AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan önceki gün Beştepe’de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Kadın Danışma Konseyi Genç Kadınlar Liderlik ve Girişimcilik Programı Sertifika Töreni’nde konuştu. Erdoğan törendeki konuşmasında kadınlara “Nikahlanın, evlenin, çoğalın. Türkiye’deki terör örgütü bu konuda çok hassas. En az 10, 15 çocukları var” diyerek ayrımcılığı körükledi.
“Müslümanlar olarak ihmal ettiğimiz alanların başında kadınlarımız geliyor” diyen Erdoğan kadınlarla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: “Rabbim, Peygamberimiz ne diyorlar? Emir çok açık net. Nikahlanın, evlenin, çoğalın. Müslümanın çoğalması şart. Bu konudaki müslüman kadınların hassasiyetine güveniyorum. Türkiye’deki terör örgütü bu konuda çok hassas. En az 10, 15 çocukları var.”
Kadınlardan ise Erdoğan’ın sözlerine tepki geldi. Erdoğan’ın kadın bedeni üzerinden politikalar yürttüğü ve ayrımcılık yarattığını söyleyen kadınlar, bu politikaları teşhir edeceklerini belirtti.
AÇLIK DİZBOYU, VATANSEVERLİKLE HEDEFLERİNE ULAŞMAYA ÇALIŞIYORLAR
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan: Kürtleri aşağılayan, Kürtlere karşı kin ve öfkeyi derinleştirirken kadınları kullandığı, onların üzerinden politika yaptığı bir durum. Daha önce 3 çocuk politikası yaptı, bu tuttu. Ama 3 çocuk yapmanın ızdırabını yaşıyor aileler. Çünkü yoksulluk, açlık, sefalet diz boyu. Şimdi vatan severlikle hedeflerine ulaşmaya çalışıyor. Müftülere resmi nikah yetkisi, aile arabuluculuğu ile müdahale etti hayatlarımıza, şimdi yine buradan devam ediyor. Kadınların yaşamlarına bu kadar müdahale edilmesinin acısını olduğumuz emekçi mahallesinden de görüyoruz. Bu yüzden bu söylemlerinin tam karşısında Kürt ve Türk kadınlarının, her kesimden kadınların birlikte cevap vermesi gerekiyor.
AMAÇ ÇARESİZLEŞTİRMEK, MUHTAÇLAŞTIRMAK VE RAKİP KILMAK
Ankara Kadın Platformu Üyesi Hatice Kapusuz: AKP politikalarının hedefinde kadınlar ve kadın bedeni var. İstihdam politikasından, sağlık alanındaki ve eğitim sistemindeki değişikliklere kadar her yasal değişiklik, uygulama ve söylem kadınları ve kız çocuklarını hedef alıyor. Kadınlar eğitim, istihdam, politika gibi alanlarda olmasın evde otursun ve çocuk doğursun isteniyor.Kürtaj yasağı ve sağlıkta özelleşme gibi konular mevcut durumda kadınların eşit kamusal sağlık hizmetlerine erişimini zaten zorlaştırıyor. Bebek ölümleri artıyor, hamilelik ve doğum sonrası erişilen sağlık hizmetlerinin kalitesi düşüyor. Ölümle sonuçlanan şiddet vakaları artıyor. Yoksulluk ise tüm coğrafyanın en büyük sorunu. Bu sorunları çözmeyen bir politik sistemin sürekli “çok doğurun” demesinin sebebi, insanları çaresizleştirmek, muhtaç duruma getirmek ve birbirine rakip kılmaktan başka bir şey olamaz. Bu sorunlar tüm kadınların ortak sorunları. Ancak iktidar bunu yaparken kadınları inanç, ideoloji, sınıf ve mezhep üzerinden ayrıştırıyor. Oysa Türkiye’deki kadınların hayatlarına yönelen tehdit hiç bugünkü kadar net ve tek olmamıştı. Bu yüzden bugün kadınlar her zamankinden daha bütün bir sınıf ve öyle hareket etmeli.
KÜRTLERİN ÇOĞALMASI HER ZAMAN BİR ENDİŞE
Kapatılan Van Kadın Derneği (VAKAD) Eski Başkanı Zozan Özgökçe: Nüfus politikalarında hükümet yetkililerinin tutumu eskiden beri bu biçimde Necmettin Erbakan’da, Erdoğan da geçmişte böyle şeyler söyledi. Cumhuriyetin kuruluşundan beri Kürtlerin çoğalması bir endişeydi. Bu Erdoğan’ın söylemlerine daha önce sirayet etmişti. Kalkınma için yapalım, Tük milleti büyüsün, çoğunluk olsun kaygıları ile böyle şeyler söylüyor. Fiili olarak Kürtlerin çok çocuk doğurmasına karşı bir politika güdülüyor. Söylediği şey zaten Kürdistan’da kendi fikri ve politikasının bir dışa vurumu. Hükümetin istediği kadın figürü zaten doğursun, böylelikle vatana millete hizmet etsin, sorgulamasın. Kadınları kuluçka gibi gören bir zihniyet var.
AYRIMCI POLİTİKALARINI TEŞHİR EDECEĞİZ
Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu Üyesi Şenay Kumuz: Bir kere hayatlarımızdan, bedenlerimizden, kararlarımızdan ellerini çekmiyorlar. Kaç tane çocuk yapacağımıza, nasıl bir hayat sürdüreceğimize karar vermekten özellikle Erdoğan ısrarla vazgeçmiyor. 10-15 çocuk insan fizyolojisi açısından aykırı bir şey bir kere. Erdoğan bu sözlerle aynı zamanda ırkçılık yapıyor ve bu ırkçılığı da yine kadınlar üzerinden yapıyor. Kastettiği şey Kürt ailelerin yoğunluğu. Herhangi bir siyasal fikri olmayan, hatta kendilerine oy veren Kürtler var. Bu durumda onları bile suçlayan, zan altında bırakan bir yaklaşımdır ve insan haklarına aykırıdır. Bir ülkenin cumhurbaşkanının bütünleştirici, eşitlikçi olması, her bir vatandaşına aynı yaklaşımı göstermesi gerekirken; sürekli bölen, nefret dili kullanan, ayrıştıran bir tavır takınmaktan vazgeçmedi ve bunu kadın bedeni üzerinden yapıyor. Biz buna karşı çıkıyoruz. Geçmişte nasıl itirazlarımızı dile getirdiysek bugün de bu söylemlere karşı itirazlarımızı dile getireceğiz.Cumhurbaşkanı Erdoğan kadın politikalarını kadın bedeni üzerinden sürdürmeye devam ediyor. 25 Kasım’a giderken politikalarını protesto edeceğiz, sokağa çıkarken bunları da dile getireceğiz, teşhir edeceğiz.
İlgili haberler
Türkiye’de ve dünyada kürtaj tartışmaları
Kürtaj, Türkiye’de olduğu gibi dünyada da oldukça tartışmalı bir konu. Dünyada 73 ülkede serbest ola...
Şiddetle mücadele dayanağını nereden alacak?
Kadınlar her yerde yalnızlık, güvensizlik duygusu yaşıyor. Bu duyguyu kartopu gibi büyüten bir süreç...
Şiddeti Önleme Yasası sadece ucube Akit’in hedefin...
Akit gazetesi bugünkü manşetinde Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Karşı Kanun’u hedef aldı. Ancak y...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.