Covid19 salgını nedeniyle birçok kadın evlerine kapandı. Bu evlerde olmak sosyal alanlarda aktif olan kadınlar için oldukça zor geçiyordur eminim. Bunu derken kendimden biliyorum. Fakat biz kadınlar her alanda olan üretkenliğimiz ve birçok becerilerimizle bu zor günlerinde atlatacak bir şeyler mutlaka bulanlarımız vardır, hatta öyle anlar oluyor ki zamanın nasıl geçtiğini bazen anlamıyor yoğunluk içinde gün ve zaman kavramını unutuyoruz, zaman akıp gidiyor.  

Biz Panayır Mahallesinden beş kadın arkadaşımla tam da bu sürece uygun ve nefes almanın değerli olduğu şu günlerde, “Nefes” diye WhatsApp grubu kurduk ve içimizden bir arkadaşımızın önerisiyle kitap okuma saati başlattık. Herkes kendi istediği kitabı, akşam saat 21’den saat 23’e kadar okuyoruz ve öneride bulunan arkadaşımıza ne kadar sayfa okuduğumuzu söylüyoruz. Arkadaşımızın bize sözü var bu süreç bittiğinde kim çok kitap okursa o arkadaşımıza kitap hediye edecek ve okuduğumuz kitapların içeriğine dair de sunum yapacağız.

Kısaca günümüzü nasıl geçiriyoruz onu da sizlerle paylaşalım…

Ben 27 yıl tekstilde çalıştım ve 7 yıldır da emekliyim genelde çok yoğun biriydim evde pek kalmazdım. Fakat şimdi zorunlu olarak evdeyim bu zamanımı iyi değerlendirmeye çalışıyorum. Evde dikiş makinem var ve bir şeyler dikiyorum şu ana kadar üç elbise, bir ceket, üç şort diktim. Bunlarla uğraşırken zaman nasıl geçiyor anlamıyorum. Çok evde kalmayan biri olarak evde de yapacak baya işim varmış. Arkadaşlarla birbirimize yemek tarifleri veriyoruz. Yoga grubumuz var sabah belirli bir saatte WhatsApp üzerinden yoga yapıyoruz. Akşam arkadaşlarla kitap okuyoruz. Dünyadaki gelişmeler ve gündemi de yakinen takip ediyorum. Umarım bu günleri çabuk geçer arkadaşlarımla bir arada oturup sohbeti ve birlikte içilen çayı özledim.

Şimdi arkadaşlarımın günleri nasıl geçiyor onu akatarayım…

Sahibe: Ben önceden de evde olan ev emekçisiydim, evde dört kişiyiz bir oğlum ve kızım var, çocuklardan biri üniversiteye hazırlanıyor bir diğeri ilkokul 4. Sınıfa gidiyor. Eşim inşaat sektöründe çalışıyor. O da arada bir evde kalıyor bense çocuklarla evdeyim. Sabah saat 10-11 gibi uyanıyorum. Uyandıktan sonra camları, kapıları açıp evi havalandırıyorum. Sonra kahvaltı hazırlıyorum, Kahvaltı faslı bittikten sonra evi toplarım bütün işimi yaptıktan sonra 4. Sınıfa giden kızımın öğretmeni, WhatsApp grubundan bize ödev yolluyor birlikte ödevleri yapıyoruz. Bir bakıyoruz akşam olmuş akşam yemeği derken zaman geçiyor. Bir de ilginç olan herkes gün boyu evde ve çok acıkıyorlar oğlum çok zayıf ve çok yemek yiyor yedikleri nereye gidiyor anlamış değilim. Yemekten sonra ortalığı toparla çay koy derken saat 21.00 gibi arkadaşlarımızla okuma saatimiz başlıyor kızımda yanımda bir kitap alıp benimle birlikte okumaya başlıyoruz. WhatsApp’tan arkadaşlarımı düzenli kontrol ediyorum okumayanların canına okurum. Saat 11 gibi okumamız biter, herkes uyumaya hazırlanır. Ben de tabii bitmiş bir halde topuklarım ağrıyarak odama çıkıyorum odama çıktıktan sonra ilk önce yaptığım şey dişlerimi fırçalamak, yüzümü güzelce tonikle temizledikten sonra yüzüme leke kremi göz altı kremi mi sürerim yatağıma girerim...

