Dövme birçok insan için bir tutkuyken son 10 yılda dövme sanatındaki erkek egemen yapı da biraz değişime uğradı. Daha temiz, aydınlık, güvenilir stüdyolarda dövme yapan kadınların sayısı giderek artıyor. Bu süreçte pek çok kadın kendi stüdyosunu açmaya da yöneliyor.
Kadınların değiştirici gücü, bu sektörde de hissedilirken alanın hâlâ zorlukları var. En önce sayılacak zorluklardan biri dövme sektörünün, örgütsüz bir sektör olması. Beyaz yaka bir çalışanken çizim tutkusuyla işini bırakıp dövme sanatına yönelen Sena Gedizli, bu alandaki tüm deneyimlerini Ekmek ve Gül için anlattı.
Dövme sanatına ne zaman başladın?
Yaklaşık 6-7 aydır dövme sanatı ile ilgileniyorum. İktisat mezunuyum aslında, çizim çok eski zamanlardan beri ilgilendiğim bir alan. Güzel sanatlara hazırlandım fakat o alanda devam edemeyip günün sonunda iktisat okuduğum bir serüvenim var. Dövmeden önce kurumsal bir firmada beyaz yakalı bir çalışandım.
İlk etapta beni tetikleyen şey çok küçük yaşlardan beri çizim yapıyor olmam. Çizimi aslında iş hayatında da yapmak istiyordum. Kurumsal firmalarda özgürlük alanının çok kısıtlanması ve sürekli birilerinin direktifleri doğrultusunda hareket etme gerekliliği, beni tetikleyen bir diğer şey oldu.
Dövme ile ilgili herhangi bir eğitim sürecin oldu mu?
Kurumu bıraktıktan hemen sonra eğitim aldım. Dövme sanatı ile alakalı bir yer açabilmek için tüm belgeleri, evrakları toparladıktan sonra bu sürecim tamamlanmış oldu. Dövme sanatçısı olarak şu anda hayatıma devam ediyorum. Tabii, dövme yaparken bir stüdyoda çalışıyor olmak biraz zormuş. Bu süreç bunu anladığım da bir süreç oldu. Yer açmak için gerekli evrakları toplamamın sebebi de buydu. Çünkü kendi yerini açtığın zaman özgürlüğünü genişletip “ben” olarak hareket edebiliyorsun.
‘ÖRGÜTSÜZ, SENDİKASIZ BİR ALANDA KADIN OLMAK ZOR’
Bir kadın olarak bu alandaki iş arama deneyimlerin neler oldu?
Bir iş arama sürecim oldu. Gözlemlemediğim bir sektör olduğu için kadın olmanın belli başlı zorluklarını bu sektörde de hissetmiş oldum. Stüdyoda çalışmak için aranan kadın profili daha genç yaşta olsun, ne nedir farkında olmasın gibi bir bakış açısı var. "Kadın dövmecinin giyimi marjinal olsun, müşteriyi de bu anlamda çeksin." fikri de var.
Stüdyolarda birinin yanında çalışmak için iş ararken “Yaş ortalaması da ne kadar büyümüş” ya da “Hiç de dövmeciye benzemiyorsun” gibi yargılarla da karşılaştım. Birinin yanında çalışma fikrini sonlandırmamın sebepleri biraz da bunlar oldu.
Dövme sektörü, örgütlü ya da sendikalı bir sektör değil. Bu sebeple stüdyo sahipleri ne diyorsa çalışma şartları ve koşulları buna göre güncelleniyor ve devam ediyor. Kadın olmak zaten her alanda zor. Ancak burada; örgütsüz, sendikasız bir çalışma ortamında kadın olmak çok daha zor. Bunlar, kadın dövme sanatçısı olmaktan kaynaklı yaşanan belli başlı dezavantajlar.
Maalesef erkek egemen bir sistemde yaşarken bir avantaj yaşayabileceğimizi pek düşünmüyorum. Bu kadar örgütsüz bir piyasa ortamında, böyle bir sektörde hele hiç düşünemiyorum.
Kadın olmanın yanında şöylesi bir şey de var; gençler arasında madde bağımlılığının ne kadar yaygın olduğunu biliyoruz. Ama sektörde hem madde kullanmanın hem de bunun ticaretini yapmanın çok rahat, çok kolay döndüğünü de gözlemlemiş oldum. Bu da beni kendi stüdyomu açmak konusuna iten sebeplerden bir tanesiydi. Çünkü kadınsın, hem madde kullanmıyorsun hem bunun ticaretini yapmıyorsun. “Çok da yerin yok galiba” dedim kendi kendime.
Benim eğitim almaya gittiğim stüdyo piyasadaki en tatlı yerlerden biriydi. Yetenek sınavı ile alıyorlar eğitime, yetenek sınavında yüzde 100 burs alma imkanınız oluyor, diğer yüzdelik oranlarda da burslar var. Bir de illa resim yapıyor olmaya gerek yok. Çizimle hiç ilgisi olmayan kimseler de dövme sanatına yöneliyorlar ve bunu yapıyorlar. Fakat çizim yapıyor olmak bir avantaj.
‘ALANIN DEZAVANTAJLARINI BİRLİKTE AŞABİLİRİZ’
Bugün bir kadın dövme sanatçısı olarak bu alana ilgili kadınlara ne demek istersin?
Genç kadın arkadaşlarımızdan dövme sanatı ile ilgilenmek isteyenler mutlaka vardır, bence olmalı da. Eğer içimizde çizme, bunu bir iş olarak da yapma isteği varsa bence yapabiliriz. Burada hiçbir engel söz konusu değil, çünkü biz ne kadar yan yana gelirsek -bunu her sektör için söylüyorum- birbirimizle dayanışırsak o kadar bu dezavantajların üstesinden gelebiliriz, bunları birlikte aşabiliriz. O sebeple “Bunlar oluyormuş geri geri kaçayım” ya da “Çok maddi kayıp yaşar mıyım acaba, kursa gideceğim, malzeme alacağım?” gibi düşünmeden başlanabilir. İlla bir kursa da gitmenize gerek yok, birçok içerik üretiliyor dövme sanatına başlayacak kişiler için. Sanatta tamamlanmış bir eğitim yok, eğitim hep devam ediyor. Bu yüzden kurs aldıktan sonra da kişi kendi kendine eğitimlere devam edebilir. Kişi ne kadar geliştirirse kendini, o kadar da fark yaratabilir. Ayrıca ne kadar çok yan yana gelir, birbirimizle fikir alışverişi yapar ve dayanışırsak o kadar özgür sanatı var edebiliriz.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
GÜNÜN KADINLARI: İlk kadın dövmeciler
Dövmenin tarihçesi M.Ö. 2000’lere kadar uzanıyor. Anadolu ve Mezopotamya kültüründe de olan dövme ka...
GÜNÜN GÜZELLİKLERİ: Dövmeli kadınlar
Mardin ve Urfa’nın dövmeli kadınlarını fotoğraflayan Reuters’tan Ümit Bektaş çok güzel manzaralar ko...
GÜNÜN GÜZELİ: Filipinler’in en yaşlı dövmecisi Wha...
Yıllar onu sanatından da desenlere yaşam verme sevgisinden de alıkoyamadı. Filipinler’in en yaşlı dö...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.