14 Mayıs 2023 seçim takvimi adım adım ilerliyor. İttifaklar adaylarını açıkladı arkasından seçim bildirgeleri sunulmaya başlandı. Seçime giren partiler ülkeye, sorunlara dair vaatlerini, çözümlerini sıralıyor.
Ülkede herkes seçimi konuşuyor. Çok normal çünkü 22 yıllık bir iktidardan söz ediyoruz. Bu nedenle 14 Mayıs tarihi bu iktidara dair söylenecek sözlerin biriktiği ve bu sözlerin oya dönüştüğü gün olacak.
Çok şey yaşadı bu ülkede 22 yılda. Bir bilanço çıkarmaya çalışsak sayfalar yetmez herhalde. Ücretlerin erimesi, ekmek ve temel tüketim maddelerine ulaşmanın olanaksız hale gelmesi, kiraların ödenemeyecek kadar yükselmesi, tüm ülkenin yoksullaşması bu iktidarın eseri.
Bir kilo soğanın fiyatını konuşarak gidiyoruz seçime.
Kitle katliamlarından iş cinayetlerine, cemaatlerin yurtlarında, evlerinde yaşanan çocuk istismarlarından, çocuklarla evlenenler için af çabasına, sokak ortasında eski eşi, sevgilisi ya da hiç tanımadığı erkekler tarafından öldürülen kadınlardan, şiddetin her alanda yaşanmasına acılarla dolu bir dönem...
O yüzden unutmuyoruz:
Emine Akçay’ın ısıtamadığı evinde kurutma makinesini çocuklarının eline verip intihar etmiş olmasını,
Emine Bulut’un çocuğunun gözünün önünde öldürülmesini, Ayşe Tuğba’nın onlarca koruma kararına rağmen eski eşinden korunmamış olmasını,
Ensar Vakfı'nın evlerinde gerçekleşen tecavüz skandalıyla ilgili "Bir kere olması karalamak için gerekçe olamaz" diyen Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu hakkındaki gensoru önergesinin görüşülmesinin reddedilmesinden sonra AKP'li vekillerin sıraya girerek Ramazanoğlu'nu tebrik etmesini,
Silopi'de cenazesi 7 gün yerde kalan, 23 gün sonra toprağa verilen Taybet İnan’ı Taybet Ana’yı,
Cizre'de evinin avlusunda vurulan, cenazesi derin dondurucuda bekletilen Cemile Çağırga’yı,
Hiranur Vakfı yöneticilerinin 6 yaşında çocuk evlendirilmesini ve bunu savunabilmelerini,
2015 Haziran ve 2015 Kasım seçimleri arasında gerçekleştirilen IŞİD katliamlarını, Ankara’yı, Suruç’u, Diyarbakır’ı,
Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesine yapılan saldırı sonrasında cezaevinde demans hastası olması ve buna karşın çok uzun süre tahliye edilmemesini,
İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede imza çekilmesini,
Soma’yı, Ermenek’i, Amasra- Bartın’ı iş cinayetlerinde yaşamını yitiren binlerce işçiyi,
6 Şubat günü yaşanan depremlerde hayatını yitirenleri, enkaz başında çaresizce yakınlarının seslerini dinlemek zorunda kalan insanları...
Hiçbirini asla unutmadık ve unutmayacağız.
Unutmadıklarımızın, acılarımızın, yoksulluğumuzun sebebi olan iktidar partisi AKP 11 Nisan Salı günü seçim beyannamesini açıkladı. Seçim sloganı "Türkiye Yüzyılı İçin Doğru Zaman Doğru Adam" ve “Doğru Adımlarla Yola Devam" olarak belirlenen seçim kampanyası kapsamında, gençlere ücretsiz internet gibi GSM operatörünü andıran vaatlerin dile getirildiğini gördük. Çokça sayfadan oluşan bir kitap boyutuna yakın seçim beyannamesi üzerine ayrıca diyeceklerimiz olacak. Ancak şu kadarını söylemek gerekir ki İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı kararnamesi ile imza çekmiş olan bu iktidar, kadınlara dair 2000’li yılların başından bu yana yapılmış yasal düzenlemeleri seçim beyannamesine icraat listesi olarak koyabilmiştir.
Aynı adımlarla yola devam edeceğini söyleyen AKP’nin attığı her adım kadınlar ve çocuklar için giderek derinleşen bir karanlık anlamına geldi. Unutmadık diye saydığımız her şey bu adımların sonuçlarıdır. Eşitlikten yoksun muhafazakar politikalar kadın aile dışında bir “hiç” haline getirilmeye çalışılırken kitap boyutundaki seçim beyannamesinde yer alan “kadınlara şu kadar önem verdik, şunları şunları yaptık satırları” hiçbir anlam taşımıyor.
