Engelli bireylerin medyadaki sorunlu temsili engellilikle ilgili önyargıları güçlendirdiğinden engelli bireylere yönelik ayrımcılığın yeniden üretilmesine neden oluyor. Engellilik meselesiyle ilgili medyada temel olarak “mağdurlaştırma” ve “kahramanlaştırma” ikiliği etrafındaki söylemler ön plana çıkarılıyor. Ya “mağdur=yardıma muhtaç” ya da “kahraman=engeline rağmen başarılı” şeklinde temsillerle sıkça karşılaşıyoruz. Bu yüzden medya çalışanları engelli bireylere ilişkin haber yapımında şunlara dikkat etmesinde yarar var:
-“Özürlü”, “mağdur”, “muzdarip”, “malul”, “hasta” ya da “tekerlekli sandalyeye bağlı/ mahkûm” gibi ifadelerden kaçınılmalı.
- Engelliliğin bir durum olduğunu pekiştiren ve “sağlam” ya da “normal” addedilen bedene meydan okuyan bir çeşitlilik olarak değerlendirilmesine aracılık edecek ifadeler kullanılmalı.
- BM Engelli Hakları Sözleşmesi kapsamında kabul gören “engelliler” ve “engelli hakları” terimleri tercih edilmeli.
BM Engelli Hakları Sözleşmesi Madde 1: “…Engelli kavramı diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve etkin bir şekilde katılımlarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişileri içermektedir.”
-Engelliliğe dayalı önyargıları ve yanlış inanışları besleyen ve sürdüren ifadeler kullanmaktan kaçınılmalı
-Kahramanlaştırma söyleminden vazgeçilmeli. “Engeline rağmen başardı” gibi ifadeler kullanmak önemli. Çünkü böyle haberler engelli bireylerin toplumsal yaşama tam ve etkin katılımı önündeki engellerin görmezden gelinmesine neden oluyor. Engelliliği bireysel bir sorun haline getiriyor ve engelli olmayı bir çeşitlilik değil, aşılması gereken bir sorun olarak ortaya koyuyor.
… rağmen yaptı, oldu, başardı” gibi ifadelerle engelli bireyleri kahramanlaştıran söylemlerden kaçınılmalı. Bu tür söylemler sorumluluğu engelli bireye yükleyerek engeli olmayan bireylerden “daha fazla çaba” göstermesi gerektiğine işaret ettiği unutulmamalı. Bunun yerine engelli bireyleri içerici politikaların eksikliği nedeniyle engelli bireylerin yaşadıkları ayrımcılıklar ön plana çıkarılmalı.
- Mağdurlaştırma söyleminden vazgeçilmeli. Engelli bireyin yaşamını dramatize eden ifadeler kullanmak; Engelli olma durumunu “olumsuz” bir durum olarak gösteriyor. Engelli bireyleri güçsüzleştiriyor. Haklar perspektifi yerine “yardım temelli anlayışı” pekiştiriyor.
“yatağa/tekerlekli sandalyeye mahkum” gibi ifadeler gibi engelli bireyleri “zavallı”, “çaresiz”, “başkasına bağımlı” gibi temsil eden ifadelerden kaçınılmalı. Bu ifadelerin engelli bireyleri güçsüzleştiren ve ayrımcılığa maruz kalmalarına neden olan ifadeler olduğu unutulmamalı.
-Engelliliğe yaklaşımda tıbbi model yerine insan hakları yaklaşımı öne çıkarılmalı Engellilik konusuyla ilgili medyanın olay odaklı haber yapma yaklaşımı engelliliğin bireysel bir sorunmuşçasına temsil edilmesine neden oluyor. Bu anlayış engellilikle ilgili konuların “yardım” temelinde çözülmesinin yeterli ve gerekli olduğuna ilişkin bir algı yaratıyor. Oysa meselenin bir “hak” meselesi olduğunun altının çizilmesi engelliliğe ilişkin önyargıların ortadan kaldırılması için gerekli.
- Olay odaklı habercilik değil, sorun odaklı habercilik ön plana çıkarılmalı. Örneğin erişilebilirlikle ilgili sorunlar, engelli kadına yönelik şiddet ya da engelli ve LGBTİ bireylerin yaşadıkları sorunlarla ilgili haberlere öncelik verilmeli.
- Haber yapılırken olayı verip geçiştirmek yerine olayın ortaya çıkmasına neden olan yapısal sorunlara, bu sorunların çözümü için neler yapılması gerektiğine, yükümlülerin kim olduğuna dair bilgilerin içerilmesine dikkat edilmeli.
- Engelli bireyler yardıma muhtaç kişiler olarak resmetmek yerine hak sahibi özneler olarak resmedilmeli.
- Yapılacak haberler engelli bireylerin hakları hakkında bilgilendirici ve bunların kullanımı konusunda cesaretlendirici olmalı.
- Engelli kadına yönelik şiddet haberlerinde yalnızca şiddet meselesine odaklanmak yerine devletin şiddeti önlemedeki sorumluluğu, sözleşmeler kapsamında atılması gereken adımlara da odaklanılmalı - Yapılan haberde etik bakımdan “zararın sınırlandırılması” ilkesi kapsamında engelli kadının ismi -özellikle çocuklar için- açıkça kullanılmamalı, cinsel şiddete maruz kalan kadının kimliği gizli tutulmalı, zedeleyici bilgiler yayınlanmamalı
- Fotoğraf kullanımına dikkat edilmeli
-Cinsel şiddetle ilgili haberlerde haberi pornografikleştiren dile dikkat edilmeli.
İlgili haberler
Engelli değil, engellenen kadınız
‘Ben engelli değil engellenenim. Bunu en çok iş hayatında görüyorum. Yaşıtım kadınlardan tek farkım...
GÜNÜN DİKKATİ: Engelli kadınlara katmerli ayrımcıl...
Engelli kadın ve kız çocuklarının her türlü ayrımcılıktan, sömürüden uzak, eşit ve özgür bir yaşama...
ENGELLİ KADINLAR: Eksik değil, farklıyız!
10-16 Mayıs Engelliler Haftası... Yaşadıkları sorunları ve taleplerini anlatan engelli kadınlar ayrı...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.