GÜNÜN KÜLTÜRÜ: Dengbejlik
Birçok millet tarihe yazarak başlamış, Kürtler ise söyleyerek... Ne zaman bir yıkım, bir sevdalanış, bir diriliş olsa ses kendini orada belli eder.

Dengbêj, Kürtçede deng (ses) ile bêj (söz) kelimelerinden oluşmuştur. Bu kelime sözün bir ahenkle icra edilmesini sağlayan kişi anlamındadır. Dengbêjlik ise Kürt toplumunda yazılı olmayan, sözlü yolla dile getirilen tarihin bir nevi çığlığıdır. Yokluğun, çaresizliğin, aşkın, sevginin, sürgünün, çatışmanın, toprağın kokusunu dört bir yana salan bir Kürt’ün destansı yaşamıdır. Birçok millet tarihe yazarak başlamış, Kürtler ise söyleyerek... Sesin ve rengin gücünü yaşam olgusuyla, farkındalıkla, gerçeklikle birleştirerek en güzel yazıcılığını bu şekilde yaptı.

Kürt’ün bu hep süregelen kültürü hiçbir zaman son bulmamış. Ne zaman bir yıkım, bir sevdalanış, bir diriliş olsa ses kendini orada belli eder. Ona yaklaşmamızla tarihin bize verdiklerini hatta bizden aldıklarını bir bir hissederiz.

İNSAN SAHİPLENDİĞİ KADARIYLA YAŞAR
Dengbêjlerin biz insanlara aktardıkları her sözün içinde Kürt medeniyetinin bir nevi doğuşu yatmaktadır. Yazılı kaynaklara aktarılamayan bu sözler dillerde destanlaşabildi. Kürtçenin yasaklanışı, yok edilmek istenişi bu sözlü kültürün en büyük nedenidir ve dengbêjlerin aktarmak istedikleri tarihimizin bir ışığıdır. Karanlıkta dahi göremediklerimizin birdenbire ortaya çıkmasıdır. Onların bu çabasını sahiplenmemek, değer vermemek onlara ve kendimize yapacağımız en büyük ihanettir. Kültürü yaratanlarla yaşamak ve böyle büyük bir kültürü yaşattırmak biz insanların en büyük görevi ve en büyük sahiplenişi olmalıdır. “İnsan ne ile yaşar?” diyen Tolstoy’a Kürt’ün bir cevabı da şu olmalıdır: “İnsan sahiplendiği kadarıyla yaşar”



KADIN DENGBÊJLER
Bu anlattıklarımın yanı sıra kadınların her daim ayrı bir yeri olduğundan kadın dengbêjlerimizin de var olduğunu belirtmek istiyorum. Çünkü saydığım ve anlattığım çoğu isim erkek dengbêjlerimizdir. Kadınlar erkekler kadar özgür değillerdi. Çoğu kadınların hayatları feodal zihniyet üzerinden şekilleniyordu. Baskıcı bir sistemin getirisi olan bu zihniyet kadının sanata, müziğe olan yetkinliğine karşı savaş açmış durumdaydı. Bu feodal zihniyete karşı duruş sergileyen sanata gönül veren birçok kadın dengbêj var olmuştur. Bunlardan biri de güzelliğiyle, sesiyle tüm insanları büyüleyen Meryem Xan’dır. Hayatına ya müzik ya evlilik denilerek karşısına iki seçenek sunulan, müziği bütün yüreğiyle seçen bir sanatçıdır kendisi. Sayısızca eser bıraktı ardından, Mezopotamya’nın unutulmayan kadın dengbêjleri arasında yerini aldı.



NEFESİ NEHİRLERE DÖKMEK
Bir başka kadınımız Gula Govende (halayların gülü) diye hitap edilen Sovyetler Birliği’nde yaşayan Kürtler içerisinde ilk Kürt kadın dengbêji olarak anılan Sûsika Simo’dur.
Çevredeki insanların onu sırf kadın diye dengbêj kimliğini almaması için yaptıkları engellemelere rağmen o da Mezopotamya’nın unutulmaz kadın dengbêjleri arasında yer aldı. Ayşe Şan var bir de. Kadife sesli, Amed’in güzel kadını. Baba evinde kurulan dengbêj divanlarında büyüyüp çok sayıda sürgüne maruz kalan bir hayatı vardı onun da. Kürtler üzerine kurulan baskıcı zihniyete karşı durmuş, Kürdistan’ı birçok alanda tanıtmıştır. Dillere destan Qederê parçasında bütün hüznünü bu şekilde dile getirmiştir.
Dengbêjlik böylesine güzel, böylesine gerçek, böylesine tarih kokuyor. Bu kokuyu almak, nefesi nehirlere dökmek gibidir. Her döktüğün nefes bir gelecek olup akıp duracak. Unutulmayacak, dile getirilecek ve kirlenmeyecektir.



KÜRT TARİHİNİN İZLERİ
Dengbêjlerin hayatlarına baktığımız zaman çoğu sürgünlerden, çatışmalardan, kıyımlardan kaçarak kendi hayatlarını birleştiriverdiler eserlerinde. Örneğin; Şeroyê Biro Ermeni ve Yezidi kıyımından kaçarak Serhad bölgesinden Kafkasya’ya göç eder. Çîya Bilinde adlı eserini söyler ve hayatına, bizlere tanıklık eder. Bir başka dengbêj Karapêtê Xaco ise Ermeni tehcirinde anne babası Bileyder Köyü’ndeki evlerinin önünde kendisi, kız kardeşi ve ağabeyinin gözleri önünde kurşuna dizilerek öldürülür. Şeyh Said yenilgisinden sonra gelen idamlardan etkilenerek bir gece yarısı kendini Suriye sınırına vurur. Ardından Evdalê Zeynê, Endîwere Paytexte, Edûlê, Zembîlfiroş, Genc Xelîl adlı eserlerini bırakır bizlere. Böyle sayısızca dengbêjler yaşamlarını eserlerinde birleştirerek Kürt tarihinin izlerini tekrardan bize bir bir hissettirdi, hissettirmeye de devam ediyor.

Kaynak: Evrensel Gazetesi

İlgili haberler
GÜNÜN GÜÇLÜSÜ: Amazon kadınlar

Amazonlar, tamamen kadınlardan oluşan kadın savaşçılar topluluğudur. Birçok ulusla savaşan Amazonlar...

GÜNÜN KİTABI: Kürt Kadını – Amazonlar

Büyük bedellerin ödendiği yaşamlar, geçmişten bugüne uzanan bir serüven bu... Toprağa ana dilinde 'A...

GÜNÜN KADINI: Meryem Xan

Sesi ile Kürt müziğine renk katan, hayatını şarkılara adayan Meryem Xan’ı tanımak ister misiniz?