Büro emekçisi bir kadın: Ben metal sektöründe iş yapan bir firmada büro emekçisi olarak çalışıyorum bu süreçte evden çalışmayı başlattılar, iş yaşamından gelen alışkanlıkla her sabah erkenden kalkıyorum ve günlük yürüyüşümü yapıyorum, yürüme işini elimden geldiğince aksatmamaya çalışıyorum. Yürüyüşten sonra kahvaltı ve birkaç diğer rutin ev işinden sonra kitap okumaya geçiyorum. Bir grup arkadaşımızla kitap okuma konusunda birbirimizi motive ediyoruz, WhatsApp üzerinden yaptığımız yazışmalarla okuduğumuz kitabı ve o gün kaç sayfa okuduğumuzu paylaşıyoruz. Uzun süredir yapmayı hedeflediğim işleri yapma fırsatım oldu, kitapların düzenlenmesi, dolapların elden geçirilmesi gibi işleri sıraya koyarak yapmaya çalışıyorum. Ayrıca çiçeklerimin de bakımı için de güzel oldu. Yemek, ekmek yapımı gibi severek yaptığım işlerin dışında film ve belgesel izliyorum. Umarım en sağlıklı şekilde bu süreci atlatırız.

Ayşe: Ben kısaca yazayım: sabah 8’de uyanıyorum. Saat 10’a kadar kitap okuyorum. Sonra saat 10’da bir saat yengemle spor yapıyoruz. Sonra birlikte kahvaltı yapıyoruz. Saat 13’ten 3’e kadar arkadaşımla beraber İngilizce çalışıyoruz. Sonrasında akşam yemeği yapıyorum (zaman zaman). Aile apartmanı olduğu için birlikte zaman geçiriyoruz. Saat 21’e kadar film izliyorum. 21-23 saatleri arasında arkadaşlarla kitap okuyoruz. İçimizden bir arkadaşa okuduğumuz sayfa sayısını bildiriyoruz…

Sevim: Ben organize sanayide dokuma üzerine üretim yapan bir firmada çalışıyorum, çalışmaktan hep şikâyet ederdim bu kör olası korona gelmeden önce. 3 vardiya çalışıyordum. Gece vardiyasını ve 4-12 vardiyalarını sevmezdim gece vardiyası ayrı bir dert arkadaşlara “pazartesi sendromu, stres, ayy fenalık geçiriyorum, bugün uyuyamadım nasıl geçer gece vardiyası” diye sitem ederdim gerçi oldum olası hep sitemkâr birisiyim. Çalışırken hep bir koşturmaca ev iş derken çok yorulurdum. Rimelsiz ve ruj sürmeden de evden çıkmazdım bu kadar işin arasında kendime bakım yapmayı da ihmal etmem. “Keşke evde olsam da çalışmasam” derdim… “Kitap okurum sinema filmler indirir yanıma bir kâse dolusu mısır patlatır izlerdim, iş kaygısı olmadan keyif yapardım” derdim demez olaydım. Gelelim korona günlerine… Temizlik, bulaşık, yemek, sil süpür günleri… Evdeki her iş bana bakıyor. Eee ben evdeydim ama hayallerim yine sinema, filmler, kitap okumak… Bu arada kızlarla grup kurduk okuma günlerimiz var. Her akşam belirli bir saat okumaya ayırıyoruz. İşte bu güzel ama ev sıkıcı gelmeye başladı. Sosyal medya sıkıcı, hep aynı şeyleri görmekten bire bir arkadaş ortamı özlemi içindeyim. Ben sevmedim bu kör olasıca koronayı… Evet bir de yemek tarifi verelim madem:

KEREVİZ ÇORBASI TARİFİ BİZDEN…
Bir top kereviz, 1 tane havuç, 1 tane patates, 1 kuru soğan, 3 diş sarımsak, yarım limon, 1 yemek kaşığı tereyağı, 1 yemek kaşığı un, pul biber, kara biber, kimyon zerdeçal, düdüklü veya derin bir tencere… ( benim düdüklü derin onda yaptım). Soğanla limon hariç kerevizi, havucu, patatesi, sarımsakları doğruyorum. Soğanla limonu bütün koyuyorum. Düdüklü kaynara çıkınca kısık ateşte 40 dk. bir güzel kaynatıyorum. Kaynayınca blenderden geçirmeden, soğanla limonu çıkartıyorum, bıçaklı blenderla eziyorum. Eğer ki koyuysa ki, koyu oluyor kenarda kaynattığım suyla, ezerken inceltiyorum. Sonra ayrı bir tencerede tereyağda unu hafif kavuruyorum sonra baharatları ekliyorum. Ezdiğim malzemeyi üzerine ekliyorum varsa et suyu katın ben öyle yapıyorum, daha önce kemiklerden kaynattığım et suyunu katıyorum. Sonra kerevizin nazik yeşil yapraklarını limonlu suda yıkayıp üzerine doğruyorum
Bu kadar ve harika oluyor… Haydi bakalım Afiyet olsun