Beyannamenin açıklandığı program sırada yapılan canlı yayında konuşan Özlem Zengin’in kendisine gelen tehdit mesajlarını okuduğu bir iktidar partisi karşımızdaki. “6284 Sayılı Yasa kırmızı çizgimizdir” diyen ve bu nedenle tehditler aldığını canlı yayında dahi söyleyen Özlem Zengin’in HÜDAPAR Genel Başkanı ile iki sıra arayla aynı bölgede aday yapan AKP’nin kadınlara dair söylediği hiçbir söz ve atacağı adım hayırlı olmayacak çok açık ki. Yani yol yol değil. Adam da doğru değil yol da.
Bu hafta iki bildirge sunumu ve aday tanıtımı daha yapıldı. İlki Yeşil Sol Partinin tanıtımıydı. Emek Özgürlük İttifakı bileşenlerinin içinde yer aldığı adaylarla seçime giden Yeşil Sol Parti, kadınların hakları ve hayatları için sürdürdüğü mücadelenin devam edeceğini bir kez daha vurguladı. Tutuklu kadın siyasetçiler Sabahat’ı, Gültan’ı, Figen’i, Leyla’yı görüp izlediğimiz sinevizyon salonun tamamının alkış ve sloganları ile karşılanırken, ülkenin dört bir yanından gelen kadınlar aday olsun olmasın Jin Jiyan Azadi Sloganları arasında birbirleriyle kucaklaştı.
Emek Partisi ise 14 Nisan Cuma günü hem adaylarını tanıttı hem de genel seçim ve kadın bildirgesini sundu kamuoyuna. Depremde yitirilen canlardan, iş cinayetlerine, yoksulluktan işsizliğe, kadın cinayetlerinden yargı mekanizmasına kadar kadınların yaşadığı sorunların vurgulandığı kadın bildirgesi birlikte mücadele ve birlikte değiştirmeye, yeni bir hayatı birlikte kurmaya çağrıydı.
Bu çağrı aynı zamanda hesap sormaya da dairdi. Nitekim Soma iş cinayetinde / katliamında oğlunu yitiren Manisa adayı Gülsüm Çolak, 10 Ekim Katliamında oğlunu kaybetmiş Zöhre Tedik, Hizbullah’ın 1992’de katlettiği Gerçek Dergisi Diyarbakır temsilcisi Namık Tarancı’nın eşi Derman Tarancı çok önemli siyasiler olarak bildirge sunumunda yer aldılar. Tıpkı TİP listelerinde yer alan Mısra Öz gibi, yine Yeşiller Sol Parti listelerindeki Ayşegül Doğan gibi...
Ülkenin dört bir yanında verilen adalet mücadelesinin yürütücüsü olan kadınların milletvekili adaylığı ülkenin tamamının soracağı hesap açısından büyük önem taşıyor. Özellikle de IŞİD katliamları ile 2015 yılında iktidarını yeniden tesis eden, IŞİD’lilere öfkeli çocuklar diyen AKP’nin Hizbullah’la ilişkisi son derece açık olan Hüdapar’la yaptığı ittifak tam da karşıda dururken.
Hayatın her yanından, her alanından gelen genç kadınlar, işçi ve emekçi kadınlar, işsiz kadınlar hep birlikte değiştirmeye dair umutlarını yan yana gelip birleştirdiler cuma günü.
Denizli’den işçi Havva’nın, üniversite öğrencileri genç kadınlar Sıla’nın, Ceren’in, Hazan’ın, deprem bölgesinden gelmiş kadınların, kadın cinayeti ve kadına yönelik şiddet davalarının yılmayan takipçileri Sevil ve Cevriye’nin, Antep’te seçim çalışmaları nedeniyle sunuma gelemeyen, bu nedenle gözlerinin içi gülerek sinevizyonla selam gönderen Sevda’nın, Emek Partisi’nin önceki dönem Genel Başkanı Selma Gürkan’ın ve adını şu an sayamadığımız ama 14 Mayıs’a kadar her birini seçim çalışmaları ile tanıyacağımız, bileceğimiz kadınların varlığının biz başka bir hayat istiyoruz, biz başka bir Meclis istiyoruz ve bu hayatı söküp alacağız demek olduğunu gördük hep birlikte.
Biliyoruz ve inanıyoruz ki; neşemizi yeniden kazanacağımız, birbirimize mutlulukla ve güvenle sarılacağımız, açlık, yoksulluk ve işsizlikle sınanmayacağımız, eşit ve özgür bir ülkeyi birlikte kuracağız.
Birlikte Kazanacağız. Kadınlar Kazanacak.
İlgili haberler
Yeniden seçtirme kanunları ve demokrasiye erişim s...
Kendisini yeniden seçtiren kanunlar donanmış bir cumhurbaşkanı kişisi ve onun Şahsım'da yeni biçimle...
Kadınların kürsüsünün bir ayağı Meclise, Meclis ka...
İşçi emekçi kadınların sesini yükseltmek, eşit, özgür, barış içinde, güvenceli bir hayatı kurmak içi...
Rüzgârlar seni savurmasın: BİRLİK, MÜCADELE, DAYAN...
Her nerede ve nasıl girdiysek Mayıs ayına, işsizliğin kol gezdiği, işsiz kalma korkusunun yakamıza y...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.