Raflar arasında gezinirken göz göze geliyoruz ha bire. Hangi güneş kremi diye bir elimiz ürüne giderken diğeri durduruyor. Sağlığımızı korumak için elzem şeylerin bile lüks olması ne gülünç. Raflar arasında birçok kadın kafa sallıyor “çüş artık” dercesine.
Ilık esen, “yaz geliyor galiba” dedirten havaları evet geride bıraktık sevgili Ekmek ve Gül okurları. Hava koşullarının pişirme derecesine nail olması hepimizin aklına aynı şeyi sokuyor. Öyle bakmayın. Biliyoruz, derdimiz yaralara tuz basmak değil. Hepimiz aynı dertten mustaribiz. Boş bavullara bakıp bakıp, “En azından ayağımızı suya soksaydık” diyoruz içimizden. Hele bir sene boyunca oturmak bilmeden çalıştık, didindik. Dışarda iş, evde iş. Ne kadar da zor bir sene geçirdik değil mi? Bir tatili hak etmedik mi? Tabii ki çoktan ettik.
Ama biliyorsunuz ki tatil rotalarımız artık köyümüze bile uzanamıyor. Dergimizin bu sayısı çıkmadan kısa bir süre önce belirlenen yeni asgari ücreti bol bol konuştuk, tartıştık. Gelen zammın kaç gün dayanacağı konusunda iddiaya bile girdik. Şöyle söyleyelim, birçoğumuz zammın bir hafta bile dayanamayacağını söyledi. Doğru da çıktı. Seçimin ardından Şimşek’in açıklamaları pek bir afiliydi hatırlarsanız. Evet evet Hazine ve Maliye Bakanı olan Şimşek. Hepimiz ne de söylemlerinin içi boş olduğunu biliyorduk değil mi?
Nefes aldırmadan peş peşe gelen zamlar en çok da işçi ve emekçi kadınların belini büküyor. Bırakın tatil yapmayı çay bahçesinde çay içmek bile na mümkün.
Dergimizin bu sayısında geçim derdi bir yana yazın göz kırparcasına gelip geçeceğini bildiğimiz için “yine okul zamanı gelip çatacak, çocukların okul masrafları ne olacak?” diye kadınların kaygısı belirgin. Geçen sene başlattığımız Okullarda 1 Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek Her Çocuğun Hakkı kampanyasını hatırlıyorsunuz değil mi? Hep birlikte el ele, kol kola okul önlerinde mücadele vermiştik, okul öncesinde bir öğün ücretsiz yemek hakkını kazanmıştık. Şimdi bütün çocuklar için el ele vermek zamanı. Devletin bunu yapma imkânı olduğunu herkesten iyi biliyoruz. Ne var ki iktidar yıllardır nitelikli eğitime bütçe yaratmak yerine, eğitim de fırsat eşitliği yaratmak yerine eşitsizliği kazıya kazıya derinleştirdi.
Bu sene de ÇEDES adı altında çocuklarımızın başına örülmesi planlanan çorapların farkındayız. Eğitimin adeta Diyanet’e tesliminin önünü açan bu projenin çocuklar için yaratacağı tahribatı biliyoruz. Ama ne demiştik? Haklarımız ve hayatlarımız için mücadeleden vazgeçmiyoruz, çocuklarımızı karanlığa teslim etmiyoruz.
Gazımızı almışken, yeni Meclisin Cumhuriyetin en gerici Meclislerinden biri. Öte yandan dünya genelinde yükselen aşırı sağın argümanları da Türkiye’dekiyle aynı. Kadınları kısıtlayan, LGBTİ’ler ve mültecilere karşı nefreti körükleten bu devletler, bizler arasında kutuplaştırma yaratarak hayatına devam ediyor bunu da biliyoruz. Bu dergimizde de tam da bu kutuplaştırma politikalarına karşı birliğimizi ortaya koyduk.
Bahçemizdeki ağaç mevsimler geçse de yapraklarını dökse de yine elbet yeşermiyor mu? Yeşeriyor.
İşte tam da bu yüzden yem yeşil yapraklar mevsimi gelmişken silkelenmemiz, ayağa kalkmamız ve birbirimize sımsıkı sarılmamız lazım. Dallarımızı baltalamaya çalışanlar kökümüzün birbirine örüldüğünü unutabilir. Şimdi hatırlatma zamanı kız kardeşim…
Görsel: CanvaPro Kolaj
İlgili haberler
Reçete ‘rasyonaliteye dönüş’ değil birlikte mücade...
Yeni asgari ücretin belirlenmesi, geçim derdi bir yana seçimden bu yana yıpranmışlığımızı, aramızda...
Asgari ücret için azami çalışma
Bugün kalem tutmam gerekirken, elimde makas fabrikada perde kesiyorum.
İsmini bile sormadan ‘Geç tezgaha’ diyorlar
‘Eğer 30 yaşın üstündeyse buralara mahkum oluyorlar. Bazıları hariç çoğu atölyede sigorta bile yapıl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.