4 Mayıs’ta erkek arkadaşı tarafından evinin camından itilerek öldürülen Öğretmen Şengül Karaca davasının birinci duruşması İstanbul Adliyesi 31. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Şengül Öğretmen’in arkadaşları, meslektaşları, akrabaları duruşmayı takip etti.
Duruşma sanık Hasan Aydın’ın dinlemesiyle başladı. ‘Kasten insan öldürme’den yargılanan Aydın, Şengül Karaca ile 17 yıldır birlikte yaşadığını, 10 yıldır da olayın gerçekleştiği binada yaşadıklarını söyledi. 6 aydır Şengül Karaca’nın öfke nöbetleri geçirdiğini ifade eden sanık, son iki yıldır uyku ilacı kullandıklarını anlattı. “İkimizin de içki bağımlılığı vardı. İçkiyi bırakmak için ilaç kullanıyorduk” dedi.

SON 6 AYDA 3 DEFA ÖFKE NÖBETİ YAŞADI

Şengül Karaca'nın son 6 ay içinde 3 kez öfke nöbeti geçirdiğini aktaran sanık oaly günün ise şöyle anlattı: “ O gece yine sinir krizi geçirdi. Şengül okuldan geldikten sonra dışarıda yemek yemiş içki içmiştik. Eve geldik. Evin yakınında inşaat çalışması vardı ve gürültülüydü. Şengül ile parka gittik. Sonra eve döndük. Ben ilaç içtim ve gece 12 sularında uyudum. Onun bağırmasına uyandım. Salon penceresinin pervazında oturuyordu. Yüzü salona doğru dönüktü. Pencerede korkuluk ya da sineklik yoktu. Gözleri fal taşı gibi açıktı. Aşağı bağırıyordu. Tutmaya çalıştım, ama beni itti. Aşağıda birileri izliyordu. Onlara ‘Gidin dikkatini dağıtıyorsunuz’ dedim. Onu içeriye çekemeyinde üst komşumuz Selda Keskin’e haber vermek istedim, ama veremedim. Bırakıp komşumuzu çağırmaya gitmek istediğimde bir ses duydum. Pencereye gidip baktığımda Şengül’ü yerde yatar vaziyette aşağıda gördüm.”

SANIK ÇELİŞKİLİ BEYANLARINI KABUL ETMEDİ, ‘HATIRLAMIYORUM’ DEDİ

Şengül Karaca’nın daha önce öfke nöbeti geçirdiğinde bir kez komşuları olan Selda Keskin’i çağırdığını söyleyen sanık, Şengül Karaca’yı aşağıda yatar vaziyette görünce üzerini değiştirip aşağıya indiğini ifade etti. “Aşağıdaki şahıslar ambulans çağırmıştı. Beni darp ettiler. Ben maktulu kesinlikle aşağı itmedim. O gün aramızda bir tartışma geçmedi. Ev içinde kırılmış bardak tabak yoktu. Ne o, ne de ben bardak tabak kırmadık. Oldu ise de hatırlamıyorum.” dedi. Mahkeme Başkanının üzerini değiştirmek yerine neden ambulansa haber vermediği sorusuna sanık ‘Şok geçirmiştim’ cevabını verdi.

Şengül Karaca ile ilgili beyanına devam eden sanık: Son bir yıldır okulundan şikayetçiydi. Çocuklukta geçirdiği travmaları hatırlayıp bazen ağlıyordu. Ben onu sakinleştiriyordum” diye konuştu. Sanık “Daha önce Şengül Karaca’ya hiç şiddet uyguladınız mı?” sorusuna ise “Şiddet uygulamadım” cevabını verdi.
Şengül Karaca’nın sosyal medya paylaşımı olan “Merhametten maraz doğar, Hasan Aydın kadınlara şiddet uygular” paylaşımı soruldunda sanığın verdiği cevap “Dikkat çekmeye çalışıyor, yaşadığı sıkıntılardan beni suçluyordu” oldu.

Olay sonrası savcılıkta verdigi ifadesi okunan sanık ifadelerindeki çelişkili beyanları kabul etmedi.
Duruşmanın devamında olay yeri inceleme raporunu okuyan mahkeme başkanı etrafta kırılmış porselen, bardak parçaları; kuru üzüm, dağılmış makyaj malzemeleri; etrafa dağılmış birçok eşya olduğunu söyledi. Üzerinde kan lekeleri olan bej rengi bir erkek pantolonu olduğunu, pencere pervazında sürtünme izleri olduğunu aktaran mahkeme başkanına karşılık sanık hiçbir şeyi hatırlamadığını söyledi. Sanık bej rengi pantolonun kendisine ait olmadığını ifade etti. ‘Kime ait’ diye sorulduğunda ‘Bilmediğini’ dile getirdi.

KULLANDIKLARI İLAÇ İNTİHAR DÜRTÜSÜNÜ TETİKLİYOR

Söz alan sanık avukatı kullandıkları uyku ilacının etken maddesinin intihar dürtüsünü tetiklediğini; ilacın 25 mg’dan fazla alınmaması gerekirken Şengül Karaca’nın otopsi incelemesinde 52 mg çıktığını, Şengül Karaca’nın ilacı yüksek dozda aldığını kaydetti. Sanık avukatı Şengül Karaca’nın intihar eğiliminde olduğunu kast ederek “Duygusal boşluk yaşıyorum. Pencereyi kapatın. Düşebilirim” diye attığı tweeti mahkeme heyetine sundu.
Şengül Karaca’nın ağabeyi Yalçın Karaca kardeşinin intihar eğilimli olmadığını ifade ederek, “Söylenenleri kabul etmiyorum, şikayetçiyim” dedi.

