Bugün işe gittiğimde hem serviste hem de fabrikanın içinde bütün işçilerin yüzleri asık, moralleri bozuktu. Sıla bebeğin öldüğünü bugün çalışırken öğrendik. Geçen cuma günü 19 yaşındaki İkbal ve Ayşenur’un yarım saat arayla vahşice katledilmesi ile ilgili çalıştığım tekstil fabrikasında kadın, erkek tüm işçiler de isyan içindeydi. Yaşanan bu vahşi cinayeti sadece katile değil, devlete de bağlıyorlardı. “5 kez psikolojik tedavi için hastaneye yatırılmış birini devlet nasıl dışarı bırakıyor” diye soruyorlardı.
Ama işçi kadınların asıl sorusu şuydu: “İkbal’i daha önce de tehdit ettiği halde neden tutuklanmadı?”
Sohbet ettiğimiz işçi kadınlar önceki yıllarda AKP’ye oy vermişler. “Bugün hepimiz tedirgin ve korku içinde yaşamak istemiyoruz. Kendimizi geçtik. Çocuklarımız için endişe içinde yaşıyoruz. Bu şekilde, korku içinde yaşamak zorunda değiliz. Bizler bu mücadeleyi vereceğiz, bunu sözünü veriyoruz. Çocukları öldüren katillerden yana olanlar yarın öbür gün oy toplamaya geldiğinde bunların hesabını soracağız” diyorlar.
Sıla bebeğin, Narin’in ve iki genç kızın katledilmesi, kadınlara çaresiz hissettirmiş. Kadınların sokak ortasında öldürülmemesini, sabah saat 5’te işe giderken ışıklandırmanın olmadığı bir sokakta yürümemek, minibüse yada servise binerken tacize uğramamak istiyor kadınlar.
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
'Gücüm yettiğince savaşmak istiyorum'
'Korkularım düşünceye dönüştüler: Hem tanıdığımız hem de tanımadığımız erkekler tarafından öldürülüy...
Kayseri Kadın Platformu: 'Aklama, saklama, katille...
Kayseri Kadın Platformu'nun çağrısıyla kadınlar İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil için bir araya geldi.
Esenyalı'da kadınlar İkbal ve Ayşenur için buluştu
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği'nin çağrısıyla kadınlar Ayşenur ve İkbal, katledilen tüm kadınlar i...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.