‘Kara kara düşünmüyorum artık’
Küçükçekmece’den Suna kadınların yoksullukla boğuşurken ruhsal ve bedensel olarak nasıl çöktüğünü, dayanışmanın yaralara nasıl merhem olduğunu anlatıyor.

Ben 15 yıldır esnaflık yapıyorum. Esnaflık yaptığım süre içerisinde hiç karşılaşmadığım bir durumla karşılaşıyorum 2 yıldır. Her gün 10’dan fazla kadın ve çocuk dükkana gelip ‘Bayat simit, poğaça var mı?’ diye soruyor. Bu soruları hem çok üzüyor hem de düşündürüyor beni. Bir anne için çocuğunun beslenmesine bir poğaça, simit koyamaması ne kadar acı vericidir.

Çocukların birçoğu günlük 5 lira ile okula gidiyor. Dükkana geliyor, “Bir poğaça bir meyve suyu ne kadar?” diye soruyor. 20 lira dediğimde “Ama benim 5 liram var. Poğaça, meyve suyu alabilir miyim?” diye sorunca insanın içi parçalanıyor. Hele annelerin bir süt, meyve suyu almadan çocukları ağlayarak çıkarması...

‘HAR VURUP HARMAN SAVURANLAR ŞÜKREDİN DİYOR’

Son birkaç yıldır hiç olmadığımız kadar fakirleştik. Bundan en çok çocuklar etkileniyor. Çocuğun istediklerini almayı geçtik, temel ihtiyacı olan sağlıklı beslenmeyi karşılayamaz olduk. Daha dün anne babaların en büyük derdi çocuğuna iyi bir gelecek kurmaktı. Şimdi çocuğun karnını nasıl doyuracağımızı kara kara düşünür hale geldik. Bu yüzden okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı beslenmeyi talep ediyoruz.

Çalışan bir babayı düşünün, 11 bin 400 lira maaş alıyor. Kiralar en az 10 bin lira. Bu baba parayı kiraya mı versin, faturaları mı? Yoksa çocuğunun karnını mı doyursun? Kadınlar eve 5 bin tanesi 50 liradan ek iş getirmek zorunda kalıyor. Evine yakın bir atölyede parça başı iş yapmak zorunda kalıyor. Gece, eşini çocuklarının yanında bırakıp yövmiyeli işe gitmek zorunda kalıyor. Bir sürü süre sonra kadınlar, bedenen ruhen çökmüş hale geliyor. Bu şekilde çocuklarına da faydalı olamıyorlar. Bazıları ise “Bize şükredin, kısarsanız yaşarsınız” diyorlar. Ama kendileri har vurup harman savuruyorlar. Son yıllarda yoksullar ve zenginler arasında alım gücü yarığı uçurum haline geldi.

Ben ne yaparız ne ederiz diye kara kara düşünürken sürekli görüştüğüm bir arkadaşımın bir şeyleri değiştirmek için nasıl çabaladığını düşündüm. Bana Ekmek ve Gül’ün çalışmalarından bahsediyordu. Onu dinlerken çok heyecanlanıyordum. İlk zamanlarda kaygılıydım. Sonra düzenledikleri etkinliklere katılınca kaygılanmamı gerektiren bir şey olmadığını fark ettim. Çalışmalar yürüttük ve bu çalışmaların ürünü olarak bir dernek kurmaya karar verdik. Evet, kara kara düşünmüyorum artık. Neler yapabiliriz kadınların hayatlarına dokunabilmek için diye düşünüyorum. Evet belki yoksulluğu bugün ilk elden çözemeyiz. Ama dayanışma ile küçük de olsa yaralara merhem oluruz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
‘Yalnız değilim, kadınlar var’

‘Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği ile tanıştığımda oradaki kadınlar bana kucak açtılar. Dernek sayes...

2024’ün mottosu: Saldırılara karşı dayanışmayı ve...

Yeni bir yıla girerken 2023 yılında yaşadıklarımız, kaybettiklerimiz, mücadelemiz kazanımlarımız; ye...

2023’te kadınların mücadelesi dört bir yanı sardı

2023’ü geride bırakırken dünyada öne çıkan olayların ve umut veren direnişlerin bazılarını hatırlaya...