduğunu söylüyor. Beslenmesinde daha sık paketli yiyecekler olan çocuklar çok enerjik olunca düşme ve hafif yaralanmaların da çok olduğunu rehberlik öğretmeni şöyle ifade ediyor: “İçi buz dolu bir buzdolabımız var. Çocuklar düşünce ‘düştüm’ bile demeden direkt buz almaya geliyor.” Velileri paketli gıda göndermemeleri konusunda uyardıklarını da söylüyor.
Kantinlerde de hep paketli gıdalar olduğu ve çocukların eğer inisiyatif almazsa kontrolsüzce bu gıdaları tükettiğini söyleyen rehberlik öğretmeni tavuk dürüm, tavuk pilav gibi yemeklerin de çok pahalı olduğunu belirtiyor. Çocukların beslenmeleri olsa bile sosyalleşmek, o kantin sırasında beklemek için bile kantinden bir şey alabildiklerini aktarıyor.
MÜLTECİLİKLE DAHA DA DERİNLEŞEN EŞİTSİZLİK
Mülteci öğrencilerin de bulunduğu okulda özellikle Suriyeli öğrencilerinden beslenme getiremeyenler olduğunu belirtiyor rehber öğretmen. Öğrencilerin beslenme getiremediğinde öğretmenlerin kendi ceplerinden harcama yaparak öğrencilerine beslenme aldıklarını ifade ediyor. Suriyeli çocukların beslenmelerinde de paketli gıdaya yönelimin olduğunu ancak dil sorunu sebebiyle velilere ulaşmakta da zorlandıklarını anlatıyor.
ARAŞTIRMA: ‘SURİYELİ ÇOCUKLARDA ANEMİ VE VİTAMİN EKSİKLİKLERİ DAHA FAZLA’
Bağcılar’da yaşayan 6 ay-6 Yaş Arası Suriyeli göçmen çocukların nutrisyonel anemi ve D vitamini eksikliğini Türkiyeli çocuklar ile karşılaştıran Dr. Yılmaz Zindar’ın tıpta uzmanlık tezine göre, Demir, folik asit ve vitamin B12 gibi nutrientlerin alımının yetersiz olması sonucu oluşan nutrisyonel anemiler ile ilgili yapılan incelemelerde Suriyeli göçmen çocuklarda, Türk çocuklarına göre anlamlı eksiklik olduğu, D vitamini eksikliğinin de Suriyeli göçmen çocuklarda daha fazla olduğu görülmüş. Yapılan araştırma sonucunda bunun sebebi, göçün yetersiz ve uygunsuz beslenme, sağlık hizmetlerine yeterince ulaşamama ve dolayısıyla bu eksikliklerin yeterince tespit edilememesi gibi birçok olumsuz duruma bağlanıyor.
Nutrisyonel anemilerin ve vitamin eksikliklerinin temel sebebinin yetersiz beslenme olduğunun belirtiği araştırmada “B12 eksikliği de Suriyeli grupta anlamlı olarak daha fazla tespit edilmiştir. Bunun sebebinin mülteciliğin getirdiği maddi imkansızlık nedeniyle hayvansal gıdadan eksik beslenme olduğunu düşünmekteyiz. Demir eksikliği insidansının Suriyeli göçmen çocuklarda Türk çocuklardan çok daha yüksek olduğunu saptadık. Bu durum yüksek olasılıkla mültecilerin özellikle kırmızı et ve taze sebze, meyve gibi yüksek demir ihtiva eden gıdalardan fakir beslenmesi ve ülkemizin birinci basamak sağlık politikası olarak verdiği demir takviyesine ulaşamaması veya bu bilince sahip olmamasından ileri gelmektedir” ifadeleri kullanılıyor.
BESLENME LİSTELERİ OLUŞTURUYORUZ, KANTİNDEN TÜKETİMİ SINIRLANDIRMAYA ÇALIŞIYORUZ
Pek çok okulda çocukların beslenmesi için öğretmenler tarafından beslenme listeleri veriliyor. Kimi aileler beslenme listelerini yerine getirmek için zorlanırken ailelerin bir şekilde listeye uymaya çalıştığını söyleyen sınıf öğretmeni ise bulduğu çözüm yolundan bahsediyor: “Mesela sınıfımdan bir öğrencinin velisi meyve koyamıyor, başka bir öğrenci durumu daha iyi olduğu için iki taneyle geliyor. Paylaşmalarını sağlıyorum.”
