Ramazan dedik, bayram dedik, seçim dedik, tatili erteledik. Ama işte yaz geldi çattı. Bu yaz çok sıcak geçecek gibi görünüyor, zira şimdiden 30 dereceleri gördük. Ee deniz, güneş, kum ya da toprak, çiçek, böcek zamanı geldi. Geldi gelmesine de kadınların derdi yazın da devam etti. Kimi yazın sıcaklarından çocuğu nasıl koruyacağız diye, kimi okullar kapandığı için çocuğu nereye bırakacağını düşündüğü için, kimi de çocuğu aile büyüklerinin yanına gönderip aklı orada kaldığından dertli. Ben mi? Ruhu emekli, kendisi bir yaz kadını olan ben tabii ki denizdeyim.

KAVİMLER GÖÇÜ BAŞLIYOR

Çalışmayan (her mahallede kreş olmadığı için ya da varolan kreşler korkunç fiyatlar çıkardığı için çalışamayan) anneler için yaz demek, tatil demek. Bavullar hazırlanıyor, önce çocuğun ilaçları, kıyafetleri, kitapları, oyuncakları konuyor. Bavulun 3’te 2’si bunlarla kaplandıktan sonra geri kalanına annenin eşyaları sığışıyor. Hele ki evde evcil bir hayvan varsa, babaya emanet etmenin çok da güvenli olmadığını bilen anne, onu da kafesine koyuyor ve kavimler göçünü başlatıyor. Bir elde valiz, valizin üstünde evcil hayvan, sırtta çanta, yan çantanın içinde oyuncaklar ve diğer elden tutulan küçük çocuk... Göç, yolculuktaki vesaite göre şekilleniyor. Yani otobüs kullanıyorsanız başka, vapur kullanıyorsanız başka oluyor. Ve göç yolculuğunun sonunda kimi anne/babanın yanına köye, kimi yazlığa, kimi de arkadaşlarla tatile gidiyor. Erkekler mi? Onlar yaz bekarı (Kiminin isteyip de bulamadığı...)

SUYLA ŞAKA OLMAZ

Ben, 21 aylık oğlan, 8 yaşındaki kedi ve oyuncaklar; anne-babanın deniz kenarındaki evlerine gitmeyi tercih edenlerdeniz. 30 yıldır değişmeyen anne sözü olan “Suyla şaka olmaz”ın da ne kadar önemli olduğunu anlayan kısımdayız yani. Söz konusu denizse dikkat edilmesi gereken onca nokta var. Sıralayalım:
1- Uzmanlar saatler konusunda kesinlikle haklı. 11-15 arası kesinlikle dışarı çıkmamak gerekiyor. “Başına güneş geçmek” denilen şey tam bir gerçek. Dikkat edilmeli.
2- Saat 11’e kadar park ya da bahçede takılabilirsiniz. Ama o zaman bile güneş koruyucu sürmek ve şapka şart.
3- 15-19 arası denize gitmek akıllıca. Ama yüzme bilmeyen bir çocuğunuz varsa, mutlaka deniz oyuncaklarını yanınıza alın. Gerçekten çok eğleniyorlar. Ancak gözünüzü bir an olsun ayırmamak gerekiyor. Bu bebeler her an her şeyi yapabiliyorlar.
4- Denizden kumla geliyorsanız evi yeniden temizlememek için gelir gelmez çantanızla beraber banyoya girin ve çocuğu banyoya sokun. Çantanızdaki kıyafetleri burada çıkarın. Böylece evde oluşabilecek kum tepelerinden kurtulabilirsiniz.
Son olarak deniz ne kadar eğlenceli olsa da, çocuklar için bir o kadar da tehlikeli. En kısa zamanda çocuklara yüzmeyi öğretmek ve elbette “suyla şaka olmaz” sözünü kulağına küpe yapmak gerekiyor. 

YAZ=SORUN
Yazın gelmesiyle birlikte çalışan anneler için hayat daha da zorlaştı. Okul tatil oldu, çocuklar evde. (Kahrolsun toplumsal cinsiyet rolleri) Eee ne yapacağız? Yaz okulları elbet kurtarıcı ama çocuk bu deniz istemez mi hiç? “Haftasonları çocuğu denize mi götürsek, hangi plaj güzel, havuzlar da hijyenik değil” son günlerde en çok duyduğum cümleler. Bu noktada çocuğu aile büyüklerinin yanına göndermek büyük kurtarıcı oluyor. Elbet zor. “Büyükler bakarken zorlanacak mı, bakabilecek mi, çocuk iyi olacak mı, güvende mi, sorun var mı?” Tüm bu sorunlarla beraber pek çok aile bunu tercih etmek zorunda kalıyor. Ama çocuk çok güzel zaman geçiyor. Kimi dedeyle/anneanne/babaanneyle denizde, kimi bahçede, kimi balkonda... Çocukların en sevdikleri zaman yaz. Orası kesin.