Gün geçmesin ki bir çocuk istismarı veya çocuk kaçırma olayı (sadece haziran ve temmuz ayında 6-7 çocuk kaçırılıp öldürüldü) duymayalım. Kaçırılan çocukların ölüm haberini almak ise korkunç ve kahredici. Bütün bu yaşadıklarımız artık biz ebeveynleri çocuklarımızı bir dakika gözümüzün önünde ayıramaz duruma getirdi. Bir de bunun yanında çocukların yaşadığı travmalar var. Çünkü her yerde bu korkunç olaylar konuşuluyor.
Haziran ayında kaçırılan çocuklardan minik Leyla’nın akrabası tarafından kaçırılıp öldürüldüğünü 9 yaşındaki kızım arkadaşlarından öğrenip eve gelince “Anne biliyor musun kaçırılan çocuk bulunmuş. Hem de akrabası yapmış o kötü şeyleri” diyerek tedirginliğini dile getirdi. Kızım çok korktuğunda benimle paylaşır hemen. Çocuklar da bir şekilde bütün bu olaylardan haberdar oluyorlar, arkadaşlarıyla konuşuyorlar, metroda, otobüste, televizyonda, gazetede ve tabii ki sosyal medyada çocuk kaçırma olaylarının olduğunu, çocuklara çok kötü şeyler yapıldığını öğreniyorlar. Bütün bunları duyan çocukların psikolojileri de tıpkı biz ebeveynlerinki gibi bozuluyor. Çocuklar evin önüne çıkmaya korkuyor, kendi odasında yatmaya korkuyor, yolda yürürken bir saniye anne veya babasının elini bırakmıyor. Sürekli bir tedirginlik, kaçırılma korkusu yaşıyorlar. Çocuklarımızın kendine ve kimseye güvenmeyen bireyler olarak yetişeceği düşüncesi haliyle bizi endişelendiriyor. Buna çözümü yine biz anne babalar bulmak zorundayız. İlişkilerimizi geliştirerek kendimizi ve çocuklarımızı yalnızlaştırmadan bütün bunların üstesinden gelebiliriz diye düşünüyorum.
‘ÇOCUKLAR NİYE SUSSUN ANNE!’
Ne zaman çocuklara yönelik saldırılar olsa yetkililer hep bir ağızdan “hadım ve idamı” gündeme getiriyorlar. Ama biz biliyoruz ki ne idam ne hadım bütün bunlara çözüm olmayacak. Özellikle kadınlar bu konuda çok tedirgin. Okula giden çocukları varsa gidip okulun önünde bekliyor. Yaz ayı geldi, okullar tatil. Eğer evde çocuklara göz kulak olacak kimse yoksa çocukları tek başına evde bırakmıyorlar. Hoş çocuklar da bunca duydukları olaylar varken evde kalmak istemiyor haklı olarak. Her gün koşulları uygunsa ya işe götürüyor ya babayla dönüşümlü izin kullanarak çözmeye çalışıyorlar. Hani eylemlerde atılan “Çocuk susar sen susma” sloganı var ya kızım onu “Bu doğru bir slogan değil anne, neden çocuklar sussun” diyerek eleştirdi ve asıl çocukların susmaması gerektiğini söyledi. Onun için bu sloganın bir çocuk tarafından kabul görmediğini de sizinle paylaşmak istedim.İlgili haberler
'Çocuk istismarını aklatmayacağız'
Emek Partisi Kanuni Sultan Süleyman Hastanesine 5 ayda, 115 hamile çocuğun başvurmasına ve bunun gör...
Kayısı fabrikasında çocuk işçilerin ‘çocuk istisma...
Malatya’da bir kayısı fabrikasının paketleme bölümünde 16-20 yaş arası işçilerin makine gürültüsü ar...
GÜNÜN ÜÇ MAYMUNU: İtibar için çocuk istismarını gö...
‘Yardım sektöründe cinsel istismar ve suistimal’ raporuna göre yardım kuruluşları çalışanlarının sor...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.