Bornova’da kadınlar, Kız kardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yenden Kuruyoruz kampanyası kapsamında hem depremzede kadınlarla bir araya geldi, hem de eğitmen Tülay Salkır’ın yürütücülüğünde atölye çalışması gerçekleştirdi. Deprem bölgesindeki kadın ve çocuklar için bit tokası üreten kadınlar, dayanışmaya devam edeceklerini ifade ederken, yaşadıklarının hesabını sormak için mücadeleyi yükselteceklerini söyledi. 1 Mayıs’ta sağlıklı ve güvenli kentler talebiyle alanda olacaklarını dile getiren kadınlar, yaşanan acıların hesabını sormak için mücadele çağrısı yaptı. Etkinliğe katılan depremzede kadınlar ise yaşadıklarını ve düşüncelerini paylaştı.
YARDIM DEDİĞİN BİR GIDA PAKETİ!
Bornova Kadın Dayanışma Derneği ve Ekmek ve Gül grubundan kadınların katılımıyla gerçekleşen atölye çalışmasına Antep ve Malatya’dan ilimize gelen depremzede kadınlar da katıldı. Depremin üzerinden iki ayı aşkın süre geçmesine rağmen devletten bir gıda paketi dışında yardım almadığını söyleyen Antepli depremzede Nazlı, “İzmir’e geldikten sonra kaymakamlıktan aradılar, küçük bir paketin içinde birer ikişer gün idare edecek bir şeyler getirdiler. Geçenlerde de bin lira hesabıma para yatırdılar, belediye mi yatırdı kaymakamlık mı bilemiyorum. Başka bir yardım görmedim. Kızımın evinde kalıyorum şuan” diyerek depremzedelere geldikleri illerde de doğru düzgün yardım ulaşmadığını dile getirdi.
‘ÇOK ŞEY KAYBETTİM’
Nazlı, “Çok kötüydüm ilk geldiğim hafta. O kadar kötüydüm ki şu an oturuyorum ama huzursuzum ve ilaçlarla ayakta kalıyorum. Kızım 3 katlı bir binanın orta katında oturuyor, perdeleri falan kapattırmıyorum. Sürekli balkonda duruyorum. İlaçlarla birazcık daha iyiyim ama bıraktığım an gene aynıyım. Birinci dereceden kan bağımdan kaybım yok ama akrabalarımdan 20 kişiyi kaybettim. Müteahhitlere ceza kesiyorlar, onlara kim izin veriyor? Belediyeler. Onlara kim göz yumuyor? Devlet. Yolları, havaalanlarını, köprüleri, hastaneleri kim yapıyor? İhaleleri kim açıyor? Devlet. İşimi kaybettim, düzenimi kaybettim, psikolojimi kaybettim, çok şey kaybettim. Bunlar kader değil, kusura bakmasınlar, kader diye bir şey yok. Hakkımı helal etmiyorum. Bütün bunların hesabını soracağız. O kadar yardım topladılar, yardımlar nerede, bağış topladılar bağışlar nerde? Nerde paralar? Nerede deprem vergileri? Hâlâ insanlar çadırlarda kalıyor. Bir yılda inşa edeceğiz diyorlar, seçime kadar her şey. İzmir’deki durum ortada. Hâlâ evleri yapılmayan insanlar var” dedi.
‘KOSKOCA KÖY YOK OLDU’
Malatya Ören’deki evlerinin yıkıldığını, Malatya merkezdeki evlerinin ise ağır hasarlı olduğunu söyleyen Aytüzün “Sadece 40 tane ev kalmış koca bir köy yok oldu Ören’de. Kocakoca kasabaydı aslında. 2500 haneli bir köyden 40 tane ev kaldı geriye. Günlerce o köye yardım gitmedi. Devrimci demokrat insanlar, halk yardım etti. Ören’in yolunu açmadılar, siz bize oy vermediniz biz sizin yolunuzu açmıyoruz dediler. Kepçe vermediler 3 gün. Bizim gelin bacakları kırık 3 gün arabada kaldı” dedi.
