Geçtiğimiz hafta sonu bir kahvaltıda buluşan Aliağa’da yaşayan kadınlar hem gündelik yaşamlarını konuştu hem de memleket gündemini değerlendirdi. Özellikle yaklaşan yerel seçimlere dair sohbet ettiğimiz kadınlar siyasi partilerin kadınlara vitrinde yer vermesinden rahatsızlık duyuyor. Kimsenin yaşadıkları problemlerin çözümüne ilişkin samimi ve sahici bir politika üretmediğini söyleyen kadınlar sorunlarına gerçek ve kalıcı çözümler istiyor.

Siyasi partilerin kadınları “Bakın bizim de kadın adaylarımız var” diyerek gösterdiğini, kentin kadınlar için yaşanabilir bir hale getirilmesine yönelik adımlar atılmadığını konuşan kadınların talebi “kadın kimliği” ile gösterilecek bir aday ve yerel seçim propagandalarında kadınların gerçek problemlerinin dile getirilmesi. Sohbet esnasıda kimi kadınlar “Kadının en büyük düşmanı yine bazen kadın oluyor” duygusunu taşıdığını dile getiriyor. Bunun nedenini kadınlar arasında yaratılmak istenen rekabet bağlarken de şunu ekliyor: “Oysa kadınlar siyasette, kentte birlikte hareket etse, birlikte çözüm yolu arasa böyle sorunlar olmaz. Bir kadını yine bir kadın anlayabilir.” Kadınlar erkekleşmiş siyaset dilinden de şikayetçi olduğunu söylerken, bu dilin kadınları da etkisi altına aldığı kadınları birbirine yabancılaştırdığı düşüncesinde.

‘FAYDASI OLMAYAN PROJELERE AYRICAK PARA VARSA KREŞE DE VARDIR’

Ekonomi ile ilgili de “Gittikçe kötüye gidiyor” değerlendirmesi de yapan Aliağalı kadınlar, “Bizlerin çalışması için kentte belli olanakların yaratılması gerekir, kadınları eve bağlayan birçok konu var bunlardan en önemlisi de çocuk bakımı. Belediyelerin ücretsiz ve nitelikli kreş imkanı sağlaması gerekiyor. Bizler saatlerce çalışıyoruz. Eve gelip yine birikmiş ev işlerine gömülüyoruz. Çocuklarımızın eğitiminde her ne kadar sevginin, ilginin önemli olduğunu düşünsek de onlarla ilgilenecek vaktimiz ve enerjimiz kalmıyor. Yaşadığımız kentte uygun fiyatlarla ya da ücretsiz gönderebileceğimiz kreşler olsa bir de buralarda verilen eğitim bilimsel ve denetlenebilir olsa gözümüz arkada kalmadan göndeririz. Ayrıca böyle yerler aynı zamanda orada çalışacak kadınlar için de bir ekmek kapısı olur. Belediyelerin yol yapacak, bizlere faydası olmayacak projelere ayıracak parası varsa kreş yapacak da parası vardır, olmalı.” diyerek bakım sorununun yaşamlarında ne kadar önemli bir noktada olduğunu anlatıyor.

KADINLAR YİNE KADINLARIN DESTEĞİNİ ALARAK SİYASETTE YER ALMALI

Hem birlikte olmanın güçlerini artırdığını hem de yaşadıkları kentte problemlerinin çözümü için siyasi partilerin gündemlerinde kadınlara yönelik programlar, söylemler olması gerektiğini de vurgulayan kadınlar bunun için kadınların istemekle yetinmeyerek hakları ve talepleri için mücadele etmeleri gerektiğinin de farkında. Ancak daha önce bir siyasi partiden aday adayı olan bir kadın “Aliağa’da kadınları taleplerini karşılayacak bir belediyecilik anlayışı için yıllardır mücadele ettiğim partimden aday adayı olmuştum. Ancak adaylık kısmında her partide olduğu gibi benim partimde de erkek egemen anlayış galip geldi. Aday gösterilmedim. Kadınların siyasette yer alması gerekiyor, kendilerini geliştirmeleri gerekiyor ama bunu yaparken de destek görmesi lazım, önleri kesilmeden güvenle birikimleriyle aday olabilmeleri ve yaşadığı kenti yönetebilmesi lazım. Ben bu yüzden kadın adayların seçmenler tarafından öncelikli olarak desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuşuyor. Bir başka eğitim emekçisi kadınsa “Evet siyasette yer almalı ve desteklenmeliyiz ama önemli olan yer alırken erkekleşmek zorunda kalmamamız. Bizler savaş önergesine evet oyu veren, kadınların problemlerini görmezden gelen kadınlara oy veremeyiz. Tepeden bakan bir anlayışla yaklaşıldığı zaman birlik olamıyoruz. Biz çokuz, kentin yarısını biz oluşturuyoruz. Bizim taleplerimizi gören, kadın kimliğini kaybetmeden aday olacak bir kadına oy vermek isteriz.” diye ekliyor.

Bir fabrikada işçi olarak çalışan kadın ise “Ben çalıştığım için çocuğuma eşimin annesi bakıyor. Benim çalışmam çevre tarafından da tuhaf karşılanabiliyor. Evde kalıp çocuklarla ve evle ilgilenmem isteniyor. Bunu çoğu kez kadınlar da dile getiriyor. Bizlerden belediyelere oy vermemiz isteniyor ama bizim taleplerimizi savunan bir aday ya da parti olmuyor. Bu kreşler hem kadınların çocuklarını bırakması için hem de burada başka kadınların istihdam edilmesi için gerekli.” diyor.
Kahvaltıyı değerlendiren ve Aliağa’da avukatlık yapan bir başka kadın ise “Çok güzel bir kahvaltı oldu. Farklı meslek gruplarından kadınların olduğu, teker teker söz hakkı verilen bu toplantı bize kadınların kendilerine söz verildiğinde ve birleştirici bir ortam sağlandığında ne kadar farklı ve kişisel gibi görünse de ortak problemleri olduğunu konuşabiliyor. Kadınların bir araya gelebileceği, sorunlarını ve çözümlerini ortaklaştırabileceği mecralar yaratılmalı. Erkekler kent yaşamında bir araya geldikleri bazı ortamlara sahipler. Aliağa’da da kadınların bir araya geldiği yerler olmalı.

Problemlerimizin çözümü ve ihtiyaçlar için gereken başvurular yapıldığında devletten karşılık alabilmemiz ve sivil toplum örgütleriyle veya derneklerle iş birliği içinde olmamız çözüme yönelik ilgili kurumları zorlamamız gerekiyor. Ben kendi gelişimimiz için daha çok bir araya gelmemiz gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuşuyor.
Bu kahvaltının devamının gelmesi gerektiğini düşünen Aliağalı kadınlar kendileri için en yakıcı sorunlardan biri olan “kreş” talebini ve diğer taleplerini başka şehirlerde, ülkelerde yaşanan örnekleri ile tartışmak için bir forum düzenleyip buradan çıkan sonuçları yerel seçimlerde yer alacak siyasi partilere iletme kararı aldı.