Binbir emekle var etmeye çalıştığımız derneğimiz geçtiğimiz günlerde birinci yaşını doldurdu. Bir yılda nasıl gelişir büyürse bir çocuk, derneğimiz de onun gibi sevgi ve ilgi ile yaşını devrediyor. Bir anne nasıl titizlenirse çocuğuna, biz de onun gibi titizlenerek büyütüyoruz bu ortak yaşam alanımızı. Yaşamımıza renk katan kurslarımızla, hayatı anlamaya anlamlandırmaya çalışan seminerlerimiz, toplantılarımızla, üretimi toplumsallaştıran kermeslerimizle, bazen şarkılarımız- türkülerimizle, bazen de tiyatro oyunlarımız film gösterimlerimizle buluşuyor, bir araya geliyoruz.
Bizler 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde kadın dayanışması için sokaklardaydık, olağanüstü hal koşullarında ‘HER HALDE’ kadına yönelik sömürü ve yok saymaya karşı çıkacağımızı haykırdık. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün baharı müjdeleyen coşkusu ile alanlara çıktık. 16 Nisan’da referanduma yürürken başkanlığa, tacize, tecavüze, şiddete ve her türken erkek egemenliğine ‘Hayır’ diyerek birleştirdik ellerimizi.
Egemenler sokakları dar etmek istese de İstanbul’da, İzmir’de Adana’da olduğu gibi umudu ve mücadeleyi her yerde yükselten kadınlarla aynı şeyleri talep ettik, aynı şarkıları söyledik. Biliyoruz çünkü; ne kadar çok bir araya gelirsek, ne kadar birlik olursak o kadar gür çıkacak sesimiz.
BU ACILARLA KADIN DAYANIŞMASIYLA BAŞ EDERİZ
Binlerce yıldır süren kadın cinsinin sömürüsüne, yok sayılmasına sessiz kalamayız, aynı köhnemiş zihniyeti devralamayız. İşte bu yüzdendir bir araya gelmemizin amacı, bu yüzdendir dayanışmadaki ısrarımız, bu yüzdendir kız kardeşliğin güzelliğine vurgumuz.Bizler Tuzluçayırlı Kadınlar olarak belki birebir yaşamıyoruz ancak coğrafyamızda büyütülen acılarla karşı karşıyayız. İçinden geçtiğimiz günlerde de en çok kadınların zarar gördüğünün farkındayız. OHAL koşullarında Cizre’de kapısının önünde vurulan 10 yaşındaki Cemile’nin cenazesinin ablukanın kalkmaması nedeniyle annesinin bir hafta boyunca evlerinin buzdolabında saklamak zorunda bırakıldığı, 72 yaşındaki Taybet Ana’nın sokak ortasında vurularak ölü bedeninin günlerce sokak ortasında bekletildiği zamanlardan geçiyoruz. Bu acıları içimizde hissediyoruz.
Yaşanan darbe girişiminin ardından devreye sokulan OHAL’de de yine en çok kadınların zarar gördüğünü biliyoruz. Çocuklarımızı yetiştirecek olan demokrat öğretmenler, akademisyenler KHK’lerle ya açığa alınıyor ya işinden atılıyor.
Tüm bu devlet şiddetinin yanında erkek şiddeti de aymazca sürdürülüyor. Manisa’da Ebru isimli kız kardeşimiz tanımadığı bir erkek tarafından şiddete uğruyor, İstanbul’da Ayşegül hemşire şort giydiği gerekçesiyle yine erkek şiddetine maruz kalıyor. Geçtiğimiz nisan ayında erkekler tarafından katledilen kadın sayısı 30. Yani her gün 1 kadın hastalıktan ya da kazadan değil bizzat en yakınları tarafından öldürülüyor.
GELECEĞİMİZİ BİRLİKTE KURMAK İÇİN
Ekonomik şiddetin de tüm bunlardan geri kalır yanı yok. Mutfaklarımızda adı konmamış bir yangın sürüyor. Pahalılık yoksulluk yine en çok biz kadınları etkiliyor. Kadın işsizlik oranı yıllara göre azalması gerekirken gün geçtikçe artıyor.Tüm bu karanlık tablonun dışında kalmayı başarmış olsak da bir arada durmadıkça karanlığın bizi de içine alacağını biliyoruz. Bunun için daha fazla öğrenmeye, daha fazla biriktirmeye, daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız var. Kız kardeşlerimizle ellerimizi sıkı sıkıya tutalım ve geleceğimizi birlikte kurtaralım istiyoruz.
İlgili haberler
Tuzluçayır Dayanışma Derneğinden kadınlar Ekmek ve...
Tuzluçayır'dan kadınlar canlı yayında referandumu ve gündemi konuşuyor. Kadınlar yayınının ilk günün...
Kadınlar şenlikte buluştu: Yan yana, birlikte ve d...
Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği 1. yıl şenliği düzenledi. Şenlikte kadınlar dayanışma çağrısı...
Evet, sosyal ve kültürel iktidarınız sıkıntılı
Erdoğan’a tek adam olma gücü siyaseten sağlanmışken “hâlâ sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda s...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.