‘BİR ŞEYE İHTİYACIN VAR MI?’
Deprem arama kurtarma çalışmalarında sadece ümmetçi değil, ırkçı ve mezhepçi de yaklaşıldığını söyleyen Sakine ise “Ören Alevi köyü. O yüzden 3 gün yardım gitmedi. Benim arkadaşım, adaşım 2 gün bağırarak, soğukta donarak öldü. Bir kepçe gelse o kolonu alacaklar üzerinden ve yaşayacaktı” diye konuştu. Dayanışmanın önemine dikkat çeken Sakine, şöyle konuştu; “Bir şeye ihtiyacın var mı demek bile çok önemli, herkesin her şeye ihtiyacı var. İğneden ipliğe her şeye, sadece malzeme de değil psikolojik ihtiyaçlarda var. Bak kapalı ortamda duramıyor, ruhsal anlamda çöküntü içinde. O yüzden senin bir şeye ihtiyacın var mı demek çok önemli, dayanışma göstermek. Bunun için bir aradayız. Her şeyden önce kadınlar birbirleriyle dayanışma içerisinde olmalılar.”
HESAP SORMAK İÇİN 1 MAYIS’A
Rant ekonomisinin sonuçlarının çok ağır olduğunu ifade eden Sakine, “Yaptıkları şeyin rant ekonomisinin bedeli olduğunu hiçbir zaman kabule etmiyorlar. Bütün sorumluluğu mütahhitlere atıyorlar, kalfalara, ustalara kadar indirgediler. Bir tane ustanın kötü inşaat yapmasına kadar geldi olay. 40 binin üzerinde ölü belirlenmişti, devletin valisi bunun 4 katı 5 katı diye açıklama yaptı. 100 binin üzerinde insanın öldüğünü aslında itiraf etmiş oldu. Bunun hesabını soracak olanlar emekçiler başta da kadınlar. Nasıl ki Hatay’da kadınlar sokağa indi her yerde inmeli. Burada sağı solu yok, Alevi Sunisi Yok, Kürdü Türkü yok. Burada bir tarafta ezilen halk var bir tarafta da rantçı ceberrut bir hükümet var. O yüzden 1 Mayıs’ta güçlü çıkmalıyız meydanlara. Özellikle 1 Mayıs’ta depremle ilgili taleplerimizi dile getirmeli, bu yaşananların hesabını sormalıyız” diye konuştu.
DAYANIŞMA SÜRECEK
BORKAD Başkanı Zeynep Reyşen ve Emek Partisi Bornova İlçe Yöneticisi Güldalı Aktaş ise “kız kardeşlik köprüsüyle hayatı yeniden kuruyoruz” kampanyasından bahsederek, daha çok yan yana gelmenin önemine dikkat çektiler. Sağlıklı kentler güvenli hayatlar için 1 Mayıs’a güçlü katılmak gerektiğini söyleyen kadınlar, dayanışmayı sürdüreceklerini ifade ettiler. Atölye yürütücüsü Tülay Salkır ise yan yana gelmenin ve birlikte üretmenin sağaltıcı etkisini yaşadığı deneyimlerle aktararak, bu tarz çalışmalarının devam etmesi için katkı sunmaya devam edeceğini söyledi.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Kocaeli'de kadınlarla seçimi konuştuk | "Bu seçimi...
14 Mayıs'a az bir süre kala ülkenin her yerinde en büyük gündem seçim olurken Kocaeli’de kadınlarla...
Maltepe'de kadınlar kahvaltıda buluştu: Gündemimiz...
Maltepe Ekmek ve Gül Grubunun çağrısıyla İstanbul Maltepe'de yaşayan kadınlar Cumartesi günü Beşçeşm...
Depremin ikinci ayında Antep ve Adıyaman’dan notla...
Depremin üzerinden geçen 2 ayın ardından Adıyaman ve Antep'te depremzede kadınların yaşam koşulları...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.