Aile Bakanı konuştu | Tek vaka fazlaysa 40 vakaya ne diyeceksiniz?
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Veri ve İstatistik Komitesi toplantısında konuşan Bakan Göktaş kadına yönelik şiddet vakalarına dair 'tek vaka bile fazla' dedi. Mayıs ayında 40 kadın öldürüldü.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Veri ve İstatistik Komitesi toplantısına katıldı. Göktaş toplantıda, kadına yönelik şiddetin küresel bir sorun olduğunu dile getirirken kadına yönelik şiddetle mücadelenin verilerin doğru analizi ve buna bağlı sunulan hizmetlerin kalıcı çözümleriyle etkin olabileceğini ifade etti. Göktaş konuşmasında kadına yönelik şiddete dair çeşitli açıklamalarda bulundu.

Göktaş iktidarın kadına yönelik şiddete yönelik tutumunu “Kadına yönelik şiddet, bir insan hakkı ihlalidir. Bu ihlal karşısındaki kararlı mücadelemizde tek bir vaka bile bizim için çok fazladır” şeklinde ifade etti. Göktaş’ın bu sözlerine karşılık Mayıs ayında Türkiye’de 40 kadın öldürüldü, 20 şüpheli kadın ölümü yaşandı. Öldürülen kadınlardan bir kısmı, tedbir ve uzaklaştırma kararlarına rağmen öldürüldü.

KADINLAR YARDIM TALEP ETMİYOR MU, EDEMİYOR MU?

Göktaş, Dünya Sağlık Örgütünün 2021’de yayımladığı raporu hatırlatarak şiddete uğrayan kadınların yüzde 40’ından daha azının yardım talep ettiğini dile getirdi. Bu durumun sebeplerine yönelik herhangi bir açıklamada bulunmadı.

Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet durumlarında kamu davasının açılması kadının şikayetine bağlı değil. Yani kadın şikayetçi olmasa bile savcı ya da polis soruşturma gerçekleştirebilir ve kamu davası açılabilir. Kadının şikayetçi olmaması kamu davasını düşürmez. Yani kadın yaşadığı şiddete dair herhangi bir hukuki adım atmak “istemiyorsa” ya da daha doğru ifade etmek gerekirse kadın tehditlerden dolayı şikayetçi “olamıyorsa” dahi devlet işlenen suça dair adım atabilir. Dahası kadınların şikayetçi olmasının önünde engel oluşturan ekonomik, sosyal engelleri ortadan kaldırmak da devletin görevidir.
ÖNLEMLERİN ALINMAMASI KADINLARIN HAYATINA MAL OLUYOR

Bakanlık olarak kadınların her alanda maruz kaldığı şiddeti önlemek için gerekli olan tüm tedbirleri aldıklarını söyleyen Göktaş, 6284 sayılı Kanun’u örnek göstererek kadına yönelik şiddetle mücadeleyi güçlü yasal bir zeminde yürüttüklerini ifade etti. Bunun yanı sıra Göktaş şiddetle mücadele konusunda elektronik kelepçe uygulamasıyla riskli vakaları takip ettiklerini ve KADES ile çağrılara hızla cevap verdiklerini söyledi.

Devletin kadınların şiddeti önlemek için aldığı ve almadığı önlemlerin sonuçları ise kısaca şu şekilde:

• Gülten Ataklı 1 yıl önce boşanma aşamasında olduğu polis Mürsel Ataklı tarafından uzaklaştırma kararına rağmen öldürüldü. Mürsel Ataklı, gerekçesiz bir şekilde ceza indirimi aldı.

• Ankara’da şüpheli bir şekilde balkondan düşen Selvinaz’a sistematik olarak şiddet uygulayan eşi Y. serbest bırakıldı.

• Serap Doğan, hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı, bu kararı ihlal ettiği için şikayette bulunarak elektronik kelepçe takılmasını talep ettiği Selahattin Özdemir tarafından olay anında KADES uygulamasını kullanmasına rağmen, polisin kadını görmeden tutanak tutup olay yerinden ayrılmasının ardından öldürüldü.

• Adana’da hakkında uzaklaştırma kararı olan ve elektrikli kelepçe takılmış olan Burak Acar, kelepçeyi kırarak Bahar Torun’u katletti.

Bunların yanı sıra 6284 sayılı Kanun’da tedbir kararlarına uyulmadığı sürece zorlama hapse yönelik itiraz hakkı getiren değişik önerisi, kadına yönelik şiddetle mücadele ve şiddeti önleme konusunda devlete sorumluluklar yükleyen İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması gibi Bakan Göktaş’ın sözlerine tezat oluşturan uygulamalar mevcut.

Konuşmasında 112 kadın sığınmaevi olduğunu belirten Göktaş, Hatay, Adıyaman, İstanbul ve Kocaeli’ye yeni kadın sığınmaevleri açacaklarını söyledi.

Ancak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının mart ayında hazırladığı Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nda kadın konukevi olarak adlandırılan sığınmaevlerinin artırılmasına dair herhangi bir ibare olmamakla birlikte Kamu Tasarruf Genelgesiyle herhangi kamu kurumlarının yeni bina inşa etmesi, kiralaması ve satın alması da engelleniyor. Bu koşullarda sığınmaevlerinin artırılmasına yönelik Bakan’ın ortaya koyduğu ifade boşluğa düşüyor.

ŞİDDET TOPLUMSAL BİR SORUNDUR

Şiddet Uygulayanlara Yönelik Psiko-sosyal Destek Hizmetlerinin Modellenmesi projesini hayata geçireceklerini söyleyen Göktaş, bu proje ile şiddet uygulayanların profil analizinin yapılmasını ve yapılacak psiko-sosyal müdahalelerle şiddet döngüsünün kırılmasını hedeflediklerini açıkladı.

Bakanın bu sözleri ise iktidar tarafından şiddetin toplumsal bir sorun olarak alınmadığı, kadınları koruyan ve şiddete karşı güçlendiren tüm haklar saldırı altındayken ve şiddet iktidar eliyle körüklenirken şiddetin sadece psikolojik bir durum olarak ele alınmak istediğini gösteriyor. Bunun yanı sıra yürütülen profil analizi şiddeti önlemek için ne gibi bir amaçla kullanılacağı ifade edilmediğinden havada kalıyor. İktidarın şiddetlendirdiği toplumsal bir sorunu çözmeyeceği gibi gönüllülük olmadığı sürece etkili olmayan bir psiko-sosyal müdahalelerin önerilmesi de iktidarın sorunun çözümünden gittikçe uzaklaştığını gösterir nitelikte.

Fotoğraf: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı

İlgili haberler
Adalet Bakanlığına, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan...

Deprem bölgesinde kadınları şiddete karşı koruyacak mekanizmaların nasıl işletileceği kocaman bir so...

Aile Bakanlığı bütçesinde kadının adı yok

AKP, kadınların aileden bağımsız varlığını, eşit ve sömürüsüz bir dünya talebini kabul etmiyor. Aile...

Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı...

8 Mart'ta Cumhurbaşkanınca açıklanan Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nda ne var n...