Merhaba Ekmek ve Gül okurları.
Size Salcomp Xiaomi fabrikasından bir işçi olarak yazıyorum bu mektubu.
Hepimizin bildiği üzere yavaştan kış geliyor. Okullar açılacak, yine türlü türlü geçim kaygıları hepimizi saracak. Bir dert bitmeden diğeri başlıyor. Fabrikada son günlerin gündemi TİS süreci. Hem fabrikadaki son durum hem de TİS sürecine dair birkaç şey paylaşmak istiyorum.
Fabrikamızda çoğunluk kadın işçi. Bu sebepten dolayı kadınlarla olan iletişimimizde hayata dair yaşadığımız birçok zorluk gündemimizde oluyor. Fabrikada sürekli değişen mesai saatleri, iş yerinde maruz kaldığımız sistematik mobbingler bizleri çok zorluyor. Namaza gitme baskısından tutun da günde sadece bir kez çalışırken lavaboya gitme hakkımızın olması veya su içmeye bile gittiğimizde dakika tutulmaması gibi birçok baskı ile karşı karşıyayız.
ÇALIŞSAK DA BİR KAHVE İÇMEYE İMKANIMIZ YOK
İş hayatında yaşadıklarımız bizleri dışardaki özel yaşamımızda da sorun yaşamamıza yol açıyor. Günlük 11 saat çalışmanın yeterince yorucu olmasına rağmen eve gidince çalışmak zorunda kalmamız “artık yeter” dedirtiyor. Ülkemizin bulunduğu ekonomik ve sosyal koşullar zaten belli. Bizler de birçok çalışan kadın gibi bu durumdan oldukça şikayetçiyiz. Çünkü marketten pazara kadar evlerimize eskiden aldığımız ürünleri alamıyoruz. Bırakın sosyal bir yaşamı bir kahve bile içmeye artık imkânımız yetmiyor.
Tüm bu süreçler yaşanırken sessiz kalmak, bu sürece müdahale etmemek mümkün olmuyor. Ama orada da sorunlarla karşılaşıyoruz. Sendikalı bir iş yeriyiz, hem de Türkiye’nin en büyük sendikası, Türk Metal’de örgütlüyüz. Ama gelin görün ki sendikasız herhangi bir fabrikadan farkımız yok. Son 1 buçuk yılda asgari ücrete gelen her zamda bizim maaşlar asgari ücretin altında kaldı. Buradan pay biçmek gerekirse sendikamızın ne kadar “mükemmel” bir toplu sözleşmeye imza attığını görüyoruz. Sendika geldiğinden beri bizim aleyhimize o kadar çok şey yaptı ki, artık hiçbirimizin sendikaya güveni kalmadı. Hatta artık sendika ne derse desin işçiler sendikanın arkasına takılıp hareket etmeyecek. Hem temsilcilerin tavırları hem sendikanın bizim sürekli gözümüzü boyaması... Artık karnımız tok. Ama sendikaya müdahale etmek de bizim elimizde.
KAPALI KAPILAR ARDINDAN TİS SÜRECİ YÜRÜTÜLEMEZ
Sözleşme tarihimiz yaklaşıyor, hepimiz dört gözle sözleşme zamanını bekliyoruz. Bu kez neredeyse tüm işçilerin talepleri belli. Biz işçiler yine kapalı kapılar ardında temsilcilerin taleplerimizi dinlemeden sözleşmeye oturmasına izin vermememiz lazım. Arkadaşlarımızla sohbet ettiğimizde, kimisi özel sağlık sigortası, kimisi kreş yardımı, kimisi zam oranının yükseltilmesi, kimisi regl izni, kimisi zorunlu mesailerin kaldırılması, kimisi vergiden muafiyet meselesinden bahsediyor. Çünkü bizler de bu ülkede yaşayan diğer kalınlar gibi yarınımızdan endişeliyiz. O yüzden Türk Metal’e buradan da seslenmiş olmak istiyoruz:
Biz işçilerin taleplerine kulak verin, bizimle konuşmadan sözleşme yapmanızı kabul etmiyoruz. Bizim çalışma koşullarımıza bize sormadan karar veremezsiniz. Sözleşme hazırlanırken işçilerin de taleplerinin yer aldığı bir taslak oluşturulmalı, hatta sözleşme görüşmesine dileyen işçi arkadaşımızın katılımı organize etmelisiniz.
Aksi bir sözleşme zaten yine patrona yarayan, işçilere hiçbir getirisi olmayan bir sözleşme olacaktır.
Biz kadınlar ise birbirimize destek olmalıyız, öteki beriki demeden yan yana gelip taleplerimizi konuşmalıyız, taleplerimizin yer alacağı bir sözleşme için birlikte hareket etmeliyiz.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
MESS sözleşme sürecinde kadının adı dahi yok
2 yılda bir gerçekleşen MESS grup sözleşmesi sürecinde kadınların talepleri yine görmezden geliniyor...
Metal işçisi kadınlar MESS’te var olmak istiyor: B...
Binlerce metal işçisi kadını ilgilendiren MESS’te kadın işçilerin süt izninden, kreş hakkına, işyeri...
Gebze’den seslenen metal işçisi kadınlar: Mücadele...
Metal işçisi kadınlar DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonunun çağrısıyla Gebze Kent Meyd...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.