Çocuk yaşta zorla evlendirilen bir kadın Sunar Çetinkaya. 2016 yılından beri ısıtıp ısıtıp önümüze getirilen ve yeniden tartışmaya açılan çocuk istismarına evlilikle af düzenlemesini ‘mağduriyet’ ve ‘gelenek’ adı altında savunanlara yaşadıklarıyla cevap veriyor.
Sunar şu an 58 yaşında. 17 yaşında evlendirilmiş. 2 çocuk annesi. Lisedeyken evlendirildiği için okulu yarım bırakmak zorunda kalmış. “Babam istedi evlendim, ona karşı çıkamadım” diyor. Sunar, çocuk yaşta evlendirilmesinin “ekonomik nedenlerle “olmadığını, babasının o dönemde çocuklarını okutmak isteyen biri olduğu, evliliğinin çevre baskısıyla gerçekleştiğini düşünüyor. Kocasıyla arasında 10 yaş fark var Sunar’ın; “Görücü usulü oldu evliliğim. Eşimi ilk gördüğümde ‘eyvah’ dedim bu ’adam’, adam yani… Ben ne yapacağım? Başıma ne geldi? Zarar gördüğümde nasıl baş edeceğim, nereye şikayet edeceğim diye düşündüm” diyor ve devam ediyor:
“Benim adıma kararlar alındı, tabii bu gelinlikten, düğün hazırlığından tutun da nerede yaşayacağımıza varana kadar. Çocuksun, tam bir teslimiyet hali… Evlendiğimiz zaman hiçbir şeyin farkında değildim. Belki eşim de benim yerime bir çocukla değil de bir kadınla birlikte olmayı isterdi. 2 yıl kayınvalidemle oturdum çünkü kayınvalidem beni çok küçük buldu ve bu işi götüremeyeceğimi düşünüyordu, benim belirli bir olgunluğa gelene kadar yanında kalmamı istedi. Zorlukları da oldu bunun...”
‘DOĞUM YAPMAKTAN, EMZİRMEKTEN BİLE UTANDIĞIM BİR DÖNEMDİ’
“Ama kadın kadının yurdudur” derler ya, kayınvalidesi her şeye rağmen koruyup kollamış çocuk Sunar’ı, “Aile meclisi toplandığında ortaya konanlardan alıp yiyemezdik, o hep gizliden gizliye verirdi bana” diye anlatıyor. Sunar, 17 yaşında sadece gelin olmamış, anne de olmuş, “Evlendikten 9 ay sonra çocuğum oldu ama ilk çocuğumu kaybettim. O konuyu çok fazla açmak istemiyorum çünkü çok üzülüyorum. Babamı kaybetmiştim, 7’si yapılırken doğdu ve doğduktan 4 ay sonra kaybettim. Hep kendimi suçladım. Doğum yapmaktan, emzirmekten bile utandığım bir dönemdi. Daha olgun bir yaşta olsaydım daha iyi bakabilirdim” diye sorguluyor yaşananları Sunar, kırgın, üzgün, öfkeli, yaşadıklarının acısı hala taze…
“İlk çocuğumu kaybettikten sonra ‘taşınalım’ dedim eşime.. Kendi evimize taşındık. İki çocuğum oldu. Bütün zamanımı vererek, onlarla oynayarak ve çok severek büyüttüm. Tabii kızlarım 17 yaşına geldiği zaman 17 yaşıma geri döndüm ben de. Kızlarımın önüne kahvaltılarını, çaylarını götürürken, gömleklerini ütülerken, etraflarında dört dönerken düşünüyordum, onların yaşlarında ben gelindim. Kayınpederimin çayını kahvesini götürüyordum. Sadece bunları söylemek bile o yaşta evlenenlerin ne yaşadığını anlatmaya yeter bence.”