Sınıf öğretmeni, en sıkı takip ettiği konulardan birinin kantinden tüketim olduğuna da dikkat çekiyor. Aileler beslenme koysalar bile bazen çocukların okul kantinlerinden paketli gıda tüketmesini de engelleyemiyor. Öğretmen çocukların kontrolsüzce kantinden alışveriş yapmaması için öğrencilerinin önce kendine sormasını istediğini, çocukları paketli gıdalardan bu şekilde uzak tutmaya çalıştığını anlatıyor.
Okuldan birkaç öğretmen olarak kendi beslenme listelerini oluşturduklarını ve velilere dağıttıklarını, bu listeye de uyulması konusunda veliler ile sıkı bir şekilde iletişimde olduklarını dile getiriyor.
VERİLERLE HATIRLAYALIM!
*Eğitim Reformu Girişimi ise öğrencilerin yüzde 44'ünün yine yetersiz beslenme, açlıkla karşı karşıya olduğunu söylüyor.
*Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2021 yılında açıkladığı resmi verilere göre Türkiye'de 23 milyon çocuktan 7,3 milyonu açlık ve yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya.
*Türkiye’de 5 yaş altı çocukların yüzde 1.7’si yani yaklaşık 1 milyona yakın çocuk akut yetersiz beslenme yaşıyor, çocuklar ihtiyaç duydukları besinleri alamadığı için gelişemiyor. Yaklaşık 3 milyon çocuk ise kronik yetersiz beslenme yaşıyor
*Çocuklarda kansızlık görülme sıklığı ise ilkokula gidenlerde yüzde 87, ortaokula gidenlerde yüzde 74,2, liseye gidenlerde ise yüzde 64,2.
*Ülkede kız çocuklarının yüzde 85,2’si, erkek çocuklarının ise yüzde 68,6’sı kansızlıkla mücadele ediyor.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
MÜCADELEYİ HATIRLAYALIM!
Eylül ayında okulların açılmasıyla çocukların boş beslenme çantaları gündeme oturmuştu. Ekmek ve Gül’ün çağrısı ile tüm Türkiye’ye yayılan okullarda her çocuğa bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek verilmesi kampanyası da kadınlar, veliler, öğretmenler açısından çok sahiplenildi. Kadınlar, kadın dernekleri, veli dernekleri, sendikalar, çocuk hakları örgütleri farklı şehirlerde yan yana gelerek okullarda her çocuğa bir öğün ücretsiz yemek verilmesinin neden bir hak olduğunu anlattılar, yüz binlerce imza topladılar. Çocuk hakları örgütleri ortak açıklamalar yayınladı. Milletvekilleri aracılığıyla Milli Eğitim Bakanlığına soru önergeleri verildi, yasa teklifleri yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçe görüşmelerinde ek bütçe önergeleri verildi. Yasa teklifleri ve bütçe önerisi AKP ve MHP oyları ile reddedilirken kimi belediyeler bölgelerindeki okullarda ücretsiz okul yemeği sağlanması için pilot çalışmalara başladı, çocuklara yemek yardımı uygulamalarına başladı. Kampanyayı sürdüren dernekler, örgütler bütçe görüşmeleri sürecinde Türkiye’nin pek çok şehrinde “Çocuklar okula aç gitmesin” diyerek basın açıklamaları gerçekleştirdi. Milli Eğitim Bakanlığının tüm anaokullarında çocuklara ücretsiz yemek uygulaması başlatmasını mücadeleleri ile sağladılar. Eğitimin her kademesinde her çocuğa ücretsiz ve sağlıklı yemek sağlanması için çalışmalara devam ediliyor.
Fotoğraf: Freepik
İlgili haberler
46 örgütten açıklama: Beslenme hakkı çocuğun insan...
Çocuk hak örgütleri, kitle örgütleri, kadın derneklerinin yer aldığı 46 örgüt ‘Beslenme çocuğun insa...
Salihlili fırıncı anlattı: Çocukların beslenmesi i...
Salihli’de bir fırıncı, ailelerin çocuklarının beslenmesi için bayat simit almak zorunda kaldığını s...
‘Beslenme desteği sağlanana kadar mücadele edeceği...
Gebze Belediye Meclisinde yaşananlara dair CHP Gebze İlçe Örgütünde yapılan açıklamada, ‘Mecliste ço...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.