
Yaklaşık 1 haftadır İran işçi önderlerinden Şerife Muhammedi’nin idam hükmü İran yargısı tarafından onaylanmış durumda. Uluslararası Af Örgütü, bu hükmün infaz edilmesinin İran’ın insan hakları alanındaki uluslararası yükümlülüklerinin açık bir ihlali olacağı konusunda uyarıda bulundu. İran’da birçok kesim karara tepki gösterdi. Yedi Tape Şeker Kamışı İşçileri Sendikası ve Emekliler İttifakı grubu gibi farklı işçi ve emekçi örgütler idama karşı bildiriyi imzalayarak, Muhammedi hakkında verilen hükmün amacının “korku ve dehşet ortamı yaratmak” olduğunu vurguladı.Şerife Muhammedi’nin İran rejimi tarafından tutuklanma sürecini hatırlayalım.
Şerife Muhammedi, 45 yaşında, işçi ve kadın hakları savunucusu, şu anda Reşt’teki Lakan Hapishanesi’nde tutuklu bulunuyor ve ciddi şekilde idam cezasının uygulanma tehlikesiyle karşı karşıya. O, 5 Aralık 2023’te İran İstihbarat Bakanlığı memurları tarafından keyfi şekilde gözaltına alındı ve Reşt’teki bir gözaltı merkezine nakledildi. 27 Aralık 2023’te, ailesine haber verilmeden, Reşt’ten yaklaşık 500 kilometre uzaklıktaki Senendeç şehrinde İstihbarat Bakanlığı’na bağlı bir gözaltı merkezine transfer edildi. Burada, itiraf zorla almak amacıyla görevliler tarafından işkenceye ve kötü muameleye maruz bırakıldı; bunlar arasında gözleri bağlıyken yüzüne ve kafasına tekrarlayan darbeler de vardı ki bu durum belirgin yaralanmalara yol açtı.
2024 yılı Şubat ayında, Senendeç Cezaevi’ne nakledildikten sonra gördüğü işkencelerle ilgili bir şikâyette bulundu, ancak hiçbir soruşturma yapılmadı. Dört hafta sonra, savcılık makamlarının uzun süreli tek kişilik hücre hapsi ve dış dünyayla her türlü iletişimden tamamen mahrum bırakma tehdidi altında şikâyetini geri çekmeye zorlandı. Mart 2024’te tekrar Lakan Cezaevi’ne geri gönderildi.
4 Temmuz 2024’te, Reşt Devrim Mahkemesi’nin birinci şubesi, kısa ve kapalı bir duruşmanın ardından –ki Şerife bu duruşmaya yalnızca video konferans yoluyla katılmış ve hatta konuşmasına izin verilmemişti– onu “bağî” (hükümete karşı silahlı ayaklanma) suçlamasıyla idama mahkûm etti. Mahkeme kararında, tamamen barışçıl insan hakları faaliyetleri “delil” olarak gösterildi; bunlar arasında kadın mahkûmları desteklemesi, idam cezasına karşı çıkması ve “İşçi Örgütlenmelerinin Oluşturulmasına Yardım Komitesi” ile bağlantısı yer alıyor.
İstinaf sürecinin ilk aşamasında, Yargıtay’ın 39. Dairesi kararı bozarak onu hukuki ve şer’î temelden yoksun buldu. Ancak 13 Şubat 2025’te, Reşt Devrim Mahkemesi’nin ikinci şubesi, eksiklikleri gidermeden ve hiçbir geçerli belge sunmadan yeniden idam kararı verdi. Açıklanamaz bir şekilde, daha önce kararı bozan aynı Yargıtay’ın 39. Dairesi bu kez hiçbir koşul ve delilde değişiklik olmamasına rağmen idam hükmünü onayladı. Şerife Muhammedi, 20 aylık hukuksuz gözaltının ardından zor koşullar altında idam cezasının infazıyla her gün burun buruna yaşıyor.
İşçi komitelerine baskı ve tehdit
Peki İren İstihbarat Bakanlığı’nın Koordinasyon Komitesi İşçi Örgütlenmelerinin Oluşturulmasına Yardım Komitesi’nin faaliyetleri konusundaki hassasiyetinin nedeni neydi?
İstihbarat Bakanlığı’nın “Koordinasyon Komitesi”ne yönelik hassasiyetinin nedeni, bu yapının devlet kontrolünden bağımsız sendikal örgütlenme girişiminde bulunmasıydı.
Geçmiş on yıllarda İran’da işçi çalışması sürdürenler, Çalışma Bakanlığı ve “Khane Kargar”ın (İşçi Evi) denetiminden kurtulmak amacıyla bağımsız sendikalar kurmaya çalışmışlardı. Onlara göre bu, uluslararası medeni hukukta güvence altına alınmış en temel haklardan biriydi.
2004 yılında, “Özgür İşçi Örgütleri Kurma Takip Komitesi” tüzük hazırlayıp Çalışma Bakanlığı’yla yazışarak yasal çerçevede bağımsız işçi örgütleri kurmanın yolunu açmaya çalıştı.
İran’da işçi haklarını savunma faaliyetleri fiilen yalnızca İslami şuralar veya mesleki dernekler üzerinden yürütülebiliyor. Ancak bu iki yapı da doğrudan devletin ve İşçi Evi’nin kontrolü altında.
2005 yılının Nisan ayında, Muhammed Hatemi hükümetinin son yılında, “İşçi Örgütleri Kurulmasına Yardım İçin Koordinasyon Komitesi” devletin denetimi dışında, bağımsız bir sivil yapı olarak ortaya çıktı ve sendikal faaliyetleri hükümetin kontrolüne tabi kılmadı.
Komite bu koşullarda faaliyetine başladı ve kısa sürede onlarca kişi ona katıldı. Komitenin eski sözcüsü Behruz Khabaz’ın aktardığına göre, o dönemde komiteyle işbirliği yapan onlarca kişi gözaltına alındı veya ifadeye çağrıldı.
İran’da her yıl ortalama 15 kadın idam ediliyor
Ancak bu komitelerin Şerife gibi önderler tarafından adım adım örgütlenmesi özellikle 2017’de bu yana İran’da işçi ve emekçilerin eylemlerinde önemli rol oynadı.
İran Ulusal Direniş Konseyi Kadın Komisyonu’nun bildirdiğine göre, İran’da her yıl ortalama 15 kadın idam ediliyor. İran rejimi, yalnızca 29 Temmuz–20 Ağustos tarihleri arasında 5 kadını idam etti. Adelabad Hapishanesi’nde Mahsa Ekberi’nin idamının ardından, 2025 takvim yılı içinde idam edilen kadın sayısı 29’a ulaşmış oldu.
Fotoğraf: Shargh
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.