İstanbul Sultangazi’de 42 yaşındaki Pınar Bektaş’ın çocuklarını görmek için evine gelen ayrıldığı Tuncay Sağ tarafından katledilmesi kadınlar tarafından protesto edildi. Sultangazi Kadın Dayanışması çağrısıyla Bektaş’ın evinin önünde toplanan kadınlar açıklama yaptı. Açıklamaya mahalleli pek çok kişi de katıldı.

Gazi Mahallesi 1415 Sokak’ta toplanan kadınlar “Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz” sloganları attı. Daha sonra açıklama yapan kadınlar, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ne sayılı günler kala mahallemizde yaşayan Pınar Bektaş ayrıldığı Tuncay Sağ tarafından planlı ve sistemli bir şekilde 8 yaşındaki çocuğunun gözü önünde vahşice katledildi. Çocuklarını görmek için eve gelen katil, gözünü kırpmadan Pınar’ı katlederken çocuğu korkuyla saklanmış halde Pınar’ın komşuları tarafından bulundu. Pınar’ın hemen arkasından Beyoğlu’nda Sevilay Nayman ve 3 çocuğu eşi Özgür Nayman tarafından katledildi” dedi.

YASALAR UYGULANMIYOR, KADINLAR KORUNMASIZ

Açıklama şöyle devam etti:

“Kadın katliamlarının vahşet boyutlarına ulaştığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Ülkemizde her gün en az üç kadın katlediliyor, her gün onlarca kadın şiddete maruz kalıyor, karakol kapılarından adliye binalarından şiddet dolu evlere geri gönderiliyor. AKP iktidarı kadına yönelik şiddetin her geçen yıl azaldığını iddia ederken İstanbul Sözleşmesi’nin de iptaliyle birlikte kadın cinayetleri her geçen gün artıyor. 2023 yılının başından bugüne kadar 340 kadın katledildi. Pınar’ın ve Pınar gibi birçok kadının uzaklaştırma kararlarına rağmen katledilmeleri bir kez daha gösteriyor ki yasalar uygulanmıyor, kadınlar korunmasız kalıyor.

‘KADINLAR AİLE İÇİNE HAPSEDİLİYOR’

İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede fesheden ve 6284 sayılı Yasa’yı tartışmaya açanlardan, gerekli önlemleri almayan ve yasaları uygulamayan yetkililerden, iyi hal ve haksız tahrik indirimi uygulayan yargıdan güç alan erkek egemen yapı bunu şiddeti normalleştiriyor, münferitleştiriyor.

Tek adam rejimi toplum nezdinde kaybettiği rızayı aile politikalarıyla kadınları aile içine hapsederek, “güçlü aile için güçlü kadın” sözleriyle kadınların hakları için örgütlenmesini engelleyerek kontrol etmeye çalışıyor. Toplumun tüm kesimlerinde muhafazakâr baskıları artırıp, LGBTİ+ düşmanlığını körüklerken, “tek millet tek devlet” söylemiyle de milliyetçiliği harlıyor. İçinde sömürünün, istismarın, şiddetin olduğu hiçbir aile kutsal değil, olmayacak da. Bu yeniden tanımlamalar da asla kadınların, çocukların, LGBTİ+’ların hakları için değil.

‘MÜCADELEMİZ HER KOŞULDA DEVAM EDECEK’

Biz kadınlar, kız kardeşlerimizle birlikte boşanmanın önlenmesine, nafaka hakkımızın gasbedilmesine, “3 çocuk doğur, makbul kadın ol” dayatmalarına karşı bugüne kadar direndik, bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğiz.

■ Bizler biliyoruz ki kadın cinayetleri münferit değil, politiktir.

■ İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.

■ Kadına yönelik şiddet son bulana kadar mücadelemize devam edeceğiz.

■ Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz.

■ Bir kişi daha eksilmemek için kendimiz ve birbirimiz için mücadele ediyoruz. (EKMEK VE GÜL)