ŞENGÜL’ÜN DAHA ÖNCE SİNİR KRİZİ GEÇİRDİĞİNE DAİR BİR BİLGİM YOK
Duruşma tanıkların dinlenmesiyle devam etti. Tanık Selda Keskin ifadesinde şunları dile getirdi: “Öğretmenim. Okul bitince 17.45’te alışveriş yapıp eve geldim. Önceki günlerden yorgundum 8 gibi uyudum. 11 gibi uyanıp annemle konuştum. Daha sonra tekrar uyudum. O gün alt kattan hiçbir kavga sesi duymadım. Tek yaşıyorum. Televizyonum açık uyurum, o gün de öyle oldu. Mahalle gürültülü bir mahalle. Saat gece yarısı 2 gibi apartmanda sesler duydum, korktum ve Şengül’ü aradım. Cevap vermedi telefon. Hırsız olabileceğini düşündüm. Üniversiteden arkadaşım Mahsun’u aradım, o “Sakin ol” dedi. Şengül sosyal medyadan bir mesaj paylaşmış, o mesajı görmüş. çıkıp apartman önüne geldi. Ben de balkonumdan baktım ve aşağıda polisleri gördüm. Mahsun’da gelmişti, onu görünce üzerimi giyinip aşağı indim. Apartman giriş kapısında Hasan’ı gördüm. Çok içtiği belliydi, yanından geçtim. Şengül’ü görmedim. Onu kaldırmışlardı.” Sanığın ifadelerine karşılık olarak, Şengül Karaca’nın daha önce sinir krizi geçirdiğine dair bir bilgisi olmadığını ; bir gece Şengül Öğretmen’in kapısına gelerek kendisinde kalmak istediğini söylediğini, o gece onda kaldığını ve sabah da okula gitmek için evden yarıldığını ifade etti. O gece Şengül Karaca’nın oldukça alkollü olduğunu aktaran Keskin, “Kendisi gelip kapımı çaldı, evime geldi. Gergindi, mutsuzdu; ama bir şey anlatmadı. Şengül hiçbir zaman sıkıntılarını sorunlarını anlatmazdı. Mesafeliydi. Hep bir sınırı vardı. Şengül’ün intihar eğilimine dair bir gözlemim yoktu” dedi.

PAYLAŞIMI GÖRÜNCE KENDİSİNE MESAJ ATTIM
İkinci tanık Mahsun Ertaş ise “Olay esnasında yoktum. Saat 2 civarı Facebook’a bakıyordum. Şengül Öğretmen şiddetle ilgili bir paylaşım yapmıştı. Ben Facebook’tan mesaj attım kendisine. Geri dönmedi. Yakındaydım onlara zaten. Selda 10 dakika sonra aradı, bir gürültü olduğunu söyledi. Ben de koştum. “Dışarı çıkma geliyorum” dedim. Gittiğimde Şengül Hoca’yı kaldırmışlardı. Şengül Hoca ve Hasan Aydın’la birkaç defa görüştük. Çok yakın tanımam kendilerini” şeklinde konuştu.

BİR SONRAKİ DURUŞMA 18 OCAK’TA

Beyanda bulunan sanık avukatı “Tanıklar Şengül Karaca’nın iki ayağı üzerinde aşağı düştüğünü söylüyor. Bir itme durumu olsa bu nasıl olur. Bu nedenle nasıl düştüğüne dair olay yeri keşif incelemesi istiyoruz. Ayrıca sanığın tahliyesini talep ediyorum” dedi.
Avukat Meriç Eyüpoğlu ise eksik hususlar ve tanıkların olduğunu belirterek “Bu eksiklerin giderilmesi için yazılı beyanda bulunacağız. Olay yerinde bulunan iki telefonda inceleme yapılmadı. İnceleme yapılmasını talep ediyoruz” dedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme hetyeti sanığın tutukluluğunu devamına karar verdi. Dinlenmeyen tanıkların dinlenmesini, telefonların incelenmesini isteyen heyet, duruşmayı 18 Ocak 2018 tarihine erteledi.

ŞENGÜL KARACA İÇİN ADALET
Duruşma öncesi KESK İstanbul Kadın Meclisi adliye önünde açıklama yaptı. Açıklamada şunlar dile getirildi: “Biz kadınlar ‘bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun’ derken biliyoruz ki erkek şiddeti kolaylıkla son bulmayacak, ama biz erkek şiddetinin son bulması için okulda, evde ve sokakta bağırmaya devam edeceğiz. Erkek şiddetinin son bulmaması erkek devlet ve devleti yöneten iktidarla çok yakından ilişkili, çünkü devletin camisinde imamlık yapan birisi ‘kızlar’ın pantolon giymesinin, kaşlarını aldırmasının, üniversiteye gitmesinin günah olduğunu söylüyor.
Şengül’ün erkek şiddeti tarafından yanımızdan alınması bu nedenle tesadüf değildir. Biz kadınlar bunun farkındayız bu nedenle bu dava bizim davamız! Bu nedenle erkek şiddetini ve onun taşıyıcılarını takip etmeye, öldürülen kadınlar için adalet aramaya devam edeceğiz.”