
Okulların açılmasıyla Zekiye ile bir kahve içmeyi sığdırabildiğimiz kadar kısa bir sohbet etme şansı bulduk. Zekiye’nin bir çocuğu kreşe, diğeri ise 1. sınıfa başlayacak. Kendisi toptan aldığı ve yaptığı takıları satıyor. Eve iki maaş girmesine rağmen geçinmenin ne kadar zor olduğundan konuşuyoruz. Küçük çocuğunu kreşe vermiş fakat bu sefer de tüm kazandığını kreşe verir hale gelmiş. Bir yandan da dönem başında alınması gerekenler listesi tutuşturulmuş ellerine.
Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’nin her yerinde yürüttüğümüz “okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek” kampanyasından haberdar Zekiye. “Ülkede bir şey olduğu an ilk el uzattıkları, ilk vazgeçtikleri şey öğrencilerin yemek hakkı oldu” diyor. Özellikle ilkokul öğrencilerine verilen beslenme listelerinde önceden her gün kuruyemiş ve meyve bir arada bulunurken artık bir gün kuruyemiş, bir gün meyve yer aldığını; buna rağmen birçok velinin bunu da sağlamakta zorlandığını söylüyor.
Okul kayıtları alınırken velilerden istenen bağışlar ise her geçen yıl artıyor. Veliler bunu vermedikleri veya görece az “bağış” yaptıkları takdirde çocuklarının okul içerisinde karşılaşacakları muameleden endişe ediyorlar. İdarecilerse bu bağışların ödenek azlığı nedeniyle gerekli olduğunu söylüyor. Oysa okullara temizlik ve güvenlik görevlisinin işe alımı için ödenek sağlanması gerekiyor. Fakat geçtiğimiz seneden hatırlıyoruz ki okulların açılmasının ardından birçok okulda ilk bir ay temizlik ve güvenlik görevlisi yoktu. Kimi okullarda çocuklarının içinde bulunduğu hijyen koşullarından endişe eden veliler okulları temizlemişti.
İktidar; Orta Vadeli Program ve buna benzer ekonomik programlarla krizin yükünü emekçilere yüklerken bu yoksulluk emekçi halkın çocukları üstünde de kendini gösteriyor. Devlet okullarına kayıt yaptırırken bile “bağış” yapmanın zorunluluğuyla karşılaşan veliler, çocuklarının beslenme çantalarını doldurmakta zorlanıyor.
Fotoğraf: DHA
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.