KAYBOLMUŞ BİR GENÇLİK…
Sunar, bugün daha iyi yapıyor hayatının muhasebesini ve tüm bunları bir daha çocuk yaşta zorla evlilikler yaşanmasın diye anlattığını söylüyor: “Zor ve kötü bir evlilik yaşamasam da geriye dönüp baktığımda bir çocukluğum var, bir de evliliğim var, ortada da kocaman kaybolmuş bir gençlik. Bir ilk aşkım yok, bir sevgilim yok, bir çılgınlığım yok. Zaten evlenip kapıdan çıktığım anda şunu düşündüm ‘Bir daha asla şımaramayacaksın’. Hakikatten de bu aşamadan sonra bir olgunluk oldu. Evlenmeden önce arkadaşlarımla konsere sinemaya giderdim, bunların hepsi bitti, evlendikten sonra hayatım bambaşka oldu. Gelinlikli fotoğraflarıma bakıyorum hep olgun duruşlu ve durgun bakışlı bir kız.”
Evlilik hayatı boyunca yaşadığı zorluklara göğüs germiş. Bunu isteyerek yaptığını ama başka da çaresi olmadığını düşünüyor Sunar, “Kaybetmeyi en başta öğrendim. Babayı kaybetmişim çatı kalkıyor, çocuğunu kaybediyorsun ev yıkılıyor, artık kaybedecek bir şey kalmıyor. Onun için de elinde kalanlara çok sıkı sarılıyorsun. Ama geriye dönüp baktığımda seçme hakkımı kimseye vermek istemezdim. Yaşanmamış 10 yıllık bir gençlik var. Ve ömür boyu yüklendiğin bir sorumluluk var. Hala da var, bugün kızlarım okudular, okullarını bitirdiler, evlendiler… Bu sefer de torunların sorumluluğu var. Kocamın sorumluluğu var. Beden ve ruh olarak kadınların buna çok hazır olması lazım. Bana sorsalar 25 yaşın altında evlilik olmamalı. Geriye dönecek olsam kararlarımı kendim alırdım. O zaman babama karşı çıkamadım ama misal 17 değil de 27 yaşımda olsaydım başka olurdu muhtemelen.”
‘ARTIK ADALET BİZİZ, BUNA İZİN VEREMEYİZ!’
Çocuk istismarını aklamak için ‘akran evliliği’ gibi gösterenlere de cevabı var Sunar’ın; “Çocuk yaşta evliliklere ‘kendi istekleri’ diyorlar. Aşık olabilir, sevebilir ama evlilik olmaz. Daha kendilerini gerçekleştirememişler. İstemek başka bir şey, o yaştaki çocuklar sağlıklı karar veremez gelecekleri adına…. 15 yaşında 17 yaşında bu olacak şey değil, daha beden gelişimini tamamlamamış, psikolojik gelişimini tamamlamamış, hayatı tanımıyor bu çocuklar. Yaşamış biri olarak söylüyorum. 15 yaş farkı da normalleştiriyorlar. Olacak şey değil.”
Sunar Çetinkaya son olarak, çocuk ve kadın haklarına sistematik bir saldırı içerisinde olan iktidara ve buna karşı çıkan kadınlara sesleniyor; “Ninem, anneannem ve annem bizim modern kadın olmamız için mücadele ettiler. Geriye dönüş olmaz. Biz günebakan çiçeği miyiz ki lidere göre şekil alalım! Liderler isteyebilir, ama biz kadınların ne istediği önemli. Kadınlar buna engel olabilir. Adalet biziz, sizsiniz kadınlar… Biz izin vermezsek olmaz.”
İlgili haberler
Genç kadınlar: Çocuk istismarı suçtur, affedilemez...
Sultangazi ve Eyüp Ekmek ve Gül Grubu üyesi kadınlar çektikleri video ile çocuk istismarına evlilikl...
‘Çocuk istismarına af tamamen gündemden kalkmalı’
TCK 103 Çocuk Cinsel İstismarına Karşı Kadın Platformu, çocuk istismarı faillerine evlilikle af yasa...
Kadınlar çocuk istismarına tepkili: cezalar caydır...
Şişli’de yaşayan kadınlar kadına yönelik şiddette yasaların uygulanmamasına tepki gösterirken, çocuk...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.