15 yıllık anaokulu öğretmeniyim. Bu süre içerisinde okul öncesi öğretmenliği okuyup anaokulunda görev yapan erkek öğretmenlerle sadece müdür olarak karşılaştım. Peki, okul öncesi eğitimde erkek öğretmenler neden sadece ya da çoğunlukla idareci olarak görev yapıyor?
Bu konuda fikirlerini sorduğum bazı meslektaşlarım okul öncesi öğretmenliğinin “kadın işi” olduğu yönündeki algıların bu durumu beslediğini düşünüyor.
Sınıf öğretmenliği 2. sınıf öğrencisi olan Mehmet’in düşünceleri şöyle; “Okul öncesi öğretmenliği toplumsal olarak cinsiyete dayalı bir meslek olarak algılandığından bu bölümü okuyan erkek öğrenci sayısı çok az. Okul öncesi öğretmenliği ‘anaçlık’ gerektiren dadılık gibi algılanıyor. Bu cinsiyetçi yargılar ‘kadınlara uygun bir meslek’ algısı yaratıyor. Bu yüzden de bu bölümlerden mezun olan erkekler kurumlarda idari personel ya da yönetici olarak görülüyor. Örneğin 45 kişilik sınıfımızda 6 erkek var. Okul öncesi öğretmenliği bölümünden mezun olup mesleklerini yapan erkek öğretmenlerin oranı da yüzde 10’u geçmiyordur.”
Yıllarca anaokulunda idari kadroda görev yapan Ayşe ise okul öncesi eğitimde erkek öğretmenlerin de tercih edilmesi gerektiğini düşünüyor: “Toplumun bakış açısında okul öncesi öğretmenliği kadın mesleği olarak görünüyor, ama son yıllarda okul öncesi eğitimde erkek öğretmenlerin varlığı artıyor. Uzmanların kanaati erkek öğretmenlerin de işlerini iyi yaptıkları yönünde.”
Bu konuda bir başka algıdan daha bahsetmek istiyorum; çocuk istismarı. Ne yazık ki eğitim aldıkları kurumlarda öğretmenlerinin istismarına maruz kalan çocukların haberleriyle de karşılaşıyoruz. Bu olaylar sonrasında anaokullarında erkek öğretmenin görev yapmasına maalesef aileler önyargı ile yaklaşabiliyor.
Bu konudaki fikirlerini sorduğum anaokulu öğretmeni ve anne olan İlknur, en azından çocukların istismara uğrayıp uğramadığını fark edecek yaşa gelene kadar erkek öğretmen konusunda kendisinin de endişeleri olduğunu söylüyor.
Erkek anaokulu öğretmenleri de kendileri hakkında oluşmuş bu önyargının farkındalar. İstismara karşı belki de çok anlaşılır olan bu duygunun yerine, toplumsal anlamda istismarı anlamak ya da algılamak adına yaygınlaştırılacak eğitimler verilmesi kişilerde farklı bir perspektif geliştirebilir. Örneğin; öğretmenin kadın ya da erkek olması değil, çocuklara ve velilere istismar konusunda eğitimler verilmesi gibi çözümler daha sonuç alıcı olabilir.
İlgili haberler
Menopozu yaşayan bilir, bir de gereken desteği ala...
Menopoz belirtileri başladığında tüm kadınlar eğitim, danışmanlık ve destek almalılar. Bunların üstü...
Bakırköy Belediyesi işçileri ücrette eşitlik istiy...
Kimse çalışma koşullarından memnun değil. Daha iyisini vadeden bir belediye de yok, belediyeye karşı...
Van’dan bir ses yükseliyor: Susmak yok!
Van’dan 4 kadın sesleniyor bize. Bu 4 kadın memleketin halini de kadınların direncini de ortaya seri...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.