Geçtiğimiz haftalarda Küçükçekmece’nin Mehmet Akif Mahallesi’nde Türkiyeliler ve Suriyeliler arasında yaşanan kavga mahallenin belli sokaklarında Suriyelilere dönük ırkçı saldırılara döndü ve bir hafta sürdü. Olayın yaşandığı mahallede Suriyeli kadınlardan birinin evinde kadınlarla sohbet etmek üzere yan yana geldik biz de.
İlk olarak Ezgi yaşananları ve duyduklarını anlatmaya başladı. “Ambulanslara yaralıları bile vermiyorlardı. Söylenilenlere göre üç tane ölü varmış. Türkiyeli komşularımız ‘Biz üç tane Suriyeli öldürdük’ diyorlardı. O ölen Suriyeliler kim bilmiyoruz, kimze bilmiyor. Söylenene göre Suriyeli gençler Türkiyelilerden sigara istemiş. Türkiyeli gençler hakaret ederek ‘Vermiyoruz’ demişler. Suriyeli gençler de kendilerini savunmaya çalışmış. Olaydan iki gün sonra Suriyeliler mahalleye gelmiş. Bütün mahalle karışmış. Samsunlu kadınlar hep sokaktaydı. Hepsinin elinde sopalar. Tencere tavalar ellerinde... Bizim binadakilerin çoğu da Samsunlu. Bizim çocuklarımız kapıya çıkmayacakmış. Çıkarlarsa ‘Piç Suriyeliler, dağdan geldiniz, bağdakini mi kovacaksınız’ diye hakaret ediyorlar. Cuma günüydü ben pazara gitmiştim. Üst komşu eve gelmiş, çocuğumu dövmüş. Sözde benim oğlu onun kızını dövmüş. Hâlbuki öyle bir şey yok. Ben pazardan döndüm balkondan bağırıyor. ‘Kızıma bir şey olsaydı sizi bu sokakta yaşatmazdım’. Ben de ‘Zaten ev arıyorum bu sokakta yaşamak isteyen kim’ dedim. Gecenin bir yarısı ev aramaya gittim, sırf buradan kurtulayım diye. Türkiye hükümeti bizden kazanıyor. Küçücük çocuklar işçi olarak çalışıyor. Kazanmasalar bizi burada bir saniye tutmazlar.
SURİYELİLERE Mİ YOKSA TÜRKİYELİLERE Mİ, KİME ARKA ÇIKACAKTIM?
Meryem de korkmuş yaşananlardan, Korktukları için dışarı bile çıkamamış. Diğer gün komşularıyla tartışma yaşamış. Anlatıyor Meryem de: “ ‘Niye sokağa çıkmadınız, arkamızda durmadınız?’ diyor komşum bana. ‘Sen çocuklarını içeri aldın kapıyı örttün. Niye bizimle gelmedin’ diyor. Çıkıp ne yapacaktım. Kime arka çıkacaktım. Aynı memleketin insanı olduğum Suriyelilere mi? Yoksa şu an yaşadığım bu toprağın insanlarına mı? Ben de Suriyeliyim kendi insanımı mı çıkıp öldüreyim. Ev sahibimi kışkırtmaya çalıştılar bize karşı, ama o sahip çıktı bize. Türkiyeli bir komuşum bize gidip gelirdi. Onunla da konuşmuşlar, ‘Gitme onlara’ diye. O da kiracı, evden çıkarırlar diye korktu gelmiyor artık. Ben bayramdan bu yana burada yaşadığım sıkıntıyı Suriye’de hiç yaşamadım. Kendimize korkmuyoruz. Çocuklara korkuyoruz. Her gün çocuklarım eve gelmeye yakın onları karşılamaya gidiyorum. Farklı sokaklardan getiriyorum onları eve. Türkiye devleti bize maaş veriyor, bizim elektriğimizi suyumuzu veriyor, bizim kiramızı veriyor sanıyorlar. Kızılay birkaç kişiye yardım veriyor diye bütün Suriyeliler yardım alıyor sanıyorlar.EŞİM DE ÇOCUKLAR DA FARKLI YOLLARDAN EVE GELİYOR
Meral de o süreçte hiç sokağa çıkmadıklarını anlatıyor. “Bütün Suriyelileri dövüyorlardı” diyor. Polisler varmış, ama bir şey yapmamışlar. “Bir tane on üç yaşındaki çocuk kaçıyordu arkasında bir yığın insan kovalıyordu onu. Çocuğun ayağından ayakkabıları çıktı. Hem ağlıyor hem bağırıyordu çocuk kaçarken. Geçenlerde benim çocuklarımı babalarının gözü önünde dövdüler. Babaları bir şey yapamadı. Çocuklarımızı dövüyorlar gözümüzün önünde bir şey yapamıyoruz. Bir tane Şıh gibi giyinen adamdan yardım istemiş kocam. Adam yürümüş gitmiş. Zar zor almış çocukları adamların elinden. Eşim de çocuklarım da işten eve gelirken farklı farklı yollardan geliyorlar.İlgili haberler
Suriyeli Meryem: O sözlerin gerçeğini bir de bizde...
Keyfimden mi buradayım ben? Suriye’de yaşam çok zorlaşmış. Nasıl gideyim? Hiçbirimiz memnun değiliz...
Suriyeli kadınlar: Komşularımız, kız kardeşlerimiz...
“Türkiyeli kadınlar, Suriyeli kadınların ‘kişisel bakımlarına verdikleri önemi, ev bakımına vermedik...
Suriyeli kız kardeşlerimizle dayanışmak zorundayız
14 yaşındaki mülteci bir çocuk işçi Afef yemek molalarında Türkiyeli işçilerle ayrı ayrı yemek yedi...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.